Etkin Sunumlar Hazırlamak
İkna gücü yüksek sunumlar yapmak için tutku ve Power Point programı yetmez. Dinleyicilerin dikkatini uyanık tutmak ve konuya odaklanmalarını sağlamak son derece somut becerilere bağlıdır. Bu eğitimde, ele aldığınız konu hakkında bildikleriniz ile dinleyicilerin gereksinimleri arasındaki bağlantıyı nasıl kuracağınızı ve bunu netliğe kavuşturarak ve yeni ufuklar açarak nasıl yapacağınızı öğreneceksiniz. Eğitimde şu konularla ilgili önemli bilgiler bulacaksınız:
• Dinleyicisine ve ortamına uygun etkin bir sunum hazırlamak
• Dinleyicileri eyleme geçmeye teşvik edecek etkin bir sunum yapmak
• Soruları ele almak ve dinleyicilerin sunuma odaklanmasını sağlamak
Bir sonraki sunumunuzda size iyi şanslar dileriz!
Sunum, vermek istediğiniz mesajı karşınızdaki gruba iletmenin ve iki taraflı bir diyaloga girmenin güçlü bir yolu olabilir. Yöneticiler sunumları şu amaçlarla kullanır:
• Dinleyicileri belli bir eylem hattını izlemeye ikna etmek
• Enformasyon aktarmak
• Tartışma için bir forum sunmak
• İnsanların bir durum ya da fikre nasıl tepki verdiğini öğrenmek
• İnsanları kendi tarafına kazanmak
• İnsanların sorunun çözümüne katkıda bulunmasını sağlamak
Sunum türleri
Her biri belli gereksinimlere cevap veren çok sayıda sunum türü vardır. Aşağıda birkaç örnek sunuyoruz:
· Satış: Bir ürün ya da hizmetin fayda ve özelliklerini ana hatlarıyla tanıtır; dinleyicilere satın almak için geçerli nedenler sunar.
-
Ürün tanıtımı: Bir şeyin nasıl çalıştığını gösterir.
-
ikna etme: Belli bir fikri neden desteklemeniz gerektiğini açıklar.
-
Durum raporu: Bir proje, görev ekibi ya da teşvik programının gelişim sürecine ilişkin ayrıntıları sunar.
-
İş planı ya da stratejisi: Bir kuruluşun tasarladığı hamleleri açıklar ya da bir şirketin hedeflerini tanıtır.
Ancak, maksadınız ne olursa olsun, sunumu dinleyicilerin üstüne bol miktarda ayrıntılı enformasyon boca etmek için kullanmayın. Sunumla aktarılan ayrıntıların çok azı dinleyicilerin aklında kalır. Dinleyicilerinize önemli bir değişim ya da girişim üstüne bilgi vermek için sunum yapabilirsiniz, ama ayrıntıları aktarırken yazılı iletişim yöntemlerinden faydalanın. Demek ki, sunumunuzun türünü, maksadı belirler. Sunumunuza biçim verirken hesaba katmanız gereken diğer unsurlar şunlardır:
• Dinleyici sayısı
• Durumun resmiyeti
• Konuşmaların hangi sıklıkta yapıldığı (bir kerelik,
arada sırada, sıklıkla)
• Günün vakti gibi, ortamı etkileyen diğer ayrıntılar
Çoğu uğraşta olduğu gibi sunum yaparken de, istediğiniz verimi almak için işe konuya odaklanarak başlamalısınız. Bu noktayı, bir sonraki adım olan hazırlanma aşamasıyla karıştırmamak gerekir. Başlangıç aşamasında yapmanız gereken, sunumunuzun hedefi, dinleyicilerinizin kimler olduğu ve sunumun bağlamı üstüne kafa yormaktır.
Hedefinizi tanımlayın ....
Sunumunuzun hedefi, ulaşmak istediğiniz sonuç—dinleyicileri ikna etmek istediğiniz konu, girmek istediğiniz tartışma, amaçladığınız ortaklık, gereksinim duyduğunuz geribildirim ya da yapmak istediğiniz satış—olacaktır. İşe, kendinize şu soruları sorarak başlayın: "Bu sunumun maksadı ne?" "Bu sunumun sonucunda dinleyicilerimin ne yapmasını istiyorum?" Daha da ayrıntıya girerek, kendinize şu soruları sorun:
• Hedefim bilgi vermek mi, ikna etmek mi, satış yapmak mı?
• Dinleyicilerden bir şeyleri kavramalarını mı, öğrenmelerini mi, yoksa harekete geçmelerini mi bekliyorum? Örneğin, bir bütçenin dinleyicilere içeriğini anlamaları için sunulmasıyla, oylamaları için sunulması arasında fark vardır.
• Dinleyicileri kendi tarafıma kazanmak mı istiyorum?
Daha sonra, hedefinize ulaşmanıza yardımcı olacak örnekler, görsel malzeme ve ayrıntılar üstüne düşünmeye başlayabilirsiniz. Önemli olan; konu dışı, dikkat dağıtıcı ya da kafa karıştırıcı şeyleri sunumun dışında tutmaktır.
Şu sorulara cevap ararken de hedefiniz size yol gösterir:
• Sunum yapmak yerine, örneğin, karar alma açısından kilit konumlarda bulunan kişilerle öğle yemeğine çıkmak gibi, daha etkin başka iletişim yolları olabilir mi?
• Sunumunuzu bu somut koşullarda, bu somut dinleyici kitlesine mi yapmalısınız?
• Ne söyleyeceksiniz ve bunları nasıl söyleyeceksiniz?
• Sunum sonrası izleme çalışmaları neler olabilir?
• Olası itirazlar.
Dinleyicilerinizi tanıyın
Sunum yapmak, dinleyicilerinizle etkileşimli bir diyaloga girmek demektir. Dinleyicilerinizi ne kadar iyi anlarsanız, sunumunuzu da o kadar onların gereksinimlerine uydurursunuz. Bunun için şu soruların cevabını bilmeniz şarttır:
· Bu konu, bu dinleyiciler için tartışmalı, tamdık ya da yeni mi (ya da bunların bir bileşimi)?
