Birçok şirket, yılda en az bir kez herkesi iş dışında bir araya getiren etkinlikler düzenler. (Genellikle yeni yıl partisi ya da yaz partisi)- Veya şirket, bir sosyal sorumluk adında ya da hayır kurumu için düzenlenen etkinliğin maliyetlerini üstlenir.
Çalışanların birçoğu en azından bedava yiyip içme fırsatından yararlanmak için bu etkinliklere katılır. Bu onlar için aynı zamanda ailelerini ve arkadaşlarını, birlikte çalıştıkları kişilerle tanıştırma şansı yaratır; tabii aileleri ve arkadaşları da bedava yiyip içme fırsatından yararlanırlar.
Ancak bir mahkeme emri gelmedikçe, şirket tarafından düzenlenen bir etkinliğe katılmak gibi bir niyeti olmayan İnsanlar da vardır.
Bazı çalışanlar iş saatlerinde zaten iş arkadaşları ve patronlarıyla yeterince zaman geçirdiklerini düşünürler ve bir şirket etkinliğinden yirmi dakika bile geçirmeye tahammül edemezler. İşverenin bir hayır kurumu için gece düzenlemesine ya da çalışanlar arasındaki bağlantıları güçlendirmek için uğraşmasına ne gerek vardır ki? Bu çalışanlar işe gerekli zamanı verdiklerine, bunun karşılığında ücretlerini aldıklarına, geri kalan zamanlarda istediklerini yapma konusunda özgür kalmaları gerektiğine inanırlar. Bu doğrudur. Hiç kimse şirket etkinliğine katılmaya zorlanmamalıdır.
Ama bir an için başka bir perspektiften bakalım. Bu etkinlik sizin hem 2am hem de terfi almanıza yardımcı olsaydı? Patronunuz, "Yerel bir hastane için düzenlenen maraton koşusu için bana yardımcı olursan sana 3000 dolar ve yeni bir oda veririm?" deseydi?
Tamam, biraz abartmış olabiliriz ama söylediğimiz şey tamamen olasılık dışı da değil. Mesele şu: Mesai saatleri dışında şirketin çabalarına destek olan biri olarak görünmeniz, hem patronun hem de onun patronunun gözünde bambaşka bir yere sahip olmanızı sağlar. Böyle bir çalışana değer biçilemez. Size her gün şirkete önemli bir katkıda bulunmanız konusunda bir fırsat verilmez; üstelik böyle bir etkinlik size mesai saatlerinden çok daha rahat ve samimi bir ortam sağlar. Bu ortamda patronunuzun patronuyla sohbet etmeniz, işvereninizi ve onun çabalarım desteklediğinizi gösterdiği için, olumlu bir izlenim yaratmanıza yardımcı olabilir.
Bir hayır kurumu için düzenlenen etkinliğe katılmanız, bu işvereniniz tarafından düzenlenmiş olsa bile, şirketinizin İmajını güçlendirecektir.
"Bazı şirketler, sosyal sorumluluk İçermediği sürece, başka şirketlerle çalışmak istemiyorlar," diyor bir kariyer danışmanlığı şirketinin kurucusu olan Kate Wendleton. "Bu nedenle sizin toplumsal açıdan önemli etkinliklere katılıyor olmanız, patronlarınız açısından çok önemli."
İşvereninizi gözle görülür biçimde desteklemeniz, patronunuzun sizin için enerji ve kaynak yatırımı yapma konusunda daha hevesli hale gelmesini sağlar. Başka bir deyişle, siz bu tür bir etkinliğe katılarak görevinizin gerektirdiklerinin ötesine geçtiğinizden, o da aynı şeyi siz ve kariyeriniz için yapmak isteyecektir.
Bunun yanı sıra, sizin şirket etkinliklerine katılma zahmetine katlanmadığınızı gören bir patron, kariyerinize yönelik yatırımlar konusunda gönülsüz davranacaktır. Patronlar, şirketin düzenlediği etkinliklere çok az çalışanın gelmesi halinde, kendi patronlarının karşısında mahcup duruma düşerler.
Ancak tek mesele patron değildir. Şirket tarafından düzenlenen bu tür etkinliklere katılmanın başka yararları da vardır. Çoğu kez parti, piknik gibi etkinliklere aileler ve arkadaşlar da katılır; onlarla tanışmanız, iş arkadaşlarınızla ilişkilerinizi güçlendirebilir. Diyelim ki çok ketum görünen ve yaptığınız işleri sürekli eleştiren bir iş arkadaşınızla iletişim kurmakta zorluk çekiyorsunuz. Onun eşiyle tanıştığınızda, tahta işlerinden ne kadar hoşlandığını öğrenebilirsiniz. Siz de tahta oymaktan hoşlanıyorsunuzdur ve bu konuda sohbet etmeniz, aranızdaki buzların kırılmasına yardım edebilir. Ya da ailesinden, bu kişinin kronik bir hastalık yaşadığım, bu nedenle zamanla huysuz ve sivri dilli olduğunu Öğrenirsiniz. Bundan sonra onun kendini iyi hissetmediği zamanlan gözler ve daha fazla sabır gösterirsiniz.
