Değişimde Ayakta Kalmak Eğitim Notu

MentalPress 30

Değişim Dönemlerinde Ayakta Kalmak

Değişime direnmek insan doğasının bir parçası olabilir - özellikle de bu değişim, karşımıza, zorluklar, hayal kırıklıkları ya da reddedilme biçiminde çıkıyorsa. Ancak dayanıklılık kazanmak, yöneticilerin deği­şim dönemlerinde ayakta kalmasını sağlamakla kalmaz, ayrıca onlar için bir öğrenme, büyüme ve güçlenme fırsatı oluşturur. Aslına bakı­lırsa, dayanıklılık geliştirmek her lider için kritik bir koşuldur.

Dayanıklılık, yöneticilerin günümüz örgütlerinde sorumluluk üstlenmenin yarattığı baskı ve belirsizliklerle başa çıkmalarını kolay­laştırır. Bu kılavuz kitapta, dayanıklılığın ne anlama geldiği ve neden önem taşıdığı açıklanmakta ve kendi dayanıklılık becerilerinizi geliş­tirmenin yolları üzerinde durulmaktadır. Burada odaklanılan dokuz gelişim alanı, bir arada ele alındığında, belirli bir dayanıklılık duygu­su yaratan, bilinmezle baş etme yeteneğinizi artıran ve değişimi -ister hayal kırıklığı, ister başarıdan kaynaklansın- bir gelişme fırsatı olarak görmenizi sağlayan bir bütün oluşturur.

Dayanıklılık Nedir?

Dayanıklılık, değişimin, güçlüklerin ya da talihsizliklerin etkisinden hızla sıyrılma yeteneğidir. Dayanıklılık kavramı, esneklikle, canlılıkla ve uyum yeteneğiyle ilişkilidir. Dayanıklı insanlar esnek, sağlam ve iyimser bir tu­tumla ayırt edilir ve öğrenmeye açık bir yaklaşım sergilerler. Dayanıklılık eksikliği ise kendini yılgınlık, bitkinlik, keyifsizlik, depresyon, savunmacı bir tutum ve kinizm biçiminde gösterir.

Dayanıklılık geniş bir bakış açısının ürünüdür. Profesyonel ve kişi­sel ilişkilerinizden kurulu bir destek ağıyla dayanıklılığınızı artırabilir ve değişimleri daha rahat göğüslemekte ondan yararlanabilirsiniz. Dayanık­lılık, bir yandan kendinizle ilgili bildiklerinizden -değerleriniz, özgüveni­niz, iyimserlik dereceniz- destek alırken, bir yandan da uyum yeteneği­nizden beslenen bir şeydir. Profesyonel kariyer çizginizin gelişiminden li­derlik fırsatlarının değerlendirilmesine, kişisel hedeflerinize ve kişisel esenliğinize kadar yaşamınızın her alanında ve her cephesinde başarının kilit unsurlarından birini oluşturur.

Çoğu insan, dayanıklılığın katılık, güçlülük ya da etkilenmezlik an­lamına geldiğini düşünür. Ne var ki dayanıklılık sadece zorlukların "hak­kından gelme" meselesi değildir. Baskıların altında ezilmemek elbette da­yanıklılığın bir parçasıdır, ama dayanıklılık sadece bu demek değildir. Örneğin, maratoncuların 40 kilometrelik amansız bir koşuyu tamamla­mak için güçlü olmaları gerekir; ama onları bitiş çizgisine ulaştıran ve bi­rinciliği göğüslemelerini sağlayan şey, genellikle, koşuyu etkileyen elle tutulamaz unsurlarla başa çıkma yetenekleridir (hava koşulları, tanıma­dıkları rakipler, kendi yeteneklerine yönelik tutumları, 30. kilometrede uğradıkları hafif, ama rahatsız edici bir kas zedelenmesi gibi).

Dayanıklılık kazanabilmek için, yaşadığınız deneyimleri bütün kar­maşıklığı içinde ele almanız, duygularınıza kulak vermeniz ve başarıları­nız kadar hayal kırıklıklarınızdan da ders almaya hazır olmanız gerekir.

Bir Dayanıklılık Öyküsü

Mert, üniversiteden mezun olur olmaz, ulusal bir süpermarket zincirinde işe başlamıştı. On altı yıl boyunca her şey iyi gitmişti. Ancak, aldığı önemli bir terfiden kısa bir süre sonra işler değişmeye başlamıştı. Yeni şefiyle yaşadığı sürtüşmeler sonraki iki yıl boyunca çalışma hayatına gölge düşürmüş, kendi­ne duyduğu güveni ve işinden aldığı tatmini zedelemeye başlamıştı. Sonun­da Mert'in pozisyonu tasfiye edilmiş ve kendisi de işten çıkarılmıştı.