· Dinleyicileriniz kimler ve konunuzla ilişkileri ne?
· Dinleyiciler konu hakkında ne kadar bilgili? Bilmeleri gereken ne?
· Sunumunuzdan ne bekliyorlar?
· Alışık oldukları belli bir sunum türü var mı?
· Dinleyiciler sizin hakkınızda ne biliyor? Bilmeleri gereken başka neler olabilir? Size karşı hisleri ne?
· Sunumunuza neden geldiler? Gelmeleri kendi tercihleri mi, yoksa mecburen mi geliyorlar?
· Tavırları ne olacak: Coşkulu, kibar, ilgisiz, düşmanca?
· Hesaba katmanız gereken başka engeller, geçmiş olaylar ve beklentiler var mı?
NOT: Rekabete dayalı spor karşılaşmalarında, iş müzakerelerinde ya da sunum yaparken, karşı tarafı ne kadar iyi anlarsanız, başarılı olma şansınız o kadar artar. Hazırlığın bu önemli yönünü atlamamaya özen gösterin.
"Dinleyicilerin Özellikleri" başlıklı form analizinizi hazırlarken size kılavuzluk edecektir.
Sunumun bağlamını kavrayın
Hiçbir sunum boşlukta yapılmaz. Sunumunuzun bağlamı, söylediklerinizin nasıl anlaşılacağını büyük ölçüde belirler. Bu nedenle aşağıdaki konularda bilgi toplayın:
• Sunum resmi bir ortamda mı yapılacak?
• Siz sunumunuzu yaparken, dinleyiciler henüz yemekten, içmekten ya da işten gelmiş, veya mola yapıyor ya da aktif bir şey yapıyor mu olacaklar? Yorgun mu, uyanık mı olacaklar?
• Sizden önce kim konuşacak? Sizden sonra kim gelecek? Bu sıralanma dinleyici tepkilerini nasıl etkileyebilir?
• Programdaki ilk ya da son konuşmacı siz misiniz? O gün, o sabah veya akşamüstü konuşacak ilk ya da son konuşmacı siz misiniz?
• Sizden soruları cevaplamanız ya da sunumunuzun kopyalarını dağıtmanız bekleniyor mu?
• Sunum için size ayrılan süre ne kadar? Mesajınızı bu süre içinde aktarabilecek misiniz?
• Konuşmanızı sunumun yapılacağı ortamın nesnel koşullarına uyarlamanız gerekiyor mu?
• Sunumun fiziksel çevresi üzerinde bir kontrolünüz olacak mı?
NOT: Sunumunuzun bağlamıyla ilgili bütün ayrıntıları gözden geçirdiğinize emin olmak için, "Lojistik" başlıklı formdan faydalanın.
Sunumunuzun bağlamını daha iyi kavramak için, "Sunumun Bağlamı" başlıklı formdan faydalanın.
Sunumla ne hedeflediğinizi bir kere aklınızdan geçirdikten sonra, dinleyicilere ne söylemek istediğinize karar vermelisiniz. Bu, göründüğü kadar kolay değildir. Hedefinizi bilmenize rağmen (örneğin, patronunuza yeni ürün planınızı kabul ettirmek), ona fikir, veri ve örneklerin nasıl bir bileşimiyle ulaşacağınızı bilemediğiniz hiç oldu mu? Cevabınız evetse, emin olun aynı deneyimi çok insanla paylaşıyorsunuz.
Üç aşama
"Ne söylemeliyim?" engelini aşmanın en kolay yolu genellikle bu görevi üç aşamaya bölmektir.
1. Aşama: Kilit mesajınızı belirleyin: İnsanların hatırlamasını istediğiniz şey ne, onları ne gibi bir eyleme yönlendirmek istiyorsunuz? Bu mesaj doğrudan hedefinizden çıkacaktır. Bir dizi destekleyici savınız, fikriniz ve veriniz olabilir, ama kilit mesajınız tektir.
2. Aşama: Mesajınızı destekleyecek savları belirleyin.
Aşırı ayrıntıya kaçmaktan kaçının, ama sadece verilerden daha fazlasını dile getirmeye özen gösterin. Mesajınızın duygusal uzantılarını belirlemek ve vurgulamak önemlidir. Dinleyiciler mesajınızı niçin umursayacaklar?
NOT: Bir fikri ya da kanıtı desteklemeye yararı olmayan sözler sadece görüşlerdir ve görüşlerin dinleyiciler üzerinde fazla etkisi yoktur. Sizin bakış açınızı paylaşmaları ya da belli bir eylem hattını benimsemeleri için dinleyicilerinize nedenler verin.
3. Aşama: Nerelerde dinleyicilerin katılımını, tepkisini ya da onayını almanın önemli olduğunu saptayın.
Fikirlerinizi gözden geçirin ve geliştirin
Söylemek istediğiniz ilk fikirleri ürettikten sonra, bunları gözden geçirip geliştirebilirsiniz. Şu noktalara dikkat edin:
• Seçtiğiniz kilit mesaj gerçekten en kritik olan mı? Mesajınız sunumun hedeflerine hizmet ediyor mu?
• Sıraladığınız fikirler farklı düzeylerden dinleyicilerin tümü açısından anlaşılır mı?
• İçeriğiniz dinleyicileri sizi onaylamaya ikna edecek mi?
• Kurduğunuz mantık bağlantıları açık mı?
• Hangi fikirlerin biraz daha geliştirilmesi gerekir?
• Hangi karşı fikirleri etkisizleştirmeniz gerekecek?
Amacınız ikna etmekse, dinleyicilerin ikna olmasını sağlayacak başka neler yapabileceğinizi ya da söyleyebileceğinizi düşünün. İnsanları ikna etmeyi iyi bilen ustalar, mantıkla duyguyu birleştiren savlar öne sürer. İkna gücünüz büyük ölçüde coşkunuzun, güvenilirliğinizin ve konuya ilişkin kişisel inancınızın bir ürünüdür.
