Çocukken bize, "Özür dilerim" demenin, başımızı dertten kurtarma konusunda işimizi çok kolaylaştırdığı öğretilmişti. Süt dolu fincanı mı devirdik? "Özür dilerim anne," deriz. Yaşımız büyüdükçe, duygularını incittiğimiz arkadaşlarımıza, "Özür dilerim" demeyi öğreniriz. Yetişkin olduğumuzda, giysileri kuru temizlemeciden almayı unuttuğumuzda, en çok sevdiğimiz insanın kalbini kırdığımızda ve daha pek çok konuda "Özür dilerim" deriz.
İşyerinde "Özür dilerim" sözü daha karmaşık hale gelir. Bazı çalışanlar bir insanın özür dilemesinin salak olduğunu kabul etmesi anlamına geldiğine inanırlar. Bazıları Özür dilemenin onları zayıf duruma düşürdüğünü düşünür. Bazıları da bir iş arkadaşından özür dilemektense, trafiğin en yoğun olduğu saatlerde caddede çırılçıplak koşmayı tercih eder.
Bunun yanı sıra, bazı insanlar da özrü kabul etmekte zorlanırlar. Bir keresinde, duygularını istemeden incittiğim bir iş arkadaşım, kendisinden Özür dilediğimde, bunu kabul etmemişti. Yüzünde buz gibi bir ifadeyle bakmıştı bana. Altı ay boyunca benimle konuşmadı. Söylemek istediklerini başkaları aracılığıyla iletiyor, odaya girdiğimde beni görmezden geliyordu. Bu deneyimin ağzımda berbat bir tat bıraktığını söylemeliyim. Neyse ki bu arkadaşım bir gün bir sebeple beni affetmeye karar verdi ve özrümü kabul etti. Oysa artık benim için bir önemi kalmamıştı.
Günümüzde işyerinde özür dilemenin ve özürleri kabul etmenin ne kadar önemli olduğunu arılamamız gerekir. Bu, evlilik danışmanın, bir çifte asla birbirlerine küs yatmamalarını söylemesi gibi bir şeydir; çünkü sorunları belirli bir süre içinde çözmek büyümelerine izin vermek, boşanmayla bile sonuçlanabilir. İşyerindeki sıkıntıları özür dileyerek ve özürleri kabul ederek atlatmayı öğrenemezseniz, öfkenin ve kötü duyguların esiri olabilir, böylece biriyle etkin bir biçimde çalışmayı olanaksız hale Kel irebilirsiniz. Bu da patronunuzun sizin henüz ilerlemeye hazır olmadığınız sonucuna varmasına yol açar.
CEO'lara üst düzey danışmanlık veren MarshalI Goldsmith, insanların genellikle özür dilemekte ve özürleri kabul etmekte zorlandığını söylüyor ve şöyle diyor: "Çünkü sürekli kazanma ihtiyacı duyarız. İnsanlarda haklı çıkma dürtüsü o kadar güçlüdür ki, ne yapmaları gerektiğini bilseler bile bunu yapmazlar."
Ancak eğer ilerlemeye hazırsanız ve özür dilemekte ya da özürleri kabul etmekte zorlanıyorsanız, şunları bilmeniz gerekir:
Abartmayın.
Hiç kimse buram bunun yapmacıklık kokan, abartılı bir özürden hoşlanmaz. Hayatta başınıza gelen bütün kötü şeyleri, bu noktaya nasıl geldiğinizi anlatarak özür dilemeye de kalkmayın. Bu, diğerlerini utandırır ve özrünüzü amacından saptırır. "İnsanlara, geçmişi değiştirmenizin mümkün olmadığını ama geleceği değiştirebileceğinizi anlatın," diyor Goldsmith.
Açık ve net olun.
Hareketinizin nasıl bir soruna neden olduğunu anladığınızı açıkça ifade edin. "Mesajı zamanında iletmediğim ve toplantıyı kaçırmanıza neden olduğum için özür dilerim," deyin. Ortalığı daha da karıştıracak bahaneler uydurmayın.
Bir telafi yolu önerin.
Bir gaf yaptıysanız, en iyisi bunu telafi etme yollarını aramaktır; böylece diğerleri sizin meseleyi önemsediğinizi anlarlar. "Mesajınızı zamanında iletmediğim için özür dilerim. Bundan sonra bir mesaj alır almaz size e-posta göndermeyi planlıyorum," diyebilirsiniz. Oturduğunuz yerde kımıldanıp durmayın. Siz beş yaşında bir çocuk değilsiniz; bu nedenle özür dilerken karşınızdaki kişinin gözlerinin içine bakın. Eğer uygun olursa, sözlerinizi bitirdikten sonra el sıkışın. Gerekirse, e-posta ya da telefon aracılığıyla da Özür dileyebilirsiniz, ama mümkün olduğunca yüz yüze özür dilemeyi tercih edin. Bu sizin seçkinliğinizi, olgunluğunuzu ve profesyonelliğinizi gösterir,
Gizli tutun.
Başkalarının sizin ne kadar yüce bir insan olduğunuzu düşünmesini sağlayacak şekilde özür dilemeyin. "Özür dilerim" demenin amacı, kötü duygulan silmek ve karşınızdaki kişiyle aranızdaki iletişimi yeniden kurmaktır. Eğer bu kişi sizin kendi vicdanınızı rahatlatmak ya da gösteriş için özür dilediğinizi hissederse, sorunu daha da karmaşık hale getirirsiniz. Özür dilemek İstediğiniz kişiyi sessiz bir yere çağırabilir ya da işten önce veya sonra yakalayabilirsiniz; böylece başkaları araya giremez.
Unutmayın; konu siz değilsiniz.
Özür dilerken, karşınızdaki kişinin sizin için üzülmesine neden olmamalısınız. "Mesajı iletmediğim için Özür dilerim, ama sevgilim beni terk etti ve köpeğimi de alıp gitti." Kendi, hayatınızdan şikayet etmeye başlarsanız, karşınızdaki kişi ve özür unutulur, sizin üzerinizde yoğunlaşılır.
Biri sizden özür diliyorsa; olgun, profesyonel ve kibar yetişkinlerin "Özür dilediğin için teşekkür ederim", "Unut gitsin. Hepimiz hatalar yaparız" ya da en azından "Pekala" demesi gerektiğini unutmayın. Hatta zaman zaman sizin de bunun karşılığında hafif bir Özür dilemeniz gerekebilir. "Anlıyorum. Aslında, teslim tarihiyle ilgili bir sorun yaşayabileceğimiz konusunda seni daha önce uyarmadığım için ben de özür dilerim."
Bir olay karşısında alınmış, hatta çok kırılmış olsanız bile, sizden özür dilendiğinde bunu kabul etmelisiniz. İşyerinde büyüklük ve olgunluk göstermenin karşılığını her zaman alırsınız.