Mert var gücüyle yeni bir iş aramaya girişmedi. "Nerede durduğum ve hangi pazarlanabilir özelliklere sahip olduğum konusunda uzun uzun düşündüm . . . Bir adım geriye çekilmeye ve işleri aceleye getirmemeye ça­lıştım," diye anlatıyor yaşadıklarını. Ailesiyle daha fazla zaman geçiriyor­du ve yaşadığı semtle ve bağlı olduğu kiliseyle ilgili etkinliklerde yer alma­ya başlamıştı.

Üç aylık bir aradan sonra Mert kendini yeniden başlamaya hazır his­setti ve yeni bir iş arama sürecine bütün gücüyle odaklandı. Kurduğu bir di­zi bağlantı aracılığıyla benzer bir alanda bir iş teklifi aldı. Zaman içinde Mert, işini kaybetmenin kendisine ne çok şey öğretmiş olduğunu anlamaya başladı. Çalışma hayatında "yukarıyla ilişkilerini" yönetme -kendi patronuy­la ve patronunun patronuyla iletişim kurma- konusunda eksikleri olduğunu fark etti. Daha dengeli bir yaşam sürmenin, yaşamın iniş ve çıkışlarıyla başa çıkmanın etkin ve uzun dönemli bir yolunu oluşturduğunu kişisel olarak öğ­rendi. Yeni işinde geçirdiği iki yılın sonunda hem kendi bölgesinin satışların­da yüzde 20'lik bir büyüme yarattı hem de ailesiyle ve içinde yaşadığı top­lumla olan bağlarını sürdürdü.

Mert, işini kaybetmesinin kendisi için gizli bir lütuf olduğuna inanı­yor ve artık "İşimi kaybetmek her şeyin sonu değildi. Bir paradigma değişi­mine yol açtıysa da, bu olay bir felaket değildi" diyordu.

Dayanıklılık Neden Önemli

1980’li yıllarda, liderlerin gelişimine katkıda bulunan "kilit olaylar" üze­rinde bir çalışma gerçekleştirdi. Katılımcıların yüzde yirmisi, işlerini kay­betmek, kariyer yaşamındaki terslikler, hatalar, başarısızlıklar ve kişisel travmalar gibi zorluklardan önemli dersler çıkardıklarını belirttiler. Aynı çalışma 1990'da tekrarlandı. Karşılaştıkları zorlukları kilit öğrenme dene­yimleri olarak tanımlayan katılımcıların oranı bu kez yüzde 34 oldu. Gide­rek artan bir karmaşıklık ve çalkantı düzeyinin yansıması olan bu yüzde 14'lük artış, dayanıklılık kazanmanın önemini vurgulayan bir bulgudur.

Dayanıklılık önemlidir, çünkü etrafımız her zaman değişimle sarılı­dır. Günümüzde hemen her örgütün karşı karşıya kaldığı değişimler üze­rinde bir anlığına düşünün ve bunların liderlik becerileriniz, yöneticilik performansınız, hatta kariyeriniz üzerindeki olası etkilerini ayırt etmeye çalışın. Örgütlerin misyonları, stratejileri ya da küresel odaklanmaları de­ğişebilir. İş ortamları hem içeriden, hem dışarıdan değişikliğe uğrayabil-diği gibi, pazarlar da zaman içinde değişebilir.

Aralıksız ve karmaşık bir değişim akımının ortasında yöneticiler nasıl ileriye gidebilir, hatta nasıl ayakta kalabilirler? Örgütsel değişimler kadar ki­şisel yaşamdaki ve kariyer çizgisindeki değişimlerin de özümsenebilmesi ve liderlik gelişimine katkıda bulunabilmesi için, dayanıklılık becerileri kazan­manız, sahip olduğunuz bakış açılarını ve yeterlikleri genişletmeniz gerekir.

Kendinizde değişiklikler yaparak, görüşlerinizi, alışkanlıklarınızı ve tepkilerinizi değiştirebilirsiniz: Değişimi kabul etmek, kesintisiz öğrenme, öz güçlendir­me, amaç duygusu, kişisel kimlik, kişisel ve profesyonel ilişki ağları, derin düşünme, becerileri yeni alanlara kaydırmak ve parayla olan ilişkiniz.