Sunuma sadece ikna edici ayrıntıları katmaya dikkat edin. Konu dışı ayrıntılar dinleyiciyi kulak vermesini, kafa yormasını ve hatırlamasını istediğiniz noktalardan uzaklaştırır. Nasıl bir etki bırakacağından emin olmadığınız konuları sunumun dışında bırakın.
Hazırlanın
Söylemek istediğiniz ve sunumuzun hedefi konusunda sağlam bir fikir geliştirdiğinizde, bir sonraki önemli adımı atmaya, işin hazırlık kısmına geçmeye hazır olursunuz. Hazırlanmak, sunumunuzu size ayrılan süreye sığacak biçimde düzenlemek demektir.
Sunumunuzu düzenleyin
Sunumunuzun hammaddesini toparladıktan sonra, bunu düzenlemeniz gerekir. Sunumun iyi düzenlenmiş olması, dinleme işini büyük ölçüde kolaylaştırır ve böylece hedefe ulaşma olasılığınız artar. Çoğu durumda sunuşun; açılış, gereksinim ya da sorun tanımlanması, çözüm ve eylem çağrısının birbirini izleyeceği şekilde düzenlenmesi gerekir. İyi düzenlenmiş bir sunum, insanda dinleme isteği uyandıracak bir açılışla başlar. Dinleyicilerinizin ilgisini ve dikkatini çekmek için, açılışta bir kanca—bir yorum, soru, konuyla ilgili bir öykü, tespit ya da örnek—kullanın. Aşağıda sunulan örnekte, konuşmacının dikkati üzerinde toplamak için dinleyicilerle nasıl etkileşime girdiğine dikkat edin.
Konuşmacı:
Burada, liderlik değişiklikleri konusunda daha çok şey öğrenmek üzere toplanmış bulunuyoruz.
Aranızdan kaç kişi geçen yıl yönetici konumuna terfi etti?.. Evet, bu sanırım grubun dörtte biri kadarı. Belki, biraz daha fazlası.
Peki, aranızdan kaçının başına geçen yıl yeni bir nezaret-çi getirildi?... Üçte biriniz—hatta yarıya yakınınız.
Tamam. Şimdi de aranızdan kaçının son iki yıl içinde ya yönetici konumuna terfi ettiğini ya da başına yeni bir nezaretçi getirildiğini görelim... Evet, görüyorsunuz, hemen hemen herkes!
Gördüğünüz gibi, liderlik değişiklikleriyle neredeyse hepimiz ilgiliyiz. Ve bu değişiklikleri ne kadar başarılı gerçekleştirirsek o kadar iyi olur!
Ayrıca açılışı şunlar için de kullanırsınız:
• Sunumun maksadını tanımlamak.
• Güvenilirlik kazanmak. Kendinize, "Hangi referanslarım bu dinleyici grubunu özellikle etkiler" diye sorun ve bu referansları vurgulayın. Ya da, uygun düşecekse, otoritesi ya da güvenilirliği olan birinin sizi sunmasını sağlayın.
• Konunun dinleyiciler için taşıdığı önemi açıklayın: Ne işlerine yarayacak?
• Ele alacağınız temel konuları kısaca tanıtın.
Sunumunuzun ikinci kısmını gereksinim ya da sorun tanımlamaya ayıracaksınız. Bu kısımda şunları yapmalısınız:
• Dinleyicilere mesajınızı niçin önemsemeleri gerektiğini açıklayın.
• Dinleyicilerle birlikte çözeceğiniz belirgin bir gereksinim ya da sorun geliştirin.
• Dinleyicinin dikkatini uyanık tutacak, konuyla bağlantılı savları, örnekleri ve tartışmanızı destekleyici malzemeleri esas konudan sapmadan sunumunuza katın.
• Önerilerini talep ederek, gereksinim ve meselelerine hitap ederek dinleyicileri de sunuma katın.
• Uygun noktalarda geribildirim alarak, söylediklerinizin ne kadar kabul gördüğünü kontrol edin.
Sunumun üçüncü kısmında—çözüm—dinleyicilere size göre sorunun nasıl çözülmesi gerektiğini, gereksinimlerinin nasıl karşılanabileceğini açıklarsınız. Bu kısımda şunları yapacaksınız:
• Dinleyicinin, çözümün yararlarını gözünde canlandırmasına yardımcı olun.
• İleri götürecek yolu geliştirme çabasına dinleyicileri de katın.
• Çözümünüzü dinleyici gereksinimlerinden yola çıkarak açıklayın.
• Çözümünüzün ivedilikle uygulanmasının gereksinimle örtüştüğünü gösterin.
Söylediklerinizi toparlamak için, güçlü bir eylem çağrısında bulunmalısınız. Bu kısımda şunları yapmanız gerekir:
• Sunumun kilit mesajını tekrarlayın.
• Açılışta değindiğiniz konuları, kapanış yorumlarınızla bütünleştirin.
• Eylem önerisinde bulunun.
• Anlaşma fikrini uyandırın.
• Taahhüt ya da kabullenme elde edin.
• Son noktayı koyun.
Sunum Hazırlama İçin İpuçları
• Sunumun hedefini belirleyin. Geri kalan her şeyi hedef belirleyecektir.
• Dinleyicileriniz ve onların önyargıları ve beklentileri hakkında öğrenebileceğiniz ne varsa öğrenmeye çalışın.
• Konuyu dinleyicilerin bakış açısından ele alın.
• Sunumunuzu, bağlamına—ortamın fiziksel koşullarına, günün hangi saatinde yapılacağına, o sırada sürmekte olan ve dinleyicilerinizi etkileyebilecek diğer önemli olaylara göre biçimlendirin.
Sunumun uzunluğu ne kadar olmalı?
Çoğu durumda, sunumunuzu başkalarının hazırladığı bir programa uydurmanız gerekecektir. Örneğin, alıcıya yapacağınız satış sunumunu otuz dakikaya sığdırmanız istenebilir. Zamanın kontrolünün sizde olduğu, sunum için en uygun uzunluğu belirlemenin size kaldığı durumlar da olabilir. Her iki durumda da, aşağıdaki kuralları uygulayın:
• Sunumunuzu, kilit mesajınızı tam ve açık olarak aktarabileceğiniz uzunlukta tutun.
