Sözcüklerle oynama konusunda usta olan Oprah Winfrey, "Asıl dürüstlük, hiç kimsenin bunu fark etmeyeceğini bilseniz de doğru şeyi yapmaktır," diyor.
Bu işyerinde, çalışmanız gereken zamanlarda internette dolaşmamanız, iş gezisi harcırahlarının bir kısmını cebinize indirmemeniz, aslında kucağınızda kedinizle DVD izlerken evden çalışıyormuş numarası yapmamanız anlamına geliyor.
Gerçi bunları yapmanız da birlikte çalıştığınız kişiler için büyük bir sürpriz olmayacaktır.
Çalışan tutumları üzerine bir araştırmanın yönetici ve sponsorlarından olan ilene Gochman, araştırmaya katılan 1200 çalışandan yalnızca %60'nın "iş arkadaşlarının dürüst ve namuslu davrandığına inandığını" ortaya koymuştur.
Gochman işyerindeki "işgüzar" zihniyetin çalışanları birbirlerini daha yakından gözlemeye İttiğini, bir çalışanın veriliyi sözü tutmayan iş arkadaşına güçlü bir öfke duymasına yol açtığını söylemektedir.
"İnsanları iş arkadaşlarının işlerini gerektiği gibi yapmadığını söylemeye iten küçük klikler ve adam kayırmalar vardır," diyor.
Gochman. "Örneğin kimileri, herkes ofiste kalıp çalışmak zorundayken, çocukları olduğu için erken çıkabilen arkadaşına öfke duyar."
Bu sıkıntı ve şikayetlerin kişinin dürüstlüğüne yönelik doğrudan tehditler olduğu çok açıktır. "İyi de bu ülkedeki CEO'lar yasa dışı yollardan milyonlarca dolar kazanırlarken ben neden dürüst davranmak zorundayım? Onlar dürüst değilse ben neden dürüst olayım?" dediğinizi duyar gibiyim.
Peki bu hareketlerinin onları hapse taşıdığını düşünürsek? Bu davranışları hem kendi hayatlarını hem de çalışanlarının hayatını mahveder. Aileleri, bu CEO'ların ulusal televizyonlarda rezil oluşunu izleme eziyetine katlanmak zorunda kalır. Gece yansı programlarında dalga konusu olurlar; Pazar günleri onlardan yola çıkılarak vaazlar verilir. Çocuklarına miras olarak sahtekarlığın neden olduğu kötü bir isim bırakırlar.
Sırf onlar atladı diye siz de köprüden atlamak istiyor muşunu; hala?
Umarım istemiyorsunuz dur. Çünkü Gochman'ın araştırması patronların ahlaki değerlere, giderek daha fazla Önem verdiğin göstermektedir. Çalışanların %72'si patronunun dürüst ve namuslu davrandığına İnandığını söylemiştir.
Patronunuz usulüne uygun davranıyorsa, sizden de aynısın bekler. Şimdi dürüstlükle ilgili konuları ele alalım ve sizin nere de durduğunuza bakalım:
Yalanlar
İşe neden geç kaldığınızla ilgili bahaneler uydurmaktan giderleri abartmaya kadar çeşitlilik gösterebilir. Yalan, insanları ve durumları kontrol ve manipüle etmenin bir yoludur. Birçok patron için yalan, çalışanı işten çıkarma nedenidir. Unutmayın patronunuz en küçük bir konuda yalan söylediğinizi, kene kendine ya da diğer çalışanlar aracılığıyla fark ederse, başka n gibi yalanlar söylediğinizi merak edecektir. Patronunuzun güvenini bir kez sarstıktan sonra, işinizde İlerlemeniz, harta işinizde kalmanız çok zor olur.
Suçlamak Bir şeyler ters gittiğinde hemen başkalarını mı suçluyorsunuz? Sorununuzu çözmek yerine kendi hatanızı örtbas etmeye mi çalışıyorsunuz? Patronlar, zamanlarını böyle taktiklerle uğraşarak geçiren çalışanlardan hoşlanmazlar.
Uzun eller O zarflar, kalemler, makaslar vb. çantanıza yanlışlıkla mı girmiş? Şirketin mallarını aşırmanız, küçükken bakkaldan sakız çalmanıza benzer. Anneniz o zaman akıllılık edip sakızı bırakmanız için elinize bir tane patlatmıştır. Bu kez de patronunuz sizi polise ihbar ederek cezalandırabilir.
Sözünü tutmak.
Bir iş arkadaşınıza, bir şeyle sizin ilgileneceğinizi söylediğinizde, bunu mutlaka yapın. "Bu, adalet meselesi," diyor Gochman. "Bir İnsanın yapacağına dair söz verdiği şeyi yapmaması haksızlık."
Numara yapmak.
Diyelim ki çok güzel bir gün ve siz çalışmak yerine arkadaşlarınızla vakit geçirmek istiyorsunuz. İşyerine telefon edip hasta olduğunuzu söylüyorsunuz; iş arkadaşlarınızdan birinin bu durumda sizin yokluğunuzu telafi etmek için iki kişilik iş yapmak zorunda kalacağını, hatta mesaiye katmasının gerekeceğini düşünmüyorsunuz bile. Böylece hem işçi/işveren sözleşmesini ihlal etmiş olursunuz hem de bencilliğiniz yüzünden başkalarının sırtına fazladan iş yüklersiniz.
Doğru insanlarla zaman geçirmek.
Kayınvalidem şöyle derdi: "Köpekle yatan pireyle kalkar." "Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim": Eğer işyerinde dürüstlük ve namus konusunda pek de parlak bir şöhrete sahip olmayan kişilerle arkadaşlık ederseniz, sizin de başınız derde girebilir. Siz onlarla birlikte dalavereler çevirmeseniz de, sizin dürüstlüğe ilişkin imajınız da zarar görebilir. İşyerinde hem çalışanların hem de patronun saygısını kazanmış kişilerle arkadaşlık edin. Bu insanlardan öğreneceğini çok şey olabilir.