Herkes uygunsuz zamanlarda cep telefonunda çene çaldığımı tanık olduğu bir "salak" hakkında hikayeler anlatmaya bayılır. Cenazede telefonda konuşan adam. Yüz yirmi km hızla giderken, bir yandan telefonda konuşan, bir yandan da ruj süren, defterine bir şeyler yazan ve kahve içen kadın...
Kendi kendimize buna inanamadığımızı söyleriz. Geri zekalı ne olacak! Aptal! Bu salakça davranış bizi o kadar sinirlendirir ki, işyerinde kendi cep telefonumuza sarılır ve arkadaşlarımızı, ailemizi arayarak gördüklerimizi anlatırız.
Onlar da "Daha neler!" diyerek bize katılır. "Salak! Ne yaptığım sanıyordu acaba?"
Aslında soru şu olmalıdır: Sen ne yaptığını yapıyorsun? İşyerinde cep telefonuyla konuşuyorsun!
Birçok patron, cep telefonunuzu okuldaki çocuklarınızı yoklamak için kullanmanıza ya da arkadaşınızı yemeğe geç kalacağınızı haber vermek için aramanıza ses çıkarmaz. Patronlar canavar değildir, sizin de bir Özel hayatınız olduğunu bilir ve cep telefonunu tamamen yasaklamazlar.
Ancak sizi sürekli kulağınızda cep telefonunuzla gören bir patronun, özel işler çevirdiğinizden şüpheleneceğini hiç düşündünüz mü? özel işlerinizle ilgilenmenizin, işteki işlerinizle yeterince ilgilenmediğiniz anlamına geleceğini? Bunun yerine üzerinde "Kapalıyım. Kendimi iyi ve hazır hissettiğimde geri döneceğim” yazan bir bayrak taşısanız da olur.
Patronlar zaten çalışanların özel işleriyle çok fazla zaman geçirdiğini düşünüyorlar. Accountemps'in ülkenin en büyük 1000 şirketinde yaptırdığı ulusal anketin sonuçlan, patronların, çalışanların günde ortalama elli altı dakikayı işle ilgili olmayan şeylerle uğraşarak, özel c-postalar gönderip alarak, telefonla mesajlaşarak ve interneti kullanarak geçirdiğini söylediğini göstermekledir. Patronunuzun sizi sürekli elinizde cep telefonunuzla görmekten hoşlanacağını gerçekten düşünmüyorsunuz değil mi?
Aynı zamanda, patronlar artık çalışanların işyerinde cep telefonuyla konuşmaktan başka neler yaptıklarım merak etmektedir. Cep telefonlarının gitgide daha karmaşık ve detaylı hale gelen teknolojik olanakları; fotoğraf çekmeye, gizli ve özel bilgileri (müşteri bilgileri ve ticari sırlar gibi) indirmeye olanak tanımaktadır.
İş arkadaşlarınızın sizin cep telefonu bağımlılığınızı nasıl yorumlayacağını da düşünün. Tıpkı özel işlerinizle İlgilenmenizden hoşlanmayan patronunuz gibi, iş arkadaşlarınız da yerine getirmeniz gereken görevleri bir arkadaşınıza önceki gece randevunu/u ya doktorun ayaklarınızdaki şişlikler hakkında söylediklerini anlatmak için ihmal etmenize öfkelenebilirler.
İş kültürü uzmanı Dana May Casperson, "Kendimizi hu aletlere (cep telefonları) bağımlı hissetmeye başladığımızı düşünüyorum," diyor. "Şahsen ben bir başkasının konuşmalarını duyduğumda rahatsız oluyorum."
Bu önemli bir noktayı gündeme getiriyor: İnsanlar cep telefonuyla daha yüksek sesle konuşma eğilimindedir; bu nedenle söylediklerinizi sadece yakınınızdakiler değil, odanın öbür ucundaki ler tarafından bile duyulabilir. (Çoğu kişi, ayağınızdaki şişlikler hakkında bilgi sahibi olmaya hiç meraklı değildir.)
