Kin Tutmak

MentalPress 30

Belki söz verdiği halde sizi toplantıda desteklemeyen iş arka­daşınıza hala kızgınsınız. Belki sizin hak ettiğiniz terfii, sizin eğittiğiniz başka biri aldığı için kalbiniz kırıldı. Ya da belki her gün öğle tatilini biraz fazla uzatan arkadaşınızın telefonlarına bak­maktan sıkılıp rahatsız oluyorsunuz.

İşyerinde haksızlık olarak gördüğünüz şeylere karşı büyük ya da küçük kin tutarsanız, hiç yol kat edemezsiniz. Duygularınız, kendinizi işinize %100 vermenizi engeller. Örneğin bir sorunun çözümüne yardımcı olmak istemezsiniz; çünkü sizin tarafınızdan eğitilen, sonra da sizin istediğiniz işi alan iş arkadaşınız bu ko­nuyla ilgilenmektedir. İçinizden, "Görelim bakalım, herkesin dü­şündüğü kadar özel miymiş!" diye geçirebilirsiniz.

Ya da diyelim ki bir toplantıda sizi desteklemeyen arkadaşınızın işi başından aşkın ve yardıma ihtiyacı var. Onun iş yoğunluğu bü­tün departmanı olumsuz etkileyecek olsa da, kendisine yardım et­mekten kaçınırsınız. "Hain adam kendi başının çaresine baksın" diye düşünürsünüz. "Nasıl oluyormuş anlasın bakalım."

Bunun çöpleri karıştırmaktan farkı yok değil mi? Patronunuz bu kötü ve pis alışkanlığınızdan vazgeçmenizi ister. Neden? Çün­kü patronunuz bir faaliyetin verimliliğini ve etkinliğini olumsuz etkileyecek şekilde çöplerin içinde debelenmenizi istemez. Bun­ların üstesinden gelme ve işinize dört elle sarılma yeteneğiniz; geçmişte yaşanan tatsızlıktan unutup enerjinizi işiniz üzerinde yoğunlaştırmanız, patronunuz açısından çok önemlidir.

O halde biraz ev İşi yapıp çöpleri temizleme zamanı geldi. Bu­nun için şunları yapmanız gerek:

Gerçek dünyada yaşayın.

Tarihi yeniden yazamazsınız. Geri­ye dönüp, iş arkadaşınızın toplantıda sizi desteklemediği ger­çeğini değiştiremezsiniz. Terfi almadığınız gerçeğini de de­ğiştiremezsiniz. Bunlar olmuş bitmiştir artık. Kin tutmanız, hayatınızın bu anları değiştirebileceğinizi düşündüğünüz an­lamına gelir. Oysa değiştiremezsiniz.

Kendinizi sorumlu tutun.

Aslında kendinize kızgın olduğunuz halde, başkasına kızgın olduğunuzu zannedebilirsiniz. Sizi desteklemediği için arkadaşınıza kızarsınız, oysa gerçekte ka­derinizi onun ellerine teslim ettiğiniz için kendinize kızıyorsunuzdur. Daha iyi hazırlansaydınız, daha başarılı bir perfor­mans sergileyebilirdiniz. Öğle tatilinde telefonlara bakmak zo­runda kaldığınız için kızdığınızı sanırsınız, oysa aslında bu ko­nuyu arkadaşınızla konuşmayı sürekli ertelediğiniz için ken­dinize öfke duymaktasınızdır.

Bir perspektife oturtun.

Bazen son derece saçma şeylere takılıp kalırız. Selin ve Tamer'in kahve molasını uzatmasına o kadar kızarız ki, Bekir'in annesi hastalandığı için çok üzüldüğü ger­çeğini unuturuz. Öfkenizin kabarmaya başladığını hissettiği­nizde, durun, etrafınızdaki dünyada olup bitenlere bakın ve her şeyi bir perspektife oturtun.

Başka çıkış yolları bulun.

En kibar fareler bile, bir bilim adamı tarafından bir yere kapatılsalardı, birbirilerine öfke duymaya başlarlardı. İşten uzaktayken, içinizi boşaltmak için fiziksel çıkış yolları bulun. Bir topu tekmeleyin, kum torbasını yumruklayın ya da sadece yürüyün. Duygularınızı dışa vurmak için günlük tutun.