Güçlük çıkartmanız ikna kabiliyetinizi nasıl güçlendirebilir?

MentalPress 30

Colleen Szot televizyondan telefonla satış reklamlarının en başarılı metin yazarlarından biridir. Ünlü ve hızlı satılan bir egzersiz aleti için yazılan onca reklama rağmen, o öyle bir program yaptı ki yirmi yıllık satış rekorlarını bir anda darmadağın etti. Aslında o da herkesçe bilinen yaldızlı sözleri, seyirci kitlesinin merak etme dürtüsünü ve ünlüleri kullan­mıştı. Fakat Szot telefonla satış reklamlarının standart cümlele­rinden üç kelime değiştirmişti ki bunun sonucunda ürünü al­mak isteyenlerde muazzam bir artış oldu. Daha da garip olan, bu üç kelime potansiyel müşterilere, bir ürün ısmarlamanın ne kadar güç olduğunu hatırlattı. Peki, bu üç kelime neydi ve satışları bir anda nasıl uçurdu?

Szot, çok tanıdık olan “Operatörlerimiz sizi, aramanız için bekliyor,” cümlesini “Operatörlerimiz meşgulse, sonra tekrar deneyin,” şeklinde değiştirdi. Bu değişim, sonucunu hemen gösterdi. Yenilenen cümle ile potansiyel müşterilerin verilen erişim numarasına ulaşana kadar tekrar ve tekrar aramaları gerektiği mesajını veriyordu. Gücü küçümsenen sosyal kanıta göre, insanlar ne yapacakları konusunda karar veremedikleri zaman çevrelerine bakarlar ve ona göre karar verirler. Collen Szot örneğindeki gibi, “Operatörler sizi aramanız için bekliyor” cümlesini duyduğunuz zaman nasıl bir şey hayal ettiğinizi dü­şünün? Telefon beklerken tırnaklarım törpüleyen, makyaj yapan, parmaklarıyla oynayan operatörler aklınıza geliyor değil mi?

Şimdi ise “Eğer operatörlerimiz meşgulse, lütfen tekrar deneyiniz,” cümlesinin ürünün popülerliği hakkındaki anlayışı nasıl değiştirdiğini düşünün. Sıkılmış, yerinde oturup telefon bekleyen yetkililer yerine, ara vermeden telefon alan operatör­ler aklınıza geliyor değil mi? Değişen cümle ile izleyiciler eğer telefon hatları meşgul ise, benim gibi bu reklamı seyreden di­ğer insanlar da arıyorlar? diye düşünmektedirler.

Sosyal psikolojideki birçok inceleme sonuçları sosyal ka­nıtın insanların hareketlerini nasıl etkilediğini kanıtlamıştır. Bilim adamı Stanley Milgram ve ekibince yapılan bir deneyde, araştırmacılardan biri New York'un işlek caddelerinden birin­de bir dakika boyunca gökyüzüne bakmıştır. Oradan geçenle­rin çoğu bu adam neye bakıyor diye merak bile etmeden yü­rümeye devam etmişlerdir. Fakat gökyüzüne bakan kişiye dört araştırmacı daha eklenince, oradan geçip havaya bakanların sayısı dört katına çıkmıştır.

Diğer insanların davranışlarının sosyal etkisi olduğu ko­nusunda küçük bir şüphe olmasına rağmen, araştırmalarda insanlara çevresindeki diğer insanların davranışlarının üzerle­rinde etkisi olup olmadığı sorulduğu zaman, ısrarla olmadığını söylüyorlar. Tabii ki insanların, kendi davranışlarını etkileyen faktörleri ne kadar az bildiklerini biliyoruz. Otel müşterile­rini havluları bir kereden fazla kullanmaya teşvik eden küçük kartları hazırlayanlar, bu sosyal kanıt prensibini kullanmayı düşünmemişlerdir. “Bana, havluları bir kereden fazla ne kullandırabilirdi?” sorusunda, bütün dikkatlerini havluları birden fazla kullanmanın doğaya olan etkisi ve istenen bir davranış olmasına yönlendirmişlerdir.

Otel örneğinde, otelde konaklayanların çoğunun havluları tekrar kullanma işaretlerini gördüklerinde kaldıkları süre bo­yunca bazen bu işarete uydukları görüldü. Peki, otelde konak­layanları açık bir şekilde uyarsak ne olurdu?

Otel müdürünün de yardımı ile ekibimizden üç kişi iki farklı işareti otel odalarına yerleştirdi. İşaretlerin birinde, do­ğayı koruyalım mesajı ile konaklayanlardan havluları tekrar kullanarak doğaya olan saygılarını göstermeleri isteniyordu. Diğerinde ise, bu otelde daha önce kalanların çoğunluğunun havluları tekrar kullandığına dair bilgi veriliyordu. Bu işaretler gelişigüzel bir şekilde odalara dağıtıldı.

Sosyal psikologlar her ne kadar istekli asistanlara sahip olacak kadar şanslı da olsalar, sizin de tahmin edebileceğiniz gibi araştırmacı asistanlar otelde konaklayanlar odaların ban­yosundan veri toplanmasından hoşlanmamışlardır. Neyse ki, kat görevlileri bu bilgileri topladılar. Birinci gün temizlenen odada, müşterinin havlusunu tekrar kullanıldığı görüldü.

Daha önce kalanların havluları bir kereden fazla kullan­dığını öğrenen müşteriler, doğayı koruyalım mesajını gören müşterilere nazaran yüzde yirmi altı oranında daha fazla hav­luyu bir kereden fazla kullanmışlardır. Bu yüzde yirmi altılık artı, birkaç kelimeyi değiştirip diğerlerinin ne yaptığını bildi­ren işaretin sayesindedir. Üzerlerinde toplum etkisi olmadığı­nı söyleyenler için hiç de fena bir gelişme değildir.

Bulgular, ikna etmede sosyal kanıt gücünün neler yarata­bildiğim göstermektedir. Tabii ki, sizin de nasıl iletişim kur­duğunuzun önemi küçümsenemez. Sizi dinleyenler “Hey sen, neden sürüye katılmıyorsun,” şeklindeki yaklaşımınıza çok hoşnut şekilde bir cevap vermeyeceklerdir. Onun yerine “Siz de diğerlerine katılın ve doğayı kurtarın,” şeklindeki bir yaklaşıma çok daha hoşnut cevap vereceklerdir.

Sosyal kanıtın kamu düzenindeki etkisinin yanında si­zin iş hayatınızda da etkileri vardır. Buna ilaveten, çok satan ürününüzün popülerliğini gösteren etkileyici istatistikler ile reklamınızı yapabilirsiniz ve memnun müşteri ve tüketici­lerinizin onay mektuplarını istemeyi unutmayın.

Ya da daha iyisi, şimdiki müşterileriniz potansiyel müşte­rilerinize ilk ağızdan ürünlerinizden ve firmanızdan ne kadar memnun olduğunu anlatabilirler. Ya da eski ve potansiyel müş­terilerinizi bir yemekte ya da eğitim seminerinde toplayın ve oturma düzenini sohbet edebilecekleri şekilde ayarlayın, böy­lece eski müşterileriniz sizin firmanızla çalışmanın avantajla­rını anlatabilecekleri sohbetler başlatabilirler. Düzenlediğiniz davet için katılıp katılmayacaklarını bildirecek olan potansiyel müşterileriniz için de hatlar meşgul olduğundan, devamlı de­nemelerini söyleyin.