Evet" sözcüğü sizi güçlendirir. Karşınızdakine güç verir.
Bir şey rica ettiğinizde karşınızdaki kişinin "evet" demesini istersiniz. O halde o kişi gibi olun. Mümkün olduğu her sefer "evet" deyin. O zaman aranır olursunuz.
"Evet" demek olumluluğun özünde vardır. İçgüdüsel olarak negatif olmak genlerimizde vardır. Küçükken sınırları ihtarla öğreniriz. (Örneğin, "O sıcak ütünün yanına yaklaşma"). Biri bir zamanlar bana bir çocuğun yaşamının ilk 16 yılında duyduğu en bilinen sözcüğün "hayır" olduğunu söyledi ("Hayır, dondurma yiyemezsin!", "Hayır, televizyon izleyemezsin!").
"Hayır" sözcüğü çoğu kez gelecekteki olası aksiliklere ve hoşlanmadığımız şeylere bilinçaltından otomatik bir yanıt olarak çıkar. Böylece "hayır", konfor alanımızı korumaya alır. "Hayır" demek "evet" demekten daha kolaydır. "Hayır" kısıtlayıcı bir sözcüktür. İnsanları etkisiz kılar ve moralini bozar. Birçok patron bir "evet" yanıtı için çabalamak yerine "hayır" demeye yatkındır. "Hayır" onlara güç verir ve "kontrol eden" olmalarına imkân sağlar.
Kariyerimin ilk dönemlerinde işimde bana sunulan her meydan okumaya "evet" demek için bilinçli bir karar aldım. Bir yardım ricasını reddettiğim tek bir hadise dahi anımsayamam. Birikmiş işlerle aşırı yüklenmiş bile olsam sorulduğunda yardım etmeye istekli olurdum. Eğer patronum benden bir şey istediyse bunun bir öncelik olduğunu düşünürdüm, fazladan olan bu işi üstüme alır ve önceliklerimi yeniden düzenlerdim.
Bu şekilde—zor bir insan ve "hayır" demek için her zaman nedenler bulabilen bir kişi olmaktansa—yardım etmeye istekli biri olarak tanındım. "Evet" diyerek kapasitemi bundan önce hayal ettiğimin ötesine genişletebileceğim! öğrendim. Bu beni daha çok öğrenme fırsatının yanı sıra daha büyük zorluklarla uğraşarak çok daha fazlasını başarma fırsatıyla da tanıştırdı. Patronum beni derin suya bırakmak istediğinde bile, kısa sürede yüzmeyi öğreneceğimi bilerek "evet" dedim.
Bir deyiş vardır, "Bir isteğin olduğu yerde bir yol da vardır." Bu "evet" demenin gücüne eşittir. Kariyerlerinde ilerleme sağlayanlar istekli olanlardır. Olumlu bir tavrınızın olması ve sizden bir şey yapmanız istendiğinde işi yokuşa sürmeyip o işi yapmanız patronları etkiler. Pozitif insanlar "evet'in ruhuyla" doldurulmuştur. "Evet" demekten haz alırlar ve her kuruluş içinde çok takdir görürler.
Eşit derecede önemli olan, "evet"i nasıl söylediğinizdir. Asla tereddüt etmeyin. Asla yalvarmayın, "Bu konuda düşünmem için bana biraz zaman verebilir misin?" "Evet", kesin ve hemen verilen bir yanıt olmalıdır. Karşınızdaki kişi sizden yardım istemekle bunu sizin yapabileceğinizi varsaymıştır. Eğer patronunuz sizi zorlu bir görevi üstlenmeye davet ederse onun kararına güvenin ve o anda kabul edin. "Evet, bu projeyi üstlenebilirim!" Sonuçlarım sonra düşünebilir ve planlarınızı ona göre düzenleyebilirsiniz.
"Evet'in gücü" size fırsatlar yönünden düşünmeyi öğretirken "hayır'ın gücü" sizi dünyayı sorunlar ve zorluklar yönünden görmeye sevk eder.
Ancak "evet" demenin iki önemli niteliği vardır. Birincisi, güvendiğiniz insanlara "evet" dersiniz. Güvensizlik varsa istekli olanın (bir klişe kullanmak gerekirse) ırgat gibi çalıştırılma riski vardır. Oysa böyle bir kuruluşta kim çalışmak ister ki?
İkincisi, "evet"i olağan bir seçenek olarak belirlemek, diğer herkesin fikrine katılacağınız ve bu yüzden şakşakçı bir "evet efendimci" veya dalkavuk haline geleceğiniz anlamına gelmez.
Bu bölümde kastedilen "evet", meydan okumaya "evet"tir, "sömürülmeye evet" veya "boyun eğmeye evet" değildir.
Uygulamalar:
"Hayır" demeden önce beş kez düşünün, fakat "evet" demek için sadece bir saniye düşünün.
Fırsatlara "evet" deyin.
Sorunları düşünmekten ve buradan hareketle de "hayır" demekten kaçının.
Bay Evet’i Jim Carrey oynadığı filmi izleyin.