Casperson, birçok kişinin, davranışlarının sadece kendi şahsı değil, temsil ettiği patronu hakkında da kötü bir izlenimin oluşmasına yol açtığının farkında olmadığım söylüyor.
"Burada uzay biliminden söz etmiyoruz elbette " diyor. "Ama insanlar ne yaptıkları konusunda hiç kafa yormuyorlar."
O halde bayanlar baylar, şimdi biraz düşünelim ve işyerinde cep telefonuyla neler yapılması ve neler yapılmaması gerektiğini belirleyelim.
Kapatın.
İş toplantıları ve yemekleri sırasında neden cep telefonuna ihtiyaç duyarsınız? Telefonunuz bir iki saat kapalı olursa, dünyanın sonu gelmez. Ben insanların cep telefonlarını titreşime almalarına ve alet bunu her yaptığında çıkarıp bakmalarına sinir oluyorum. Tabii bir böbrek bekliyorsanız ve size her an ulaşılabilmesini istiyorsanız, durum değişir. Bu durumda yanınızdakilere böyle bir telefon beklediğinizi anlatın. Sizi anlayacaklar ve dürüstlüğünüzü takdir edeceklerdir. Cep telefonunuzun zil tonu da profesyonelliğe yakışır olsun; romantik bir melodi işyeri ortamına uygun düşmeyecektir.
Bir zaman sının belirleyin.
Kişisel bir telefon konuşması yaparken, dakikaları sayın. Beş dakikadan uzun sürecek bir konuşmayı öğle tatilinde, molalarda ya da evinizde yapmalısını?.. Özel hayatınıza ilişkin bir konuşma söz konusuysa buna özellikle dikkat edin; çünkü iş arkadaşlarınız sizin siğil aldırma operasyonunuzun ayrıntılarını öğrenmek istemeyeceklerdir. Daha önce belirttiğim gibi, insanlar cep telefonuyla yüksek sesle konuşma eğilimindedirler; bu nedenle bütün departmanın sizin kişisel meselenizi öğrenme olasılığı yüksektir.
Kurallar belirleyin.
Annenize, en iyi arkadaşınıza, eşinize ya da sevgilinize ev yanmadığı veya lotodan para kazanmadıkları sürece, sizi işyerindeyken aramalarım istemediğinizi söyleyin. Ararlarsa, onlara konuşamayacağınızı ve kendilerini işten sonra arayacağınızı hatırlatmak zorunda kalabilirsiniz. Bunun yanı sıra, sizinle iş için kullandığınız e-posta adresiniz aracılığıyla iletişim kurmalarına da engel olun.
Akıllı olun.
Havaalanlarında, tren istasyonlarında ve otel lobilerinde cep telefonlarında iş hakkında konuşan, biraz önce yaptıkları anlaşmadan, kiminle görüştük Serinden söz eden, bunun şirket için ne demek olduğunu anlatan insanlar gördükçe şaşkına dönüyorum. Patronlarının buna memnun olacağından kuşkuluyum. Bir kere böyle yüksek sesle konuşmanız etrafınızdaki insanları sinir eder (benim dışımda; ben konuşmalara kulak kabartmaya çok meraklıyımdır!). Bunun yanı sıra, sessiz bir köşeye çekilmeyi akıl edemediğiniz için, sizi kimlerin dinlediğini ve neler öğrendiklerini bilemezsiniz. İstetmeler arasındaki rekabet büyüktür; patronlar da şirketlerle ilgili bilgileri ortalık yerde herkese duyurmanızdan hiç hoşlanmazlar.
Güvenliği ön planda tutun.
İş için yaptığınız bir yolculuk sırasında, cep telefonuyla konuşurken trafik kazasına neden olursanız, şirketiniz yasal olarak bundan sorumlu tutulabilir. Arabayı kenara çekip konuşmanızı bitirmeniz, bir sonraki konuşmayı patronunuzla yapıp, "Ben biraz önce bir kaza geçirdim. .." demek zorunda kalmanızdan çok daha iyidir.