Bilgelik, yaratım ve bunlardan yararlanma yoluyla—en iyi hizmeti sunabilmesi için en iyi insanlara, en iyi ekiplere ve en iyi örgüte sahip olmasına yardımcı olmaktadır. Kimi akademisyenler bilgelik ile yaratıcılık arasında bir bağlantı bulunmadığını söyleyebilirler; oysa bizim deneyimimizden böyle bir sonuç çıkmıyor.
Yenilik ve elle tutulur yararlı değişim için gerekli ruhu ve davranışı sağlayan şey yaratıcılıktır. Yenilikçilik yaratıcılığın akıllıca kullanılmasıdır. Yaratıcılığın ve yenilikçiliğin özünü oluşturan şey bilginin yaratımı ve yaygınlaştırılmasıdır ve bu da bilgelikle ilintilidir.
Bunlar bir sürecin birbirleriyle bağlantılı parçalarıdır; bu süreci doğrusal olarak şöyle ifade edebiliriz:
Veri > Enformasyon > Bilgi > Bilgelik veya deneyim
Yaratıcılıkla bilgelik arasında bir ilişki bulunduğu pek çok eski gelenek tarafından kabul edilmiştir. Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar için, Tanrı'nın bilgeliği evreni yaratırken kullandığı kendi gücüdür ve evren O'nun ilk ihsanıdır. Bu anlayış Asyalı kültürlerde de çok yaygındır. Bu eski öğretiler, yaratıcılık, bilgi ve bilgelik arasındaki ilişkinin doğrusal değil, çevrimsel olduğunu göstermektedir. Yaratıcılık bilgeliğin ötesinde bir şeydir, ama geriye dönüp bilgiyi besler. Bilgi yaratımı sürekli yeniliğe yol açar. Yenilik ile bilgi yönetimini birleştiren yeni bir kavram arıyorsak ki bu ileriye doğru bir adımdır bilgi yeniliği gibi bir kavram bunun için çok uygundur. Bu aslında bir öğrenme döngüsüdür: bilgi yenilik yaratmak için kullanılır ve kullanıldıkça yeni bilgi edinilmesini sağlar ve bu da yeni yenilikleri ateşler.
"Anlama" bu modelin neresinde yer almalı? Onu "bilgi "ile "bilgelik" arasına mı yerleştirmemiz gerekir? Yoksa "anlama" bunların her ikisinin de esas parçası mıdır? Bilgelik ile bilgi arasında bir ayrım yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bilgelik, bilginin yapıcı bir biçimde kullanılmasını sağlayan kritik bir yetenektir. Aynı şekilde bilgelik de yeni fikirler yaratmanın yollarını bulmayı sağlayan kritik bir yetenektir.
Yeni kaynaklardan edinilen bilgiyi en değerli hale getiren şey, mevcut kaynaklardan edinilen bilgiyle birleştirilmesidir. Bu fikri daha da geliştirmek mümkün. Eğer bilgi ile yenilik çevrimsel bir etkileşim içindeyseler, o zaman bir örgütün amaçsız daireler içinde dönüp durmaktan kendini sakınması için ne yapması gerekir? İleriye doğru hareket edebilmek için ne yapmalıdır? Bunun bir yolu, bir sarmal kullanmaktır. Bu, öğrenme sarmalıdır.
"Bilgi Yeniliği Sarmalı", kendisi de bir öğrenme sarmalı olan çift devreli öğrenmenin bir örneğidir. Şu halde öğrenmeyi öğrenme, örgütlerin evriminde çok önemli bir itici kuvvettir.