Bu dokuz alan, dayanıklılığın farklı yüzleri olmaktan çok, iç içe geç­miş, birbiriyle karşılıklı ilişkileri olan temalardır. Her biri diğerlerinin üzerine oturur, diğerlerini etkiler ve onlarla ittifak içinde, dayanıklılığını­zı ve değişimle başa çıkma becerilerinizi güçlendirebilir. Bu alanların her birinde kendinizi geliştirerek bakış açınızı ve odaklanmanızı genişletirsi­niz, ki bu da değişime daha kolay ayak uydurabilmeniz anlamına gelir.

Değişimi Kabul Etmek

Değişim sürekli ve kaçınılmaz bir şeydir ve bazı yöneticiler için katlanılması zor bir huzursuz­luk yaratır. Bu huzursuzluğun kökleri bazen kor­kuya {Değişen kurallar altında başarımı nasıl sürdüre­ceğim?) ya da dizginleri ele alma gereksinimine {Eğer kendi yöntemlerimi, bugüne kadar hep kullandı­ğım yöntemleri kullanmazsam, bu işin altından kalkamam) dayanabilir. Bazı­ları da, geçmişte kendilerini başarıya götürmüş becerilere odaklanarak ve kendi liderlik becerilerindeki boşlukları göz ardı ederek değişimi gör­mezden gelmeye çalışırlar. Ama hazırlıklı olmadıkları bir değişim, er ya da geç, kendileri için ciddi sonuçlar doğuran bir hataya yol açar: Bir ter­fi fırsatının kaçırılması, olumsuz bir değerlendirme, rütbe indirimi ya da işten çıkarılma.

Başarılı yöneticiler değişimi kabul eder ve ona ayak uydururlar. De­ğişim düşüncesi size rahatsız edici geliyorsa, kendinize ilişkin isabetli bir portre çizerek ve çalışma ortamınızın isabetli bir tablosunu yaratarak bu alandaki dayanıklılığınızı artırabilirsiniz. Değişimi kabullenme ve ona ayak uydurma yeteneğinizi artırarak dayanıklılık kazanmak için aşağıda­ki üç eylemden yararlanabilirsiniz:

1.    Etrafınızdaki insanlara ve etrafınızda yapılan işlere ilgi gösterin. Kendinizi dar bir iş kanalının içine gömerseniz, bakış açınızda boşlukların oluşmasına yol açabilirsiniz. Becerilerinizi zorla­yan ya da zayıflıklarınızı en aza indi­ren yeni görevler üstlenmeye çalışın.

2. Fiziksel ve zihinsel esenliğinize dikkat edin. Eğer huzursuzluk hissediyorsa­nız (ki değişim zamanlarında bu ola­ğan bir duygudur), bu huzursuzluğu, söz konusu değişim hakkındaki duy­gu ve düşüncelerinizi daha derinden araştırmanız için bir işaret olarak de­ğerlendirin. Daya­nıklılık Çalışma Formu, değişim karşı­sındaki tepkinizi araştırmakta size yol gösterecektir.

3. Değişimi kendi içinde ele alarak üze­rinde düşünün. Kontrol edebileceği­niz ve edemeyeceğiniz değişimleri birbirinden ayırın. Örneğin, örgütü­nüz ekibiniz için yeni bir performans hedefi belirlemişse, bu değişimi ekip liderliği becerilerinizle kontrol altına alabilirsiniz. Buna karşılık örgütünüz işgücünü azaltmaya karar ver­miş ya da pazardaki bir değişime dramatik bir tepkiyle karşılık vermişse, burada sizin kontrol edemeyeceğiniz bir değişim söz konusu­dur. Bu durumda kendinizi bu değişimin yarattığı kaygıların uzağın­da tutmanız; enerjinizi yeni beceriler geliştirmeye ve var olan beceri­lerinizi sağlamlaştırmaya yöneltmeniz daha doğrudur.

Araştırmalara gö­re, yöneticilerin yolunu kay­betmesinin -yani, başarı çiz­gisinden sapmasının- en başta gelen nedeni, geçiş dö­nemleri sırasında değişmeyi ya da bu geçişlere ayak uy­durmayı başaramamalarıdır. Kuzey Amerika'daki şirket­lerde görev yapan yönetici­ler, tanıdıkları en başarılı yö­neticilerin yüzde 55'inin uyum yeteneğine sahip kişi­ler olduğunu söylemiştir (Avrupalı yöneticiler bu ra­kamı yüzde 67'yle daha da yukarı çekmiştir). Bu uyum yeteneği, bu dayanıklılık, üst düzey yönetici­lerin başarısızlığına odakla­nan yakın tarihli bir araştırma da en sık sözü edilen başarı faktörü olmuştur.

