Bir yemeğin kalitesi ancak yenildiğinde anlaşılır. Benzer bir şekilde, bir eğitimin kalitesi de öğrenilenler işbaşında başarılı bir şekilde kullanılıyorsa anlaşılır. Hiç aldığınız, bir eğitimi mükemmel bulup, yüksek bir not vermiş olmanıza rağmen onu hiç kullanmadığınız oldu mu?
Bu eğitimlerin birçoğunun sonrasında ufak tefek bir sürü şey yapıyoruz. Toplantılar düzenliyoruz, zamanımızı yönetmeye çalışıyoruz, hatta egzersiz bile yapıyoruz. Öğrenme anında; ilham aldık, motive olduk ve öğrenmekte olduğumuz şeyin çok anlamlı olduğunu düşündük. Problem devamındaydı. İşte size ilginç bir soru: insanların yüzde kaçı bir diyet uygulayıp kilo verdikten sonra 12 ay boyunca kilolarını koruyabiliyor?
%10 %20 %30 %40 %50 %60 %70 %80 %90 %100
Ürkütücü ancak doğru olan cevap yüzde 50'dir. Diyet yapanlar arasında hedefledikleri oranda kilo verenlerin yaklaşık yarısı bu kiloların çoğunu 12 ay içinde geri almaktadır. İki sene içerisinde sonuç daha da kötüleşmektedir; hatta diyetleri içinde egzersiz olanlar için bile bu durum böyledir. Bu bulgular, eylem ilkesiyle uyuşmaktadır.
Yetişkin öğrenenler, iş ortamları içinde eğitimlere katılarak iş performanslarını nasıl geliştireceklerini veya değiştireceklerini öğrenirler. Eğitimi satın almaları için, öğrenenlerin dikkati, öğrenmeleri gereken konunun hemen uygulanmasına odaklanmalıdır. Eğer öğrendiklerini işe döndüklerinde ne şekilde eyleme dökeceklerini anlayamazlarsa ilgileri ve öğrenmeleri azalır. Eğer öğrendikleri şeyi sürdürmek için eğitim sonrası yeterli destek alamazlarsa eğitimi eğlenceli ve aydınlatıcı bulmuş olsalar bile yeterince işe yansıtamazlar. Kilo kaybetme programlarında olduğu gibi, öğrenme (rejim) dönemi boyunca dramatik değişimler meydana gelebilir. Ancak, programın sona ermesi ve kişinin normal hayatına geri dönmesi ile ya da destek sistemi veya uygulama (gıda) planı olmadan eski alışkanlıklar (kilolar) kısa sürede geri gelir. İşle ilgili bir eylem uyumu olmadan öğrenme hızlıca dağılır. Bu eğitimciler ve eğitim yöneticileri için büyük bir zorluktur.
Öğrenenlerin zihninde bir eylem düşüncesi oluşturmak için, tasarımda dikkat edilmesi gereken bazı noktalar aşağıda yer almaktadır.
Öğrenilenlerin nasıl hızlıca uygulanabileceğini gösterin ve onlara işlerini yaparken destek olacak mekanizmalar sunun.
Eğitim seansları içinde, iş ortamlarına olabildiğince yakın düzeneklerde alıştırma olanakları sağlayın. Alıştırma, yetkinlikleri geliştirir ve motivasyonu artırır; her ikisi de eğitim kazanımlarını iş ortamına yansıtma motivasyonunu artırır.
Yeni öğrenilen konunun işte uygulanmasını garanti altına alın. Politikaların, prosedürlerin, geri bildirim sistemlerinin, teşviklerin, kaynakların ve ödüllerin yeni konularla hizalandığından emin olun. Bu süreçte yöneticiler yeni konuların uygulanmasını teşvik edip desteklemelidir. Eğitimciler de yöneticilere bu konuda yardımcı olmalıdır.
Eğer öğrenilen konular arada sırada kullanılıyorsa (örneğin acil durumlarda veya denetçilerin geldiği zamanlarda) kazanımların sürekliliği için iş yardımcıları ve tazeleme fırsatları oluşturun.
Eylem ilkesinde temel cümle "Eğer kullanmıyorsan kaybedersin." cümlesidir. Yetişkin öğrenenler eylem odaklı olmalıdır çünkü pek çok önceliğin birbiriyle rekabet ettiği bir iş ortamında çalışmak durumundadırlar. Başarılı yetişkin eğitiminde, eylemlerin uyumlaştırılması konusu mutlaka dikkate alınmalıdır.