• Sunumunuzu, size ayrılan süre içinde tam ve açık olacağı kadar uzun tutun.
• Daha az noktayı vurgulamak, ama iyi vurgulamak daha iyidir.
• Bir noktayı açık ya da dinleyicilerce kabul edilebilir şekilde aktaracak zamanınız yoksa, başka bir sunuma saklayın.
• Erken bitirmek, konuşmayı tamamlayamamaktan ya da sonlara doğru hızlanmaktan iyidir.
• Zamanınızı kısacak olurlarsa, sunumdan neleri çıkartacağınızı önceden planlayın.
• Sunumun sonunda soru sorulması için zaman bırakmak kibarlık gereğidir.
Sunumunuzu planlarken yardıma ihtiyacınız var mı? Öyleyse, "Ön Planlama" başlıklı formdan faydalanın.
Sunumunuzu düzenlerken, önemli bulduğunuz konuları anlaşılır kılmak ve dinleyenlerin aklında kalmasını sağlamak için size görsel kullanma fırsatı sunan noktaları belirleyin. Herkesin farklı bir öğrenme tarzı vardır, ama çoğu insan görsellere salt kelimelere kıyasla daha iyi tepki verir. Aşağıdaki araştırma bulguları dikkat çekicidir:
• İnsanlar bildiklerinin yüzde 75'ini görerek, yüzde 13'ünü işiterek ve yüzde 12'sini de koklayarak öğrenirler.
• Resim, enformasyon aktarmada tek başına kelimelere kıyasla üç kat daha etkindir.
• Resim ve kelimeler birlikte kullanıldığında, tek başına kelimelere kıyasla altı kat daha etkindir.
Dinleyicilerin dikkatinin canlı kalması ve sunduğunuz verileri hatırlamaları için görsel araçlardan faydalanın. Görsel araçları fikirleri, ilişkileri ya da nesnel durumları kavramalarını kolaylaştırmak için de kullanabilirsiniz. Görseller, yeni bir konuya geçmekte olduğunuzun ipucu olarak da işe yarar.
Ancak, dinleyicilerin aynı anda hem size hem görsellere bakamayacağını unutmayın. Bu yüzden görsel kullanımınızı asgari düzeyde tutun. Ayrıca konuşmanın özeti olarak yazı ağırlıklı slaytları kullanmak da tavsiye edilmez; bunun yerine kendi konuşmanızı baştan sona iyi bilin yeter.
Doğru iletişim araçlarını seçin
Tepegözden bilgisayara dayalı slaytlara, kâğıt tahtasından çoğaltılmış kopyalara kadar bir dizi görsel malzeme seçeneği vardır. Bu araçların hangisini kullanacağınıza karar verirken esneklik, maliyet ve sunumunuza uygunluk gibi faktörleri dikkate almalısınız.
Görsel Araçların Artı ve Eksileri
|
|
Görsel Araç
|
Artılar
|
Eksiler
|
Tepegöz
|
• Esneklik
• Görsel malzemenin
oluşturulmasında kolaylık
• Dinleyicilerle göz temasını
sürdürebilmek için ışık açık
kalabilir
• Resmi ve gayri resmi durumlar için uygun
|
• Kurarken ve folyodan folyoya
geçerken sıkıntı verebilir
• Eski teknoloji
|
Bilgisayara dayalı
Slaytlar
|
• Oluşturma, güncelleme ve
taşınması kolay
|
• Görüntü her zaman net olmayabilir
• Teknoloji çökebilir, bu yüzden yanınızda yedek tepegöz folyoları
bulundurmanız gerekir.
|
Kâğıt tahtası
|
• Esnek
• Oluşturması kolay
• Etkileşimi teşvik eder
|
• Büyük gruplar için etkin değil
• Taşıması zor
|
Çoğaltılmış kopya
|
• Gayri resmi, kısa sunumlar
için uygun
• Üstüne not alınabilir,
gerektiğinde bakmak üzere
birlikte götürülebilir.
• Tamamlayıcı arka plan
enformasyonu içerebilir
|
• Dinleyicilerin esas odak noktası haline gelerek dikkatlerini dağıtabilir ve sizi
dinlemelerini engelleyebilir.
|
Siz Olsanız Ne Yaparsınız?
Önder ve onun ürün yönetimi grubu ev hayvanı aksesuarları üreten Beyaz Pet firmasının yeni ürünlerini her yıl ulusal bir konferansla tanıtırlar. Şirketin 150 kişilik satış ekibini yeni ürünleri perakende müşterilerine tanıtmaya hazırlamak için, ürün hattı yöneticileri yeni ürün özelliklerini ve faydalarını özetlerler.
Önder ve grubunun bu yıl tanıtacağı yeni ürün oldukça ilginç: Yol Köpeği. Bu ürün, sahipleri doğa yürüyüşüne çıktığında onlara eşlik eden köpeklerin kendi yiyecek ve sularını taşıyabilmesi için tasarlanmış bir "köpek sırt çantası." Yol Köpeğinin yeni ve kullanışlı bir bölme sistemi var. Satış temsilcilerinin onu müşterilere tanıtabilmesi için, Önder'in bu özelliği iyi açıklaması gerekiyor.
Önder sunumunu öğle yemeğinden hemen sonra yapacak. Konferanstan önceki haftalar içinde, satışçıların ürün bilgisini derinleştireceğini ve onları ürünü satmaya esinlendireceğini umduğu görselleri hazırlamaya başlıyor. Önder’in yerinde siz olsanız tanıtmak için ne yapabilirsiniz?
Şöyle Yapabilirsiniz
Yol Köpeği sırt çantasının neden piyasadaki diğer köpek sırt çantalarından daha iyi olduğuna dair on maddelik, tek sayfalık bir liste. Önder sunumu sırasında bunun çoğaltılmış kopyalarını dağıtabilir.
