Yenilikçilik ve Bilgi Yönetimi

MentalPress 30

Yenilikçiliğin bilgi yönetimiyle (BY) ne gibi bir ilişkisi olabi­lir? İnsana özgü ve yenilik yapma yeteneğimize büyük katkısı olan üç temel unsur vardır.

•     Bellek: bilgiyi depolama ve yeni durumlarda tekrar kullanma yeteneği.

•     İşbirliği: problemleri çözmek ve yeni fikirler üretmek için bir­likte düşünme yeteneği.

•     Yaratıcılık: bildiklerimizi yeni bileşimler halinde kullanma ye­teneği.

Bilgi yönetiminin öğrenmemize, işbirliği yapmamıza ve yaratma­mıza bir katkısı olabilir mi?

Bilgi yönetimi, örgüt teorisinin en hızlı gelişen kavramlarından bi­ridir. Daha 1990'lı yılların başlarında pek bilinmeyen bir terimken, günümüzün en moda mesleki terimlerinden biri haline gelmiştir. Hatta, ayrı bir işlev haline bile gelmiştir: Çok sayıda örgüt artık —bilgi uzmanları arasından seçilmiş—bilgi müdürleri ve bilgi me­murları istihdam ediyor.

Sanayi Devri­minin ilk bölümünde yeni teknoloji, patent ve zanaat becerilerinin gelişmesi sayesinde, bilgi alet, süreç ve ürünlere uygulandı. Daha sonra ise, sanayileşmenin ve bürokrasinin merkezileşmesiyle bir­likte, çalışma analizi ve zaman-ve-hareket incelemeleri sayesinde, bilgi insan çalışmasına uygulandı. Şimdi de üretkenlik ve rekabet üstünlüğü, bilginin kendi kendisine uygu­lanmasına bağlı bir şey haline geldi. Bilgi toplumunda, zenginlik yaratımı örgütlerin bilgiyi mevcut bilgiye ne kadar iyi uygulayabildiklerine bağlıdır. Başarı, bilgi işçilerinin katkısına bağlıdır.

Çok geniş tanıma göre, bilgi işçileri esas katkılarını el emeğinden çok bilgileriyle yapan kimselerdir. Sadece aldıkları eği­timin niteliğiyle veya mesleki statüleriyle tanımlanmazlar. Katkısını el emeği olarak değil de bilişsel olarak yapan herkes bilgi işçisidir.

Gittikçe daha çok sayıda iş, bunlara ne ad veriliyor olursa olsun, "bilgi çalışması­na özgü özellikler" kazanmakta. Bunun anlamı, operasyonel yöne­ticiler bakımından yeterince radikal. Bu türden işleri nasıl tanımla­malı? Bilgiyi şirket bilançolarında nasıl göstermeli? Onu nasıl ölçmeli? Onu ödüllendirmenin en iyi yolu ne olabilir? İnsanların sahip oldukları bilgiyi örgüt yararına kullanmalarını ve—hepsinden önemlisi—onu paylaşmalarını nasıl sağlamalı? Bunun için ne tür­den sözleşme ilişkilerinin kurulması zorunlu hale geliyor?

Bilgi işçilerinin üretkenliklerini ölçebilmek kolay değil.  Basit bir örnek olarak, sahada çalışan bir satış yöneticisini ele alıyor. Böyle bir kişinin üretkenliği nedir?

"Toplam satış miktarı mı? Yoksa, tekil bir satıcının sattığı ürün bile­şimine bağlı olarak büyük değişiklikler göstermesi söz konusu ola­bilecek, bu satışlardan elde edilen kâr mı? Yoksa, satış (ya da satış­lardan edilen kâr) miktarının o bölgenin satış potansiyeli içindeki payı mı? Belki de bir satıcının üretkenliğinde merkezi olan şey eski müşterileri elde tutabilme yeteneğidir. Belki de yeni müşteri kazan­ma yeteneği esas olmalıdır."

Bu analizdeki karmaşıklık birçok başka bilgi işçisi için de geçerlidir.

Ne ki, zorlukların kökleri, geleneksel muhasebecilik açısından ortaya çıkanı sorunlardan çok daha derinlere gitmekledir. Bilgi işçileri bir örgüt için en temel olan üretim aracını kafalarının içinde taşımakta ve onun mülkiyetini kendi ellerinde tutmaktalar: bilgi. Ellerinde tuttukları "know-how" ve "know-what" bir tür kişisel "sermaye" haline gelmiştir. Sahip oldukları bil­gi onları güçlendirmekte, kontrol edilmelerini zorlaştırmakta ve pazarlanabilirliklerini artırmaktadır. Bilgi işçilerinin kendilerini iş-görenler olarak değil de profesyoneller olarak görmesinin nedeni de belki buradan ileri gelmektedir. Sadakatten çok öz motivasyon­la hareket etmeye daha yatkındırlar. Nitekim, kolektif bir işyerine bağlılığa vurgu yapan ve profesyonel şebekelerin görece gevşek sosyalleştirici kültürünü yeğleyen geleneksel yönetim kültürü için­de kendilerini rahatsız hissedebilirler.

Yeniliği gerçekleştirecek insanlar bunlardır. Bilgi çalışmasında mutlak olan yeniliktir: Yeniliğin enformasyona, fikirlere, bilişsel be­cerilere ve yaratıcılığa olan talebi, diğer bütün çalışmalarda oldu­ğundan daha fazladır. Yenilikçi bir ekibin üyeleri, tanım gereği, bil­gi işçileridir.

O halde, yenilik yapma yönetimi demek, bilgiyi yönetmek kadar bilgi işçilerini de yönetmek demektir. Bilgi işçilerinin etkinliğini be­lirleyen şey, mekanik verimlilik ölçülerinden çok, sahip oldukları uzmanlıkları ve problem çözme becerileridir.

Ama yenilik bundan daha fazlasını gerektirir; bilgi işçilerinin aynı zamanda bilgiyi paylaşabilmeleri, ekip içinde ve projeler üzerin­de çalışabilmeleri, geleneksel yönetsel yapılar dışında üretken çalış­ma ilişkileri kurabilmeleri ve kendi çalışmalarının sorumluluğunu üstlenebilmeleri gerekir.