Beyin fırtınası seansları toplantıyı yönlendirip denetleyecek birini gerektirir; bu, süreci kolaylaştırmakta deneyimli biri olmalıdır. Bu kişinin görevi fikirler oluşturmak değil, bunların geliştirilmesinde katılımcılara yardımcı olmaktır.
Yoksa neler olacağına bakalım. İnsanlar çoğunlukla toplantılara gizli bir gündemle gelir. İyi görünen birşeyle ya da kötü görünmeyen birşeyle ilişkide olmak, çok kişiye güzel görünebilir. Bunun için katılımcılar nihai fikri kendi gündemlerine göre geliştirerek puan almayı becerirlerse, maçı kazanmış olacaklardır. Ya da katılımcılar gizlenmeyi, veya kendileri gizliden gizliye öyle hissettikleri halde, yetersiz bulunmamayı becerirlerse, yine kazanmış olacaklardır. Eğer en son toplantıya kazanmak için gelip de bir meslektaşları tarafından yenilgiye uğratılmışlarsa, kişisel gündem maddelerinden biri, bu kez sözkonusu meslektaşlarını yenilgiye uğratmak olabilir. Dolayısıyla bu kez, meslektaşlarını alt etmeyi becerirlerse kazanmış olacaklardır. Bunun gibi bir sürü şey!
İnsanlar bir toplantıdaki diğer katılımcıları çoğu zaman, sözlerinin arasına girip kendi söyleyeceklerini dile getirebilecekleri bir anı yakalamak için dinlerler. Sözü edilen herhangi bir bilgiyi özümse-mezler, kesebilecekleri bir laf kalabalığı beklerler ki kendi söyleyeceklerine başlayabilsinler. Kendilerini ağır top sanan -ben bunlara en yüce sıradan tahakkümcüler* diyorum- kişilerin kendi köşelerindeki kuru gürültü düzeyini korumak için sözcükler arasında uzun ama sesli duraklamalar kullandıklarını ve böylece ara vermeden konuştuklarını farketmiş miydiniz? Bir örnek verelim:
"Güzel, eeee uzun bir süredir bu konuyla uğraşıyoruz eeee bu yüzden bir karar vermemizi aaaa sağlayacak kimi sonuçlara eeee ulaşmak konusunda eeee son derece istekliyiz eeee bu konudaki bir başka husus aaaa şudur -dır dır dır." Şansımıza, arasıra soluklanmaları gerekir de karşıdaki kişi sözünü kesecek fırsatı yakalayabilir.
Gelgelelim, bir beyin fırtınası seansının odada oturup özel ve küçük savaşlar kazanmaya uğraşan kişilerle bir işi yoktur. Seansın amacı fikir birliği sağlayıp bir sorunu çözmektir. Dolayısıyla yönlendiricinin rolü, grubu bunu başarabilecekleri işe yarar bir yola doğru sevk etmektir. Sözkonusu kişi bu tür olanakları belirleyip geliştirmeye gereksinim duyar.
Yönlendiricinin şu tür becerileri olması gerekir:
-
Bir grup insanın önünde durup amaçlanan husus hakkında akıllıca ve ilgi çekici bir şekilde konuşabilme yeteneği
-
Yüksek bir enerji düzeyi gösterebilme, grubun enerji düzeyini gözleyebilme ve bunda bir düşüş olursa tekrar yükseltebilme yeteneği
-
Katılımcılar arasında ortaya çıkan kişilik özelliklerini (toplantı tahakkümcüleri; hemen sararıp solan menekşeler, vb.) belirleyip bunları halledebilme yeteneği
-
Çözümler üretmeye yarayacak, sıradaki gündem maddelerine işlerlik kazandırıp grubun yoldan çıkmasını engelleme yeteneği
-
Kişisel fikirleri grup halinde elde edilecek ürünün lehine denetleyebilme yeteneği
-
Grup halinde fikirler oluşturmada kullanılan çeşitli tekniklerden haberdar olma
-
İyi bir zamanlama duygusu
-
İlk anda açıkça ortaya çıkmayabilecek olan kimi fırsatları sezinleyip kullanabilme yeteneği