Görev tanımının dışına çıkmak, günümüzde her zamankinden daha önemli hale geldi. Şirketler global olarak rekabet etme konusunda büyük bir baskı altındalar; patronların da her çalışanı sahip olduğu beceriler konusunda sorgulayacak vakti yok. Çalışanlarının sahip oldukları beceri ve yetenekleri değerlendirecek kadar akıllı ve sağduyulu olmasını bekliyorlar. Şirketler "yatay" hale geldikçe, patronlar, takımların tam randımanlı çalışması konusunda daha büyük bir baskı altında kalıyorlar. Bu da çizgilerin dışına çıkmak istemeyen çalışanlarla uğraşacak zamanlan olmadığı anlamına geliyor.
Yeteneklerinizi düşünün. İspanyolca ya da Çince biliyor musunuz? Gizli bilgilere ulaşacak ya da sabıkalı müşterileri ortaya çıkaracak kadar iyi bir internet cambazı mısınız? Bu yetenekleri, kendinizi patronunuzun gözünde daha değerli hale getirmek içini kullanabilirsiniz. Bunlar sizin formel görev tanımınıza girmese de, becerilerinizi ve yeteneklerinizi işverenin kullanımına sunmanız hem sizin açınızdan hem de şirket açısından yararlı olacaktır.
Tabii Almanca bildiğinizi patronunuza söylemek istemeyebilir; onun Almanca konuşan bir müşteriyle anlaşabilmek için bir tercümana dünyanın parasını vermesini umursamayabilirsiniz
Ancak şunu düşünün: Patronunuz yabancı dil bilginiz konusunda ketum davrandığınızı fark ederse hakkınızda ne düşünür? Size şöyle bir bakıp, "Pekala, bana yardım etmek için ekstra çaba göstermek istemiyorsun, o halde ben de sana yardım etmek İçin ekstra çaba göstermeyeceğim," demez mi?
Patronunuzun gözünde değerinizi nasıl artıracağınızdan emin değil misiniz? Gelin işinize değer karmaya başlamanızın yollarını birlikte araştıralım.
Amigo olun.
Biri iyi bir iş çıkardığında, bunu söylemekten çekinmeyin. Herkese e-posta gönderin ya da bunu duyurmaya çalışın. "Candan, senin fikrin sayesinde yeni ürünümüz daha iyi çalışmaya başladı. Harika bir fikirdi gerçekten!" deyin. İşyerinde başkalarına destek olduğunu ve onları takdir ettiğini gösteren bir çalışana paha biçilemez.
Eyleme geçin.
Bir şeyin yapılması gerektiğini fark ettiğinizde, yapın. Fotokopi makinesine kağıt koymak gerekiyorsa, koyun. Birinin, sizin çok iyi bildiğiniz bir sistemle uğraştığını fark ettiğinizde, yardım eli uzatın. Hiç kimsenin yapmak istemediği işleri üstlenen bir "angaryacı" olmayın elbette ama işlerin sorunsuz yürümesi için yapılması gerekenler konusunda gönüllü olun.
Kendinizi eğitin.
Birçok işveren sizin organizasyona kattığınız değeri artıracak kursların parasını ödeme konusunda gönüllü olacaktır. Ya da patronunuzdan verimliliğinizin artması için sizi bir süreliğine başka bir departmana yönlendirmesini isteyin. Bir hafta sonu seminerine katılmanız bile patronunuza en son trend ve fikirleri takip etme konusunda adım atmaya hazır olduğunuzu gösterir. Profesyonel bir organizasyonunun aktif bir üyesi olun; böylece patronunuz iş alanında neler olup bittiğini yakından takip ettiğinizi fark eder.
Korkusuz olun.
Yeni bir proje konusunda gönüllü olmaktan ya da başka birinin boşluğunu doldurmaktan kaçınmayın. Bunu, patronunuza yeni zorlukların üstesinden gelmeye çalışma konusunda gönüllü olduğunuzu göstermek için bir fırsat olarak kullanın.
Geribildirim isteyin.
Patronunuzdan yılda birkaç kez gayrı resmi geribildirim İsteyerek ona sürekli gelişmeye açık olduğunuzu gösterin. Bu hem sizinle ilgili yıllık değerlendirmeler üzerinde olumlu etki yaratır, hem de patronunuza sürekli gelişmeye ve yeni fikirlere açık olduğunuzu kanıtlar.
Eğer içine kapanık ya da utangaç biriyseniz, bu adımların bazıları size başlangıçta zor gelebilir. Bununla ilgili olarak ailenizden ve arkadaşlarınızdan destek isteyin; onlar işinize yansıtabileceğiniz diğer beceri ve yeteneklerinizin de farkında olabilirler; sizin yeni girişimler üzerinde yoğunlaşmanıza ve kendinize daha fazla güvenmenize yardımcı olabilirler.