Yol Köpeğinin bölme özelliğinin nasıl çalıştığını gösteren iki ya da üç görmesi kolay çizimin bulunduğu bir kâğıt tahtası.
Yol Köpeğinin yeni bölme sistemini piyasadaki en önemli rakibinin ürünüyle karşılaştıran bir resimle Yol Köpeği sisteminin çeşitli avantajlarının bir listesini içeren bilgisayara dayalı bir slayt.
Sonuçta Önder yazı ve resim slaytlarından oluşan bilgisayara dayalı bir sunum hazırlamaya karar verdi. Ayrıca, konferans salonuna girerlerken dinleyicilere Yol Köpeğinin önemli özelliklerini ayrıntılarıyla açıklayan çoğaltılmış kopyalar vermeyi de kararlaştırdı.
Çoğaltılacak kopyalardan faydalanmaya karar verdiyseniz, bunları sunum esnasında dağıtmayın. Aksi takdirde ilgi dağılabilir.
Etkin görseller
Her görsel sunumu zenginleştirmez. Belki çoğu beyaz yakalı çalışan gibi siz de "öldürücü Power Point" gazileri arasında yer alıyorsunuzdur. Bunlar; konuşmacının çok fazla sayıda slayt ve kafa karıştırıcı akış diyagramları, kutular, oklar, geribildirim çevrimleri ve metinlerle dolu görseller kullandığı, görselleri metin ve imgelerle yan yana dizdiği ya da daha da kötüsü, görsellerdeki metni yüksek sesle okuduğu sunumlardır.
Görsellerin etkin olmasını istiyorsanız, şunlara dikkat edin:
• Basit tutun.
• Bir kavramı vurgulamak ya da aktarmak için grafik, şekil ve semboller kullanın.
• Tam cümleler değil, anahtar kelimeler kullanın.
• Bir sayfa ya da slaytta tek bir kavrama ve en çok altı satıra yer verin.
• Kâğıt tahtasının her sayfasında en çok üç ila altı fikre yer verin.
• Uygun yerlerde renk kullanın, ama aşırıya kaçmayın.
• Uygun yerlerde resim kullanın.
• Belli bir sırası olmayan kalemlerde rakam değil, koyu nokta kullanın.
• Büyük harfleri sadece başlık ve kısaltmalarda kullanın.
Sunumunuzun bütün unsurlarını düzenlemek için "Sunumun Ana Hatları" başlıklı formdan faydalanın.
Görsel Oluşturmak İçin İpuçları
• Bir slaytta tek bir fikre ve en çok altı satıra yer verin.
• Sözcüklerinizde seçici olun.
• Dikey yazı kullanmayın.
• Bir sayfada en çok iki farklı harf büyüklüğü kullanın.
• Büyük ve küçük harf kullanın. Sadece başlık ve kısaltmalarınızın tümünü büyük harfle yazın.
Başkalarının da sunuma katkıda bulunmasını isteyeceğiniz pek çok durum olabilir. Örneğin, bir grup çalışmasının sonuçlarını sunacak ya da diğerlerinin varlık ve deneyiminin hedefinize ulaşmanızı kolaylaştıracağını düşünüyor olabilirsiniz. Aşağıdaki örneği ele alalım:
Bir yeni ürün geliştirme ekibinin yöneticisi olan Saliha, kalp için sağlıklı dondurulmuş gıdalardan oluşan yeni bir ürün hattında ekibin kaydettiği ilerleme hakkında üst yönetime bir sunum yapmayı planlıyor. Grup sunumunun en iyisi olacağına karar veriyor, çünkü bu biçim teknik uzmanlığa sahip tanınmış ekip üyelerinin çalışmalarının ayrıntılarını açıklamasına olanak tanıyor. Bu düşünceyle, sunumu aşağıdaki kişilerin katılacağı şekilde düzenliyor:
• Ekipteki beslenme uzmanı olan Hasan. Ekibin karşılaştığı beslenme ve tıp meselelerini ele alacak.
• Pazarlamanın ekipteki temsilcisi Canan. Rakip ürünler ve tüketici tepkileri hakkında öğrenilenleri aktaracak.
• Finans yönetiminden gelen Cansu. Yeni ürün hattıyla ilgili proforma satış maliyetlerini tartışmak için bir dizi bilgisayara dayalı slayt kullanacak.
Konuşmacıları, ya Saliha'nın yaptığı gibi uzmanlık alanlarına ya da sunumdaki güçlü ve zayıf yanlarına göre yerleştirebilirsiniz. Örneğin, güçlü sunum becerileri olanlar, konuşmanın ikna ediciliğin en çok önem taşıdığı açılış ve kapanış kısımlarını üstlenebilirler. Bu kişiler öğle yemeği öncesi ve sonrası ya da günün sonu gibi zor zaman dilimlerinde de etkin olabilirler. Herkesin diğerlerinin ne sunacağını bilmesi için, mümkünse sunumdan önce grup provası yapın.
Grup sunumunun akışı
Değişik katkıcıları sunuma entegre etmenin en iyi yolu nedir? Tek bir "en iyi yol" yoktur. Ne var ki, tipik bir grup sunumunun akışı aşağıdaki gibidir:
• İlk konuşmacı kısaca diğer konuşmacıları tanıtır ve konuyu açıklar.
• Her konuşmacı konuşmasının sonunda, "Şimdi Jale konunun şu yönünü ele alacak" gibi bir cümleyle bir sonraki konuşmacıya geçilmesini sağlar.
• Son konuşmacı bütün sunumu özetler.
• Bir kolaylaştırıcı tüm geçişleri sağlar.
Görseller grup sunumlarında lojistik sorunlar doğurabilir. Ek bir planlamayla görsellerin dinleyicilerin dikkatini dağıtmaktan çok mesajınızı güçlendirmesini güvenceye alabilirsiniz. Sunumunuzun pürüzsüz akmasını sağlamak için, şu kurallara uyun:
• Sunum sırasında görselleri konuşmacı dışında birinin idare etmesini sağlayın (konuşmacı bu işi üstlenmeyi tercih etmediği sürece).
