Katıldığım iş yemeklerinden birinde, karşımda oturan kadın tabağına içindeki yemek biraz sonra kaçacakmış gibi saldırıyordu. Çatalı ve bıçağı silah gibi tutuyor, dirseklerini doksan derece kaldırıyor, rosto ve bezelyeyle bir savaşçı prenses edasıyla mücadele ediyordu.
Bu savaş sırasında çıkardığı sesler, bana köpeğimin bir tavşan deliği bulup burnunu soktuğunda homurdanmasını ve dişlerini gıcırdatmasını hatırlatmıştı.
Tabii yemek sırasında böylesine bir enerji sarf eden kadın her şeyi döküp saçıyor, ortalığı da kirletiyordu. Neyse ki peçetesini yakasına iliştirmeyi akıl etmişti.
Yemeği bittiğinde, üst dudağının çevresinde ter birikmişti. Arkasına yaslanıp çenesini sildi. Peçetesini masaya bıraktığında, onun doyduğunu anladık.
Biz ise onu izlerken şaşkınlıktan donup kalmıştık. Bir şeyler mırıldanıp yemeğimize devam etmeye çalıştık.. (Şahsen benim iflahını kaçmıştı. Gözümün önüne zavallı tavşanın peşinde koşan köpeğim gelmişti herhalde.)
Bu kadın davranışlarının rahatsız edici olduğunun farkında mıydı? Hiç sanmıyorum. Herhalde kimse ona görgü kurallarını öğretmemişti ya da en azından davranışları hakkında yorum yapan olmamıştı. Patronunuz açısından da bu durum söz konusu olabilir. Size, davranışlarınızın hoş olmadığını söylemeyebilir. Ancak sizi bir daha yemeklere davet etmez; yemek konusunda müşterilerle ve şirketteki diğer kişilerle etkileşiminizi kısıtlar.
Yemek masasındaki uygunsuz hareketlere ve başka kaba alışkanlıklara tanık olan birçok şirket çalışanlarını "görgü kurslarına" göndermektedir. Ancak siz böyle bir kursa gitmeniz istenmeden, Görgü kuralları konusundaki eksikliklerinizi fark ederseniz, hiç iteklemeyin. Bunlar başkalarını gözleyerek kolayca "kapılabilecek" beceriler değildir. Uygun tavır ve davranışları doğal bir şekilde benimsemelisiniz; böylece bir iş yemeğinde aklınızı hangi çatalı kullanacağınıza değil, işinize verebilirsiniz.
Bilmeniz gereken temel kurallar nelerdir? Uzmanlar şunları yapmanız gerektiğini söylüyor:
Uygun davranışların provasını yapın.
Evde ayna karşısında yemek yiyin ya da yemek yerken kendinizi videoya kaydedin. Dik oturuyor musunuz? Elinizi kucağınıza koyuyor musunuz? Peçetenizi kullanıyor musunuz? Ağzınızda yemek varken konuşuyor musunuz? (Yöneticileri en çok sinirlendiren şeylerden biri budur.) Televizyonun karşısında yerde otururken, kahve masasında yemek yemeye alışmışsanız, düzgün bir yemek masasında, gerekli bütün aletleri kullanarak yemeye başlayın. Böylece sürece alışır ve kendinizi daha rahat hissedersiniz.
Ne yiyeceğinizi önceden planlayın.
Restoranda, spagetti gibi yenmesi zor yemekler ısmarlamayın. Daha önce yediğiniz ve yemekte zorlanmadığınız şeyleri tercih edin. Yemekleri tanımıyorsanız, garsondan size öneride bulunmasını rica edin. Tarifleri almanız, karar vermenizi kolaylaştırabilir Gelen yemeği beğenmezseniz sesinizi çıkamayın; diğerleri yemeklerini bitirene kadar yiyormuş gibi yapın.
Diğer kişilere karşı düşünceli davranın.
Önce konukların sipariş vermesini bekleyin. Mönüdeki en pahalı yemeği ısmarlamayın. Garsona karşı kibar davranın. Servis elemanlarına yönelik kaba davran ıslarınız, masadaki diğer kişilerin sizin "kıra" olduğunuzu düşünmelerine neden olur.
Fazla alkol almayın.
Likör ya da şarap tüketiminizi minimum düzeyde tutun. Alkolsüz içecek siparişi vermenizin hiçbir sakıncası yoktur, ancak bira ya da alkollü içecek sipariş eden tek kişi siz olmayın.
Doğru hareketlerde bulunun.
Masaya oturduğunuzda, herkesin yerini almasını bekledikten sonra, peçetenizi açıp kucağınıza yayın. Herhangi bir nedenle masadan kalkmak zorunda kalırsanız, peçetenizi oturduğunuz yere bırakın. Yemekten sonra, peçetenizi tabağınızın sol tarafına bırakmanız gerekir.
Çatallara dikkat edin.
Yanında bir sürü çatal olan bir tabak gözünüzü korkutabilir. Kural, ilk önce tabağa en uzak olan çatalı kullanmaktır. Eğer karıştırırsanız, üzülmeyin. Büyük olasılıkla, siz hatanızı düzeltmek için önünüzdeki bütün çatal bıçaklarla oynamaya başlamadığınız sürece, kimse bunu fark etmeyecektir. Bir çatalı ya da bıçağı yere düşürdüğünüzde, eğilip almayın. Bunu garsonun yapmasını bekleyin. Çatalınızı kürek gibi tutmayın.
Kaşıkları doğru kullanın.
Çorba içerken kaşığı kasenin arkasından önüne doğru hareket ettirin. Höpürdetmeyin. Çorbanız bittiğinde, kaşığı kasenin içine değil, aldaki tabağa bırakın.
Her şeyin yeri doğru olsun.
Ekmek tabağı, tabağınızın solunda, içeceğiniz ya da kahve fincanınız ise tabağınızın sağında durmalıdır. Şişe içinde gelen meşrubatı mutlaka bardağınıza boşaltın.
Herkesin yemeği gelmeden yemeğe başlamayın.
Bir restoranda kimi zaman bütün yemekler aynı anda servis edilmeyebilir. Bu nedenle herkesin yemeği gelene kadar bekleyin. Eğer açık büfe varsa ve siz masaya herkesten önce dönmüşseniz, yemeye başlamak için herkesin yerini almasını beklemelisiniz.
Küçük ısırıklar alın.
Ekmeği küçük parçalara bölün, her parçaya yağ sürün (yağı ekmek tabağınıza koyun) ve ağzınızı tıka basa doldurmayın. Aldığınız her lokma küçük olmalıdır. Avurtlarına fındık doldurmuş sincaba benzerseniz, fazla büyük lokmalar almışsınız demektir.
Masaya abanmayın.
Yemek bitene kadar dirseklerinizi masaya dayamayın.
Dişlerinizi karıştırmayın.
Dişinizin arasında bir şey girerse, ağzınıza biraz su dolaştırın (belli etmeden) ya da elinizle ağzınızı kapatarak işinizi çabucak görün. Rujunuzu tazelemeniz, saçlarınızı fırçalamanız vb. gerekiyorsa, bunu tuvalette yapın.
Dikkatiniz dağılmasın.
Kendinizi yemeye kaptırıp orada bulunma nedeninizi unutmayın. Ne kadar etkileyici ve profesyonel biri olduğunuzu patronunuza ve diğer kişilere göstermelisiniz. İşle ilgili tartışmalara bir süre ara verdiğinizde, masadakilerden birine ilgi alanlarını sorabilirsiniz. Ancak seks, politika ve dinle ilgili konulardan uzak durun.