Kesintisiz Öğrenme

Dayanıklılığın doğası, yeni beceriler ve kavra­yışlar edinmenizi ve değişim dönemlerinde bunları uygulamaya koyabilmenizi talep eder. Yöneticilerin pek çoğu yeni yöntemler öğrenmeye direnir; ortaya çıkan değişimler eski davranış ve becerilerinin artık işe yaramadığını açıkça gösterdiğinde bile bunlara tutunmaya çalışırlar. Eğer bu tanımın sizi de içine aldığını düşünüyorsa­nız, direncinizin nedenleri üzerinde düşünün. Eski yöntemlerinizin kimli­ğinizin önemli bir parçası olduğunu ve bunları değiştirmenin bir biçimde bu kimliği etkileyeceğini düşünüyor olabilirsiniz. Eski beceri ve davranış­larınız kendinize verdiğiniz değerle ve kendinize duyduğunuz güvenle yakından ilişkili olabilir; tanımadık becerilerin aksine size kendinizi de­ğerli hissettiriyor olabilir. Yeni beceriler edinirken yaşayacağınız o acemi­ce öğrenme aşamasında kendinizi yetersiz hissetmekten çekindiğiniz için eski alışkanlıklarınıza tutunmak istiyor olabilirsiniz.

Kesintisiz bir öğrenme sürecine doğru yola çıkmak ve içinizdeki di­rencin üstesinden gelebilmek için şu tekniklerden yararlanmayı deneye­bilirsiniz:

•  Her iş gününün sonunda, o gün öğrendiğiniz ya da zaten bildiği­niz ama o gün doğrulama fırsatı bulduğunuz bir şeyi bir yere not edin.

•  Kariyerinizin başlarında ya da en az altı ay önce başınızdan geçen mesleki bir hayal kırıklığım yeniden gözden geçirin (seçtiğiniz de­neyimin üzerinden, o konuda bir perspektif edinmenize yetecek kadar zaman geçmiş olsun). Bu deneyimle ilgili olarak o zaman bilmediğiniz, ama şimdi bildiğiniz şeyler varsa, bunlar nedir? Bu deneyim size ne öğretti? Bu deneyim hangi bilginin doğrulanma­sını sağladı? Hangi bilginin yanlışlığını kanıtladı?

•  Kariyerinizin başlarında ya da en az altı ay önce yaşadığınız mes­leki bir başarı üzerinde düşünün. Bu deneyimle ilgili olarak o zaman bilmediğiniz, ama şimdi bildiğiniz şeyler varsa, bunlar ne­dir? Bu deneyim size ne öğretti? Bu deneyim hangi bilginin doğ­rulanmasını sağladı? Hangi bilginin yanlışlığını kanıtladı?

Öğrenme Eğrisi Aşağıya Dönüktür

"Öğrenme eğrisi" genellikle, öğrendikçe performansınızın artacağını ifade eden aşamalı bir tırmanışla gösterilir. Oysa gerçekte öğrenmek hemen her za­man performansınızda bir düşüşe yol açar; iyileş­meler bu düşüşün arkasından gelir. Bütünüyle doğal olan bu süreç, sahip oldukları kişiler arası ve teknik becerileri artırarak dayanıklılıklarını geliştirmeyi umut eden yöneti­ciler için bir rahatsızlık kaynağı olabilir. Öğrenme eğrisi, performansınızdaki aşamalı bir tırmanışa değil, iyileşmelerin takip ettiği bir performans dü­şüşüne işaret eder.

Öz Güçlendirme

Dayanıklılığınızı artırma gücü kendi içinizde saklıdır. Bu güce erişip erişmemek sizin seçiminizdir. Küçülmenin, yeniden yapılanmanın, pazardaki kaymaların ve teknolojik değişimin hüküm sürdüğü bir çağda, kariyerinizin ve öz gelişiminizin diz­ginlerini kendi elinize almanız önemlidir. Bugüne kadar geçerli olmuş iş sözleşmesi (bir örgüt için sıkı çalışırsanız, ömür boyu istihdamla ve belki sorumluluklarınızdaki düzenli bir artışla ödüllendirilirsiniz) yerini hareket serbestisine bırakmış durumdadır. Başka birinin sizin yerinize kariyerinize yön vermesini beklemeyin, işinize girişimci bir ruhla yaklaşın. Kendi kararlarınızı verme ve bunları hayata geçirme özgürlüğünü kendinize tanıyarak dayanıklılığınızı artırın.

"Örgüt departmanlarından birine bir bölge süpervizörü gerekiyordu. Daha önce böyle bir pozisyonda hiçbir deneyi­mim olmadığı halde patronum bu sorumluluğu benim üst­lenmemi istedi. Bu konuda eğitim almadığımı ve bunu daha önce hiç yapmadığımı bildiğini, ama bu işin altından kalkabileceğimden emin oldu­ğunu söyledi. Kısa süre için­de, bir grup pozisyonuyla başa çıkabilecek durumda olduğu­mu ben de fark ettim. Bu olay kendime duyduğum güveni      artırdı."