• Görselleri başka biri idare ediyorsa, uyumu sağlamak için önceden alıştırma yapın.
• Bütün slaytların ya da tepegöz folyolarının aynı formatta olmasına dikkat edin.
• Konuşmacılar farklı araçlar kullanıyorsa, geçişlerin pürüzsüz olması için koordinasyon sağlayın.
Ayrıca grubun soru cevap kısmında nasıl hareket edeceğini de önceden planlayın. Her konuşmacı belli bir alana ilişkin soruları cevaplamaya ve bir diğer konuşmacı yardıma ihtiyaç duyduğunda devam etmeye hazırlıklı olmalıdır. Her konuşmacının her soruda yorum yapmasından olabildiğince kaçının.
Prova Yapın
Sunumunuzdaki boşlukları, sıkıcı ve gereksiz ayrıntılarla dolu kısımları hangi aşamada fark etmeyi tercih edersiniz? Sunumu yapmadan mı, yoksa yaptıktan sonra mı? Bu tür sorunları bulmak ve düzeltmek istiyorsanız, prova yapın.
Yüksek sesle ve mümkünse, bir dostunuzun ya da meslektaşınızın önünde prova yapın. Ya da, bir ses kayıt cihazı veya video kamerasıyla sunumunuzu kaydedin.
Sunum kulağa ezberden okunuyormuş gibi gelmeyene kadar provaya devam edin.
Notlarınıza değil, konuya ve iletişim arzunuza odaklanın.
Etkin prova
Provadan en çok yararı elde edebilmek için sunumunuzu bir test grubunun önünde deneyin ve geribildirim alın. Dinleyicilerinizin profiline benzer kişileri bir araya getirin. Örneğin, belli bir konunun uzmanlarına sunum yapacaksanız, provadaki dinleyicilerin arasında bir uzman olmasına çalışın ve bu kişinin görüşünü alın. Şu ipuçları da aklınızda bulunsun:
Sunumda kullanacağınız donanım ve görsellerle prova yapın.
Her seferinde baştan sonra bütün sunumu prova edin.
Siz Olsanız Ne Yaparsınız?
Bahri videoyu kapatıp , başını bezginlikle salladı.
Bahri sunumu nasıl bu kadar sıkıcı olabilirdi? Dinleyicilerini tanımaya, konusunu iyi araştırmaya, saatlerce uğraşarak net, kısa ve öz bir konuşma hazırlamaya özen göstermişti. Şimdi video kayıtlarını izlerken birkaç sorunlu nokta saptamıştı. Başı notlarına gömülüydü, dinleyiciler konunun içinde kaybolmuş gibiydi ve çok da—nasıl demeli—karizmatik bir havası yoktu. Bahri aslında iyi bir konuşmacı ve oldukça zeki, girişken biri olduğunu biliyordu. Dinleyicilerin dikkatini daha fazla çekmek için kendi kişiliğini sunuma nasıl katabileceğini düşündü. Siz olsanız ne yaparsınız?
Şöyle Yapabilirsiniz
Geç de olsa, Bahri bir iki noktada yanlış yaptığını anladı. Bir kere, dinleyicileriyle daha fazla göz teması kurmalı, konuşmayı bir sohbet havasında geliştirmeli ve sadece gerektiğinde notlarına bakmalıydı. Ayrıca, konuşmasının kilit noktalarını anlatmak için birkaç görsel hazırlayabilirdi. Görseller dinleyicinin dikkatini konuşmaya odaklandırmasını kolaylaştırırdı. Son olarak da, tartışmasını destekleyecek ama dikkatleri genel mesajının ötesine çekmeyecek, konuyla ilgili öykü ve örneklerden faydalanabilirdi. Bahri, bir dahaki sefere bu önlemleri alacak ve daha dikkat çekici, daha verimli bir sunum yapacak.
Bir adım daha atın
Bu sunum sizin için önemli mi? Öyleyse, bütün olanaklarınızı seferber edin. Mümkünse, sunumun olacağı salon ya da mekânda prova yapın. Böylece o yer, giriş ve çıkış yolunuz ve sesinizi en arka sıraya kadar duyurabilmek için ne kadar yüksek sesle konuşmanız gerektiği hakkında bir fikir edinirsiniz.
Bu provadan en fazla faydayı sağlamak için, nesnel değerlendirme yapabilecek birkaç meslektaşınızı da yanınız -
de arka sıralara oturtun. Daha sonra, konuşmanızın ve görsel desteklerin etkinliği üstüne onlardan geribildirim alın. Bu yorumlara dayanarak, sunumun zayıf yanlarını daha nitelikli hale getirin.
Etkin konuşma yapmak zihinsel hazırlık gerektirir. Satırların üstünden geçmek işin bir yönüdür, bir diğer—ve genellikle bir o kadar önem taşıyan—yönü de, perdeler açıldığında doğru ruh halinde olabilmektir.
Kendinize terapi uygulayın
Neyse ki, zihinsel oyundan galip ayrılmanızı sağlayacak birkaç önlem var. İşte bazı örnekler:
Başarılı bir sunum yaptığınızı gözünüzün önünde canlandırın. "Rahatım ve hazırım" gibi olumlu mesajları kendinize tekrarlayın.
Stresinizi azaltmak için nefes alma teknikleri ile gerginlik giderici egzersizler uygulayın.
Kendinize "Olabilecek en kötü şey nedir?" diye sorun ve bu olasılığa hazırlıklı olun.
Sinirli olmanızın doğal olduğunu kabul edin ve sunum öncesinde abur cubur, kafein, sakinleştirici ilaçlar ya da alkolle kendinizi sakinleştirmeye çalışmayın.
Korkuyu yenin
Çoğu profesyonel konuşmacı, aktör ve müzisyen sahneye çıkmadan önce sahne korkusuna kapılır, ama yine de korkusunu dizginlemeyi becerir. Siz de böyle yapmalısınız. Korkunuzu yenmeniz için şu taktikler faydalı olabilir:
· Prova yapın ve sunumunuzu iyi bilin.
