işyerinde Çalışanın Benlik İfadesi

MentalPress 30

Şebekeleşmiş

Çalışanlar birbirleri arasında fark gözet­mezler; sosyalliğin neden olduğu yakın bağlar, birey olarak benzer olunduğu duygusu verir. Farklılıklar hafife alınır, açığa vurulsalar bile bunlar, giyim ya da konuşma tarzı farklılıklarının güç fark edilen varyasyonları olarak kendilerini göstereceklerdir. Kişisel farklılığın aşırı derecede öne çıkarılması reddedilen bir durumdur ve kişileri, kuruluştan ayrılsalar bile kuruluşa bağlayan, uzun za­mandan beri düzenlenen sosyal etkinlik­ler (sosyal kulüpler, mezunlar dernekle­ri gibi) sıkça görülür. Kuruma duyulan kişisel sadakat eksilmez; bazı açılardan firma eleştirilse bile bu genelde kara mi­zahla dile getirilir çünkü bu, kendi ken­dinizi eleştirmekle aynı şeydir.

Kâr Amacı Güden

Çalışanlar, kazanma kavramı ile özdeş­leşmişlerdir. Burada da her yerde oldu­ğu gibi bazı davranış ölçütleri bulunma­sına karşın kişiler arası farklılıklara göz yumulabilir, hatta bu farklılıklar, sonuca ulaşmada başarılı olunmasını sağlıyorsa pohpohlanır bile! İnsanları bir arada tu­tan, hassasiyetler ve duygulardan çok, paylaşılmış deneyimler, hedefler ve or­tak ilgi alanlarıdır. Sonuç olarak bu bağ­layıcı unsurlar yalnızca aracıdır. Düş­man, kişisel ilgi alanlarına uyarsa, za­manla bir sonraki işveren de olabilir. Sa­dakat duygusunu başka yöne çevirmek ya da ayrılman işyerinin arkasından olumsuz konuşmak, utanılması gereken şeyler olarak karşılanmaz.

Bölümlenmiş

Çalışanlar, amaca gidilen yoldaki öğeleri en aza indirgemiş olan kuruluşlar bün­yesinde, bireysellik ve özgürlük ya da başka bir deyişle, kişisel ve teknik mü­kemmeliyet kavramları ile özdeşleşirler. Bireyler arasında belirgin kişisel farklı­lıklar vardır fakat bunlar amaca ulaşıl­masını engellemez (ortak muhtaçlık, çok düşük düzeyde seyreder), herkes özgür­lüğe dayalı değer yargılarım kabul eder. Bağlılık, kurumsal bağlamdan çok pro­fesyonel anlamdadır. Çalışanların özel yaşamları çoğu zaman birer muamma­dır; bu da çoğu kez bölümlenmiş yapıda faaliyet göstermenin bir cilvesidir.

Topluluksal

Kişiler, firmanın değer yargıları ve mis­yonu ile özdeşleşmişlerdir. Kurumun prensipleriyle yaşanır; kararlar alınır, tartışılır, uygulamaya konur, geliştirilir. İş, bir yaşam biçimi halini almıştır. Logo­lar, semboller, savaş çığlıkları her yerde­dir. Aşırı özdeşleşme (başarı açısından kendim kanıtlamış bir sicil ile de birleşir-se), kişide bakış açısı kaybı, eleştiriye karşı tahammül azlığı ve aşın rahatlığa neden olabilir. Firma aşın bir bağlılık duygusu yayar. Bireyler oradan ayrıldıklarında bile firmanın birer taraftan olmaya devam ederler. Hatta onların bu ateşli sadakatleri, sonraki kariyerlerini bile sekteye uğratabilir. Çalışma benliği; kurumsal logoyu taşıyan giysiler giy­mek, firmanın ürünlerini evde de kullan­mak, hafta sonları satış noktalarını ziya­ret etmek gibi davranışlarla özel yaşama da taşınabilir.