Aşağıda, iş hayatındaki yerinizle ilgili daha dayanıklı bir yaklaşıma doğru yol almanıza yardımcı olabilecek birkaç fikir yer alıyor:

•  Gerektiğinde kullanabileceğiniz ya da destek alabileceğiniz güçlü yanlarınızın bir listesini çıkarın. Şu alıştırmayı deneyin: Güçlü yanlarınızı sıraladıktan sonra kendinize sorun: Bu örgütte başka hangi rolü üstlenebilirim? Bu yanlarımı başka bir ortamda kullanı­ma sokabileceğim -gerçek ya da hayali- pozisyonlar varsa, bunlar nedir?

•  "Zorlanma" görevleri üstlenerek yeni beceriler geliştirin. İş hayatı­nızın dışında yeni gelişim olanakları yaratmaya çalışın ve yeni edindiğiniz becerileri uygulamaya koymanın güvenli yollarını araştırın. Örneğin, çocuğunuzun okulunda gönüllü kurul başkan­lığı yaparak, bölgenizdeki bir sanat komitesinde görev alarak ya da buna benzer gönüllü sorumluluklar üstlenerek ekip liderliği becerilerinizi sınayabilirsiniz.

•  Kendi "yönetim kurulunuzu" oluşturun. Bu ideal olarak, sizinle aynı örgütte yer almayan ama kabaca sizinle aynı sorumluluk dü­zeyindeki -son derece güvenilir- akranlarınızın oluşturduğu bir gruptur. Ortak güçlükler ve çözümler üzerinde konuşmak üzere düzenli aralıklarla toplanın.

Amaç Duygusu

İşinize anlam kazandıran ya da onu daha geniş bir bağlamın içine oturtmanızı sağlayan kişisel bir amaç duygusu geliştirin. Açık seçik bir amaç duygusu, tersliklere daha geniş bir pencereden bakmanızı kolaylaştırır.

"Bu güçlüklerin üstesinden geldiy­sem bunu bir amaç uğruna yaptığı­ma inanıyorum ve bu amaç da şuy­du: Günün birinde binlerine yar­dım etmek zorunda kalacaksam, bunları (bu güçlükleri) yaşamadan bu konuda nasıl güvenilir bir yol gösterici olabilirdim ki?"

Amaç Duygunuzu Açığa Çıkarın

Aşağıdaki sorular, amaç duygunuzu saklandığı yerden çıkarmak ve onu desteklemek amacıyla tasarlanmıştır. Her soruyu okuduktan son­ra bir süre düşünün ve cevabınızı yazın. Bu etkinliğe ilave olarak, gü­vendiğiniz bir arkadaşınızı yanınıza alıp aynı soruları bu kez de onun size sormasını isteyin. Her soruya elinizden geldiği kadar eksiksiz bir cevap vermeye çalışın. Bütün sorular tamamlandıktan sonra arkadaşı­nız ilk soruya dönerek yeniden başlasın. Bu yolla bütün soruların üze­rinden birkaç kez geçin. Eğer arkadaşınız da kendi amaç duygusunu yeniden keşfetmekle ilgileniyorsa, bu soru-cevap işlemim sırayla ger­çekleştirebilirsiniz.

1.  Uğrunda çaba harcadığınız ideali nasıl tanımlarsınız? Nasıl bir geleceğiniz olsun isterdiniz?

2.  Şu andaki durumunuzu nasıl tanımlarsınız? Bulunmak istediğiniz yere kıyasla şu anda nerede duruyorsunuz?

3.  Şu andaki durumunuzun içinde kalmak size ne kazandırıyor? Şu andaki durumunuz size hangi faydaları sağlıyor?

4.  Şu andaki durumunuzu hangi amaçla kullandınız? Kendinize neleri haklı göstermek için şu andaki durumunuzu kullandınız?

5.  Şu andaki durumunuzu nelerden kaçınmak için kullandınız?

6.  Şu andaki durumunuzun içinde olmasaydınız ne gibi şeylerle karşı karşıya kalacaktınız?

7.  Şu andaki durumunuzu ne olmak, neye sahip olmak ya da neyi yapabilmek amacıyla kullandınız?

8.  Şu andaki durumunuzu ne olmamak, neye sahip olmamak ya da neyi yapmamak amacıyla kullandınız?