Şirket etkinliğine katılmanın bir başka yaran, size network oluşturma olanağı sunmasıdır. Patronunuza, etkinlikte tanıştığınız yeni bir müşteriden ya da sizi potansiyel bir yatırımcıyla tanıştıracağına dair söz veren hayırsever kişiden söz ettiğinizde, bundan ne kadar hoşnut kalacağını düşünün.
Bu tür etkinliklere katılmanız birçok açıdan önemli olduğuna göre, şimdi bunlardan en iyi şekilde nasıl yarar sağlayacağınıza bakalım. Şunları unutmayın:
Hazırlıklı olun:
Bir partide CEO'nun hemen yanında dururken nelerden söz edersiniz? Kibarca selamlaşıp hal hatır sormanız işe yarayabilir, ancak bu sizin şirketin değerli bir elemanı olduğunuzu göstermeniz için fırsat da olabilir. "Büyük patron size nasıl gittiğini sorduğunda, sadece 'İyi' demeyin," diyor Wendleton. " 'Ah, çok iyi gidiyor. Gerçekten çok çalışıyorum. Dün aklıma çok güzel bir fikir geldi,' diyebilirsiniz. Patronunuz, 'Öyle mi, bilmiyordum? Biraz anlatır mısınız?' diyecektir." Büyük patrona bu kadar yakın olma fırsatı her zaman elinize geçmez; bunu kendi yıldızını parlatmak için iyi değerlendirin.
Dinleyin ve öğrenin.
Bir etkinlikte kartvizitinizi hemen karşınızdaki kişinin burnuna sokmayın. Burası daha rahat bir atmosferdir; bir süre bekleyip bu kişi hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışabilirsiniz. "Sizi bu etkinliğe getiren neden ne?" diye sorabilirsiniz. "İlk kez mi geliyorsunuz?" Biriyle ilk tanıştığınızda, adını aklınızda tutabilmek için hemen söylemeye çalışın. "Tanıştığımıza çok memnun oldum, Tom." Sonra iş hakkında sohbet etmeye devam ederseniz ve bu kişinin sizin için iyi bir bağlantı olacağına inanırsanız, ona kartvizitinizi verebilirsiniz. "Seninle konuşmak ve işin hakkında bir şeyler öğrenmek güzeldi, iyi eğlenceler," diyerek yanından ayrılabilirsiniz.
Güvenli bölgenizin dışına çıkın.
Birçok şirket etkinliğinde, birbirini tanıyan çalışanlar, fırtına öncesindeki tavuklar gibi kümeler halinde toplanırlar. Oysa bu tür durumlar, yeni insanlarla tanışmak için mükemmel bir fırsattır. İnsanlar işten uzaktayken çok daha sosyal ve cana yakındırlar; etkinliğin amacı da (hastane için para toplamak vb.) aranızda bir bağ kurulmasını sağlar. Bir keresinde, iki saat boyunca bir yemek bankasında çalışmıştım; bir yandan patates soyarken bir yandan da üç önemli işletme sahibiyle tanıştım. (Üstümüzün başımızın batmış olması, ellerimizdeki patates kabukları bizi birbirimize yakınlaştırmıştı.)
Davranışlarınıza dikkat edin.
Yazın güneşin altında ev yapmaya çalışmak ya da kışın bir yandan buz gibi havada donarken bir yandan da resmi geçit töreniyle ilgilenmek sabrınızın taşmasına neden olabilir; ancak bir şirket etkinliğinde kimi temsil ettiğinizi unutmayın. Siz, orada şirketin yüzü ve adısınız. Herkese kibar ve saygılı davranarak şirketinizi en iyi şekilde temsil edin.
Unutmayın, mesele siz değilsiniz. Şirket etkinliğinde, yemekleri beğenmezlik etmeyin; iş arkadaşlarınıza bu etkinliğe katıl-maktansa golf oynamayı tercih edeceğinizi söyleyip yakınmayın. Mutlu bir yüz ifadesi takının, on üç yaşındaki şımarık bir çocuk gibi davranmayın. Böyle bir durumda önemli olan sizin kişisel nirvananız değildir. İşvereninizi ve etkinliği desteklediğinizi göstermeniz gerekir.