Neden azalan bisküvilerin tadı gittikçe lezzetlenir?
Bir arkadaşıma kahve içmeye gitmiştim. Biz sohbet etmeye çalışırken, üç çocuğu yerde patırtıyla oynuyorlardı. Sonra yanımda bir torba dolusu cam misket getirdiğim geldi aklıma. Serserilerin sakin sakin oynayacağı umuduyla, misketleri yere boşalttım. Çok yanılmıştım: Anında büyük bir kavga koptu. Dikkatlice bakana dek neler olduğunu anlayamadım. Belli ki bolca misket arasında tek bir tane mavi vardı ve çocuklar onu birbirlerinden kapmaya çalışıyordu. Bütün misketler tıpatıp aynı büyüklükte, aynı güzellikte ve parlaklıktaydı. Ama mavi olanın belirleyici bir avantajı vardı -enderdi. Güldüm: Çocuklar amma da çocukluk ediyordu! 2005'in Ağustosu'nda Google "çok seçkin" ve sadece "davet üzerine" verilen e-posta servisini duyurduğunda, ben de o hesaptan bir tane edinmek için deliriyordum -başardım da. Neden ki? Yeni bir e-posta hesabına ihtiyacım olduğundan değildi (o zamanlar zaten dört tane vardı), Gmail diğer rakip ürünlerden daha iyi olduğundan da değildi, sadece o posta hesabını herkes alamadığı içindi. Şimdi dönüp baktığımda gülesim geliyor: Yetişkinler amma da çocukluk ediyor!
Romalılar, ender olan kıymetlidir. Gerçekten de, enderlik yanılgısı insanlık tarihi kadar eskidir. Üç çocuklu arkadaşım ek iş olarak emlakçılık yapıyor. Ne zaman satın almaya istekli ama kararsız biri arkadaşımın oltasına takılsa, arkadaşım ona telefon edip şöyle diyor: Ankaralı bir doktor dün gayrimenkule baktı. Çok ilgilendi. Sizin durumunuz nedir?" Ankaralı doktor -bazen profesör ya da bankacı- elbette tamamen uydurma. Ama etkisi çok gerçek: İlgilenen kişileri satın almaya itiyor. Neden? Teklifin olası enderliği burada da etkili. Nesnel bakışla anlaşılabilir değil, çünkü ilgilenen kişi o gayrimenkulu söylenen fiyata ya istiyordur ya da istemiyordur -bu, bir takım "Londralı doktorlardan" bağımsızdır.
Bisküvilerin kalitesini değerlendirmek için Profesör Stephen Worchel deneye katılan tüketicileri iki gruba ayırdı. Birinci gruba bütün bir paket bisküvi verildi. İkinci gruba ise sadece ikişer tane. Sonuç: Sadece iki bisküvi verilen katılımcılar bisküvinin kalitesini birinci gruba göre çok daha yüksek olarak değerlendirdi. Deney defalarca tekrarlandı, sonuç hep aynıydı.
"Stoklarımız sınırlıdır!" denir reklamlarda. "İndirimde son gün!" diye bağıran afişler zaman kısıtlamasını gösterir. Sanat galerisi yönetenler tabloların çoğunun altına kırmızı bir nokta koymanın avantajını bilirler: Çoğu satılmıştır. Pul biriktiririz, eski para ya da klasik araba -oysa hiçbirinin artık bir işlevi yoktur. Hiçbir postane eski pul kabul etmez, hiçbir mağazada eski paralarla ödeme yapamazsınız ve o klasik arabaların trafiğe çıkmasına izin verilmez. Ama ne fark eder, önemli olan onların ender olmasıdır.
Üniversite öğrencilerinden 10 posteri çekiciliklerine göre sıralamaları istendi -ufak bir teşekkür olarak da posterlerden birini alabilecekleri sözü verildi. Beş dakika sonra o âna dek sıralamada üçüncü olarak değerlendirilen posterden kalmadığı söylendi. Ardından bir bahaneyle öğrencilerden posterleri tekrar sıralamaları istendi. Kalmayan poster birdenbire ilk sıraya çıktı. Bilimde bu olguya tepkisellik adı verilir: Bir seçenek elimizden alındığında, artık mümkün olmayan seçeneği daha çekici olarak değerlendirerek tepki veririz. Bir tür inat tepkisidir. Psikolojide Romeo ve Juliet etkisi olarak da tanımlanır: Shakespeare'in acıklı ergenlerinin aşkı yasak olduğu için o kadar güçlüdür.
Sonuç: Enderlik durumu karşısında tipik tepkimiz, gerçekçi düşünmenin kaybıdır. Bu yüzden bir şeyi sadece fiyatı ve faydası üzerinden değerlendirin. Bir şeyin ender olup olmaması ya da Ankaralı doktorun o şeyi istemesi bir rol oynamamalıdır.