· Dinleyicilerle bireysel olarak—sunumdan önce telefonlaşarak ya da salona girdiklerinde şahsen—tanışın.
· Gelebilecek soru ve itirazlara hazırlıklı olun.
· Fiziksel ve ruhsal olarak kendinizi hazırlayın.
Etkin konuşmak için
Dinleyicilerinizle aynı salonda bir araya geldiğinizde artık bütün dikkatinizi insanları en etkileyici sunumu yapmaya odaklandırmalısınız. Etkin konuşur, olumlu bir imaj yansıtır ve dinleyicilerin ilgisini çekerseniz, en iyi performansı göstermiş olursunuz. Aşağıda size birkaç öneri sunuyoruz:
Sunumunuzu sohbet havasında yapın.
Jargon ya da dinleyicilere yabancı gelebilecek terimler kullanmayın.
Dinleyicilerin sözel olmayan tepkilerine dikkat
edin.
Nefes alın. Böylece gevşer ve "eee" "mm" gibi lüzumsuz sesleri eleyebilirsiniz.
Sesinizi en iyi şekilde kullanmak için, ses tonunuzu doğal ve sohbet havasında tutun. Herkesin duyabileceği kadar yüksek sesle konuşun. Genellikle, odanın en uzak köşesindeki insanın bile duyabileceği kadar yüksek sesle konuşmak yeterlidir. Mikrofon ve ses sistemi kullanacaksanız, sunumdan önce bunlarla prova yapın. Birkaç ipucu daha:
· Makineli tüfek gibi ya da yayarak konuşmamaya özen gösterin. Bir meslektaş ya da kayıt cihazıyla alıştırma yapın.
· Kendinizi ifade edin. Monoton bir şekilde konuşmayın. Söylediklerinizi vurgulamak için, sesinizi alçaltıp yükseltin.
· Sözcükleri net ve anlaşılır biçimde telaffuz edin.
· Olumlu bir imaj yansıtın
· Mesajınıza ne kadar güvendiğiniz ve kendinizi adadığınız tavrınıza ve beden dilinize yansır. Etkinliğinizi artırmak için şunlara dikkat edin:
· Giyiminiz ve duruşunuz özgüven yansıtsın.
· Yüz ifadeleriniz dinleyiciye ilgili olduğunuzu göstersin. Bütün dinleyici grubuna bakamayacak kadar gerginseniz, bireylere odaklanın.
· Dinleyicilerle göz teması kurun ve teması sürdürün.
Dinleyicilerinizin ilgisini canlı tutma teknikleri
Çoğu konuşmacının karşısına bir ya da birkaç zor dinleyici çıkar: örneğin karşınızda dalıp gitmiş, aşırı yük altında ya da aklı başka önemli meselelerde olan, son derece meşgul kişiler olabilir.
Bu tür insanlar, siz onların ilgisini çekmek ve tutmak için özel önlemlere başvurmadıkça, söylediklerinizi duymayacaktır.
Hangi dinleyicilerin sizi dinleyip, hangisinin dinlemediğini nasıl anlarsınız? Psikologlar insanların neye odaklandıklarıyla ilgili sözel olmayan sinyaller yolladığını belirtiyor. Söylediklerinizi takip edenler sizi ya da görsellerinizi izlemekle meşguldür ya da not tutmakla uğraşıyorlardır. Dikkatleri başka yerde olanlar bacak bacak üstüne atar, koltuklarında kıpırdar ya da normalin üstünde etrafına bakınır. Sizin çabanız burada, bu gezgin zihinleri sunumunuza geri çağırmak olacaktır. Bunun için aşağıdaki, faydası kanıtlanmış teknikleri kullanın:
Akışınızda bir değişiklik yapın—örneğin, birden duraklayın ya da ses tonunuzu değiştirin.
Dinleyicilerden el kaldırmalarını isteyin: "Sadece meraktan soruyorum, aranızda müşterilerinin şu anki iade politikamızdan memnun olduğunu düşünen kim var? Evet diyenler lütfen elini kaldırsın." Konuşmaya mizah ekleyin. Ciddi bir sunuma eklenen küçük bir gülme molası dinleyicilerin hoşuna gider ve ilgilerini canlandırır.
Karşılaştırmalar ve örnekler sunun.
Kişisel öyküler anlatın.
Çarpıcı istatistikler ve uzman görüşlerine yer verin.
Konuşmanızın etkisini artırmak için çizim, tablo ve grafikler gibi görsel malzemeden faydalanın.
Soru sorun: "Bu konu sizin ve işiniz için ne anlama geliyor?"
Etkin Sunum İçin İpuçları
Bir metne bakarak konuşmayın. Notlarınıza bakarak konuşun.
Dinleyicilerin yüzüne bakın ve onlarla göz teması kurun.
Daha fazla kontrol veya katılım ya da grubun bir parçası
olmak istiyorsanız, dinleyicilerin arasında dolaşın.
Anahtarlarınızı ya da cebinizdeki bozuk parayı şıngırdatmayın.
Müşterileriniz rahat ve normal bir şekilde olsun.
Sesinizi etkileyici bir şekilde kullanın.
Odak noktanız hep mesajınız ve dinleyicileriniz olsun.
Dinleyicilerden gelen sorular hem onların dikkatini uyanık tutar, hem de onların önemli gördüğü alanlarda daha fazla ayrıntıya girmenize olanak sağlar. Ancak, gelebilecek sorulara iyi hazırlanmış olmanız önemlidir.
Dinleyicilerden gelen sorular hem onların dikkatini uyanık tutar, hem de onların önemli gördüğü alanlarda daha fazla ayrıntıya girmenize olanak sağlar. Bazı konuşmacılar sunum sonrası soru sorulmamasını bir başarı işareti olarak yorumlar. Oysa dinleyicilerin ilgisini çekmişseniz ve sizinle birlikte çalışıyorlarsa, büyük olasılıkla kafalarında sorular doğacaktır.
Gelme olasılığı yüksek sorulara hazırlanmayı da hazırlık aşamasının bir parçası olarak görün. Bunun için dinleyicilerinizi ve onların kaygılarını anlamanız gerekir.