9.  Sizi şu andaki durumunuzdan uzaklaşmaktan alıkoyan şey nedir?

10. Şu andaki durumunuzu değiştirme konusunda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Hiç kendinizi "unuttuğunuz" oldu mu? Bütün kalbinizle sevdiğiniz bir şeye kapılıp gittiğinizde zaman uçup gider ve sürecin sonunda kendi­nizi tükenmiş değil, taze bir enerjiyle yüklenmiş hissedersiniz. Bu tür bir deneyimle geçmişte ne ölçüde karşılaştığınız konusunda düşünün. Bu karşılaşmalar çoğu zaman sizin için önem taşıyan hedeflerle yakından ilişkilidir. Aşağıda, amaç duygunuzu araştırmanıza yardımcı olabilecek birkaç soru yer alıyor:

•  Hayatta en çok önem verdiğiniz değer nedir? Bu değeri iş haya­tınızda ya da iş dışı yaşantınızda hangi davranışlarınızla yansıtı­yorsunuz?

•  Çocukluk hayallerinizden birini hatırlayın. Hayatınızdaki hangi dönüm noktaları bu hayalden uzaklaşmanıza yol açtı? Sizi hayali­nizden uzaklaştıran bu yollara neden saptınız?

•  Önünüzde hiçbir engel bulunmasaydı (parasal, kişisel ya da di­ğer), hayatınızı nasıl geçirmek isterdiniz?

•  Bir önceki soruya verdiğiniz cevabı gözden geçirin. Bu hedefe ulaşmak için atabileceğiniz ilk adım nedir?

Kişisel Kimlik

Yaptığınız iş kimliğinizin, kariyeriniz de ya­şamınızın sadece bir cephesidir. Belirli bir daya­nıklılık düzeyine ulaşabilmek için, kim olduğunuz ile ne yaptığınız arasına bir çizgi çekebilmeniz ge­rekir. Bu uzun dönemli bir gelişimsel süreçtir, ama bu doğrultuda harcayacağınız çabalar boşa çıkmayacaktır. Bu ay­rım size kaygılarınız ve kayıplarınız yerine güçlü yanlarınıza ve fırsatla­ra odaklanma özgürlüğü vererek, kariyerinizle ilgili hayal kırıklıkları ya da kişisel yaşamımızdaki zorluklar karşısında güçlü durmanızı sağlaya­caktır. Kişisel kimliğinizi oluşturan nitelikler, değişim dönemleri boyun­ca sizinle kalan ve duygu, inanç, değer ve eylemlerinizi birbiriyle uyumlu hale getiren bir sahicilik yaratırlar. Sahicilik de dayanıklılığın üzerine kurulacağı bir platform oluşturur. Kişisel kimlik duygunuzu güçlendirmek istiyorsanız, aşağıdaki fikirler ve sorular size bu konuda yol gösterebilir:

•  Kendinize ait bir logo yaratın. Logonuzun tasarımım kendiniz ya­pabilir ya da var olan bir tasarımın üzerinde oynayarak bir yenisi­ni ortaya çıkarabilirsiniz. Kişisel bir logonun ne anlama gelebilece­ği konusunda düşünün; tıpkı bir örgütün değerlerini ve misyonu­nu temsil eden bir şirket logosu gibi sizin logonuzun da sizi nasıl temsil edebileceği konusunda fikirler yürütün.

•  Hedeflerinizle ilgili kişisel bir metafor yaratın. Şu anda bulunduğu­nuz yeri düşünün ve kendinizle ilgili üç olgu belirleyip bir yere ya­zın. Şimdi de, bu olguların sizde uyandırdığı üç duyguyu yazın. Son olarak, bu duygulardan yola çıkarak şu cümleyi tamamlayın: "Kendimi... gibi hissediyorum." Geleceğe yönelik bir metafor ya­ratmak için, gelecek sene nerede olmak ya da neleri başarmak iste­diğinizi düşünün (ya da kendi zaman sınırınızı kendiniz belirleyin) ve bu üç aşamalı alıştırmayı tekrarlayın. "Gelecek metaforunuzu" inceleyin ve günlük yaşamdaki davranışlarınızı buna uydurmaya çalışın.

•  Profesyonel yaşamınızda oynadığınız tüm farklı rollerin bir liste­sini çıkarın. Profesyonel yaşamınızda oynamak istediğiniz tüm rollerin bir listesini çıkarın. Aradaki boşluğu kapatmak ve oyna­mayı istediğiniz rollere daha fazla yaklaşmak için ne gibi değişik­likler yapmanız gerekecek?

•  Çocukluğunuzda size öğretilen birkaç "doğru"yu alt alta sıralayın. (Geçerli bir meslek sahibi olmalısın. Bir işi doğru yapmak istiyorsan onu kendin yapmalısın.) Bunlar bugünkü kimlik duygunuz üzerinde ne ölçüde etkili oldu? Hayal ettiğiniz kişisel kimliğe ulaşmanızı han­gi biçimlerde engelliyorlar?

