Dünyadaki en kolay şey tanıdığınız insanlarla konuşmaktır. Tanımadığınız insanlarla konuşmak daha zordur.
Yeni biriyle tanışmak için kendinizi zorlayın ve onunla düzenli bir ilişki başlatın.
Konfor alanında oturarak asla kariyerinizi geliştiremezsiniz—ve yapabileceğiniz en rahat işlerden biri sadece kendinizi rahat hissettiğiniz insanlarla sohbet etmektir. İnsan tabiatını gözlemleyen herkes bunu kolayca görür—yemek aralarında hep bir arada oturan "arkadaş" kalabalıkları, eğitimlerde hep aynı masanın etrafında toplanan aynı şirketten insan grupları. Sonuç olarak mevziler oluşur ve yabancıların hoş karşılanmadığının işaretleri gönderilir. Yabancılarla iletişim kurmak zor iştir.
Başarılı insanlar bu engelleri yarıp geçerler ve daha önce hiç karşılaşmadıkları insanlarla temas etmekte becerikli davranırlar. Güvenlik görevlisinden sekretere, insan kaynakları uzmanından kıdemli yöneticiye kadar bir şirkete iş başvurusu yaparken bu beceriye ihtiyacınız olacak.
Yabancılarla konuşma becerinizi geliştirerek her kuruluşun istediği insan haline gelme olasılığınızı artırırsınız. Bu kendinize güvendiğinizi ve sosyal etkileşiminizi en yakın meslektaşlarınızla sınırlamanın çekici rutinini tercih etmediğinizi gösterir. Bu, sizin hem müşteriler hem de tedarikçilerle—ve özellikle kararsız ruh halleri ve garip davranışları olan zor insanlarla—aynı şekilde konuşabildiğinizi ispat eder. Bunlar uğraşılması zor olan ve birçoklarının çekindiği yabancılardır. Eğer bu insanlarla makul bir şekilde konuşabilirseniz, herkesle konuşabilirsiniz demektir. Yabancılarla olan iş toplantılarında en iyisi, resmiye gayri resmi elbisesi giydirmektir. Bu ilişkileri sıcaklaştırır. Örneğin, "Sizin oralardaki kötü hava şartlarına rağmen buraya kadar geldiğiniz için çok mutlu oldum..." Yeni bir ilişkinin insanileştirilmesi işin zor yanıdır.
Diğer bir faydalı teknik de işteki saatleriniz sırasında karşılaştığınız herkese ilgi göstermektir. Böylece daha önce hiç karşılaşmamış olsanız bile, diğer kişiye değer verdiğinizi gösterirsiniz.
Yabancılarla konuşmak antrenman gerektirir. Sizinle göz temasında bulunan (ve bunu yaptıklarında gözlerinizi asla kaçırmayın) herhangi birisiyle sohbet edin. Zararlı olmayan şöyle sorularla başlayabilirsiniz: "Bu sabahki yolculuğunuz nasıl geçti?" Birçokları sizi görmezden gelecektir ama bazıları da sizin hakkınızda bilgi edinmiş olacaktır. Bu şekilde alıştırma yaparak güven kazanırsınız ve yabancı yeni patronunuzun hayatınıza girdiği o büyük an için hazır olursunuz. Sırf başka hiçbir adayın ona sabah işe gelirken yaptığı yolculuğu sormamış olması nedeniyle ekibinde sizin olmanızı isteyecektir.
20 Ocak 2009 tarihinde yaklaşık 2 milyon insan Başkan Obama'nın göreve başlama törene tanıklık etmek için Washington'u ve Pennsylvania Bulvarı'nı doldurdu. Televizyonların görüştüğü insanların sıklıkla yaptığı açıklama şöyleydi: "Herkes öyle dost ve birbirine yardımcı ki, insanlar birbirleriyle konuşuyorlar."
Ve işte dünya böyle olmalı. Sizin kuruluşunuz böyle olmalı. Siz böyle olmalısınız. Konfor alanınızı koruyan bariyerleri kaldırın, iş dünyasına atılın ve insanlarla konuşun!
Uygulamalar:
İnsanlarla göz teması kurun.
Bugün karşılaştığınız, göz temasınıza karşılık veren ilk yabancıyla konuşun. (Örneğin, asansöre binip de hiç tanımadığınız bir yüz gördüğünüzde sadece "Günaydın. Nasılsınız?" deyin) Buradaki risk ters bir yanıt almaktır, ancak olasılık büyüleyici bir insanla tanışmaktır.
Personel yemekhanesinde tanımadığınız birinin yanma oturun ve bir sohbet başlatın.
Şirket binanızın bilmediğiniz bir bölümüne gidin ve karşılaştığınız ilk açık kapıdan içeri girin. Kendinizi tanıtın ve "Burada neler yapılıyor?" diye sorun.
Konferanslara katıldığınızda hep tanımadığınız insanların yanına oturun ve sonra onlarla bir sohbet başlatın.