Soru ve cevaplar için en uygun zaman
Çoğu konuşmacı soru ve cevapları sunumun sonuna bırakır. Böylece sunumlarını belirlenmiş olan sürede tamamlar ve dinleyicilerin resmin bütününü görmesini sağlamış olurlar. Bu yaklaşımı seçerseniz, şu ipuçlarını aklınızda bulundurun:
Soru ve cevaplar kısmına geçtiğinizi net olarak belirtin.
Soruyu tekrarlayarak ve cevabı sadece soran kişiye değil, tüm dinleyicilere yönelterek soru ve cevaplar kısmını kontrolünüzde tutun.
Bazı konuşmacılar dinleyicilerin dikkatini uyanık tutmayı ve mesajı ne kadar iyi anladıkları konusunda anında geribildirim almayı umarak sunum sırasında da soru kabul eder. Bu yaklaşımı ihtiyatlı kullanın, çünkü sunumun kontrolünüzden çıkmasına yol açabilir.
Bir de, sunumun belirli noktalarında soruları kabul eden konuşmacılar vardır. Bunlar, örneğin insanların tepkilerini ölçmek ya da onlardan fikir almak istediğiniz anlar olabilir. Fakat, bu yaklaşımı seçerseniz, bu noktaları önceden belirleyin ve soruları almak için durmayı unutmamak için sunumunuzda buralara işaretler koyun.
Zor sorulara hazırlıklı olun
Endişe dolu bir grup yönetici ve çalışana şirketin yeni stratejik planını tanıtacağınızı varsayalım. Ya da, başka bir şirketin yönetici ve mühendislerine, tedarikçi olarak sizi seçmeleri için bir sunum yapacaksınız. Veya, üst yöneticiniz şirketinizin bazı bölge temsilciliklerine gidip planlanan işten çıkarmaları açıklamanızı istedi.
Bu sunumların ortak noktası nedir? Bunların her birinde büyük olasılıkla dinleyicilerden zor sorular ve itirazlar yükselecektir. Soru cevap aşaması zorlayıcı, hatta çekişmeli geçebilir. Bu yüzden, bu tür bir sunumu yapmadan önce, sorulma olasılığı yüksek sorulara hazırlıklı olun. Çoğu durumda, kendinizi dinleyicilerinizin yerine koyarak, hangi soruların geleceğini tahmin edebilirsiniz.
İtirazlar" başlıklı formu kullanarak, gelebilecek zor soru ya da itirazların bir listesini yapın. Soruları kâğıda döktükten sonra, her biri için tutarlı bir cevap geliştirin. Gerekiyorsa yardım isteyin.
Cevabı bilmiyorsanız
Ne kadar iyi hazırlanırsanız hazırlanın, yöneltilecek her soruyu önceden bilemezsiniz. Bir sorunun cevabını bilmediğinizde, soran kişiyi yanıtı bulabileceği bir kaynağa yönlendirin ya da onun için cevabı aramayı önerin.
Soruların Üstesinden Gelmek İçin İpuçları
Cevabı biliyorsanız, açıklamanız net ve kısa olsun.
Bir sorunun cevabını bilmiyorsanız, soran kişiyi yanıtı bulabileceği bir kaynağa yönlendirin, onun için cevabı aramayı önerin ya da dinleyiciler arasında cevabı bilen birinin olup olmadığını sorun.
Soru ve savların öne sürülmesine olanak tanıyın. Bunları geri çevirmeyin, örtbas etmeye çalışmayın.
Sorular sunumunuzun akışını bölmeye başladıysa, hepsini beyaz tahtaya ya da kâğıt tahtasına yazın ve toplantının sonunda ele alın.
Diğer faaliyetler gibi konuşma ya da sunum da, girdileri (fikirleriniz, enformasyon ve savlar) çıktılara (dinleyicilerinizin gördükleri ve duydukları) dönüştüren bir sürecin sonucudur. Tüm değer süreçler gibi bunu da iyileştirmek mümkündür.
Sorunların kökenindeki nedenleri bulun
Ele alınan süreç ister araba üretmekle, ister bir gruba sunum yapmakla ilgili olsun, kalitenin temelinde süreçlerin iyileştirilmesi yatar. Bir sonraki sunumunuzun daha kaliteli olmasını istiyorsanız, yapmış olduğunuz sunumun kalitesini gözden geçirin. Sunumunuz yüksek standartları karşılayacak düzeyde miydi? Örneğin, salonun en son sırasında oturan dinleyicinin okuyamayacağı slaytlar gibi, ölçülebilir eksiklikler oldu mu? Eksiklikler olduysa, bunların kökenindeki nedenleri bulun. Kökende yatan nedenleri tespit ettikten sonra, gereken önlemleri alabilirsiniz.
Sunum (ya da prova) yaptıktan sonra performansınızı nesnel bir bakış açısıyla değerlendirmeye zaman ayırırsanız, performansınızın yeterince iyi olmadığı noktalarda sorunların kökenine inebilirsiniz. Örneğin, başlıkların dağınık, açılış konuşmasının zayıf ya da mizah çabalarınızın yersiz olduğunu fark edebilirsiniz. Sorunları belirledikten sonra müdahale edin.
Video işe yarayabilir
Performansınızı değerlendirmenin ve geliştirilebilecek alanları saptamanın en iyi yollarından biri, her sunumunuzu (ya da provayı) videoya çekmektir. Bu olanak yoksa, bir ya da birkaç arkadaşınızdan nelerin iyi, nelerin kötü gittiği konusunda not almalarını rica edin. Görüntüler ya da meslektaşlarınızın notları eşliğinde gerçekleştireceğiniz bir eylem sonrası değerlendirmeyle, sunum becerilerinizin güçlü ve zayıf yanlarını tespit edebilirsiniz.
Kendinizi sürekli geliştirmeye çaba harcarsanız, giderek daha verimli sunumlar yapmaya ve bu sayede şirket içindeki konumunuzu güçlendirmeye başladığınızı göreceksiniz.