"Hatırı sayılır büyüklükte bir ilişki ağı geliştirdiyseniz, gittiği­niz her yerde bu ağın bir kopyası­nı yaratabilirsiniz. Bu, tam anla­mıyla taşınabilir bir beceridir. Bulunduğunuz yerdeki ilişkiler ağı ise yine olduğu yerde dura­caktır. Buradaki, 'evimi sattım, artık bana ait değil,' gibisinden bir durum değildir. İstediğim an­da, dört ya da beş senedir konuş­madığım insanlara telefonla ula­şabilirim. İlişki ağları kalıcıdır."

Kişisel ve Profesyonel İlişki Ağları

Dayanıklı yöneticiler, kişisel ve profesyonel ilişkilerden kurulu geniş bir ilişki ağı oluştururlar. Tek bir örgüte olan bağımlılıkları daha azdır ve kişisel ilişkilerini kullanarak güçlü bir destek zemini yaratırlar - bu zemin, hedeflere ulaşmakta, zorluklarla başa çıkmakta ve bakış açısı geliştirmekte kritik bir unsur oluşturur.

Ancak, ilişki ağları, zor zamanlar­da sizi yere çarpmaktan koruyan güven­lik ağlarından ibaret değildir. Bunlar, iş­birliği yapmanıza, perspektif paylaşımında bulunmanıza, dünya görüşü­nüzü genişletmenize, vizyonunuzu güçlendirmenize ve çevrenizle olan uyumunuzu sürdürmenize yarayan bir dizi karşılıklı alma-verme ilişki­sinden oluşur. Dayanıklılığınıza katkıda bulunacak ilişki ağları geliştir­menin kilit unsuru, bu ilişkileri kişisel bir düzleme oturtmaktır. Kişisel ve profesyonel ilişki ağları oluşturmak ya da var olanları yeniden değerlen­dirmek için, şu dört adımlık basit alıştırmayı deneyin:

1.           Zor zamanlarınızda güvenebileceğiniz insanların bir listesini çıkarın.

2.           Bu listeye, başarı öykülerinizi ilk paylaşmak isteyeceğiniz insanların isimlerini de ekleyin.

3.           Bu listedeki insanlardan her birini ne kadar tanıyorsunuz?

4.           Listeden herhangi bir isim seçin - bu insan için bugün ne yapabilirsiniz?

Kişisel ilişki ağınızı oluşturacak insanları belirlemekte kullanabilece­ğiniz bir başka taktik de, işyerinden hayranlık duyduğunuz birini seç­mektir. Söz konusu insanın güçlü yanlarını belirleyin ve çeşitli durumlara hangi biçimlerde tepki verdiğini izleyin - özellikle de, örgütünüzdeki ya da çevrenizdeki değişimlerle ilgili olanlara. Bu kişide ne gibi olumlu dav­ranışlar gözlemliyorsunuz? Şimdiki pozisyonunuzda bu davranışları na­sıl hayata geçirebilirsiniz?

"Benim işim, her sene satışları yüzde beş oranında artırmaktır. Derin dü­şünmeye bir diyeceğim yok, ama so­nunda satışları artırmıyorsa, bu iş benim işim değil demektir. Bir şair olsaydım derin düşünmeye belki daha çok zaman ayırırdım - ama değilim."

Derin Düşünme

İş hedeflerinin taleplerini yerine getirme çabası, iyi zamanlarda bile derin düşünmeye zaman ayırmanızı zorlaştırabilir. Örgütünüzün küçül­meye gitmesi, kariyerinizden rayın­dan çıkma tehlikesi geçirmesi ya da yoğun duygusal ilgi gerektiren kişisel bir krizin baş göstermesi gibi stres durumlarında bu zorluk daha da yo­ğunlaşır. Bununla birlikte, ister zor bir dönemden geçiyor, ister bir başarı­nın tadını çıkarıyor olun, derin düşünmeye zaman ayırmanız önemlidir.

Derin düşünmeye zaman ayırarak, profesyonel ve kişisel yaşamınızdaki dayanıklılığınızı artıran bir öz farkındalık geliştirebilirsiniz. De­rin düşünmeyi, kendinize geri bildirim vermenize yarayan etkin bir araç gibi düşünün. Kendinize sansür uygulayarak bu değerli geribildirim ka­nalını kapalı tuttuğunuz sürece değişime karşı direnç hissedebilir ya da değişimi kabullenmekte zorluk çekebilirsiniz. Derin düşünmeyi günlük yaşamınızın bir parçası haline getirmek size zor geliyorsa, aşağıdaki öne­rilerden yararlanabilirsiniz:

·  Derin düşünmeyi içine alan yapılar ya da rutinler oluşturun

·  Derin düşünmeye yer açmak amacıyla önceliklerinizi yeniden dü­zenleyin

·  Performans değerlendirme bilgilerini bir derin düşünme fırsatı ola­rak kullanın

·  Bir günlük tutun.

Derin Düşünme Güncesi

Günce tutmak, öz farkındalığınızı derinleştirerek dayanıklılık kazanmanı­za yarayan etkin bir araçtır. Uyum yeteneğinizi güçlendirecek içgörüleri kazanmanın bir yolu olarak kişisel bir öğrenme güncesinden yararlanma­nız önerilerimiz arasındadır. Güncenizin biçimi ve içeriği bireysel tercihinize bağlıdır. Bununla birlikte, günce girişleri genellikle üç bölüm­den oluşur:

1. Olay ya da deneyim. Yaşanan olay ya da deneyimi olabildiğince nes­nel bir biçimde anlatın. Yargılayıcı bir dil kullanmayın. Olgulara bağlı kalın. Ne yaşandı? Olayın içinde kimler yer aldı? Olay ne za­man ve nerede yaşandı?

2. Tepki. Olay karşısındaki tepkinizi olabildiğince olgusal ve nesnel bir biçimde anlatın. Olay karşısında içinizden hangi tepkiyi vermek gel­di? Gerçekte nasıl davrandınız? Aklınızdan hangi düşünceler geçti? Neler hissettiniz?

3. Dersler. Yaşadığınız deneyimi ve bu deneyim karşısındaki tepkinizi düşünün. Bu olaydan ve kendi tepkinizden neler öğrendiniz? Yaşa­dığınız olay, üzerinde durmanız gereken bir gelişim gereksinimine işaret etti mi? Kendi tepkilerinizde belirli bir kalıp görebiliyor musu­nuz? Tepkiniz, geçmişte benzer deneyimler karşısında verdiğiniz tepkilerden farklı mıydı? Eğer farklıysa, bu farklılık gösterdiğiniz bir gelişmeye mi, yoksa değerli bir liderlik yeterliğinde geriye doğru bir kaymaya mı işaret ediyor?

Becerileri Yeni Alanlara Kaydırmak

Kendinizi ya da kariyerinizi tanımlama biçiminizi sorgulamaktan, hatta gerekirse değiştirmekten çekinmeyin. Sahip olduğunuz becerilere bakışınızı, örgütünüz, değerleriniz ve hedeflerinizle ilişkili olarak yeni bir çerçeveye oturtun. Yeteneklerinizi yeni bir ışık altında incelediğinizde, sa­hip olduğunuz becerileri yeni çalışma ve davranış kalıpları içine yerleştir­menin yollarını bulabilirsiniz.

"Şimdiki liderimiz, kendini öne çıkar­madan, sadece davranışlarıyla doğru örneği oluşturmaya dikkat ederek bize yol gösteriyor. Bu kişi, büyük engel­leri aşarak toplumun en alt kesimin­den en üst mevkilere kadar tırman­mış birisi. Şimdi, toplumun kendisine verdiklerini ona geri ödüyor. Bu tu­tarlı hizmet anlayışıyla oluşturduğu olumlu örnek, örgütümüz için çok şey ifade ediyor."

Aşağıdaki öneriler, bildik beceri­lerinize yeni bir bakış açısıyla yaklaş­manıza yardımcı olabilir:

•  Sahip olduğunuz ve çalışma ya­şamınızda, evinizde ve toplum­sal ilişkilerinizde kullandığınız becerileri tanımlayın. Bu beceri­ler yaşamınızın başka hangi alanlarında işinize yarayabilir? Farklı davranış biçimleriyle de­nemeler yapmak ve teknik bece­rilerinizi performans baskısı duymadan yeni alanlara doğru geniş­letmek amacıyla gönüllü çalışmalar yapmayı deneyin.

•  Elinizdeki becerilerden yola çıkarak, bugün sizin için uygun olaca­ğını düşündüğünüz beş farklı iş ya da kariyer seçeneği belirleyin.

"Her zaman şu ya da bu yolla gelir elde edebileceğimi biliyorum - belki beş ya da altı yolla, ama her durumda para gelecektir. Bu konu benim için en önemli şey değil."

Parayla Olan İlişkiniz

Dayanıklılık kazanmak her za­man kişiler arası ve teknik becerilerini­zi geliştirmekle ya da yeteneklerinizi yeni bir çerçeveye oturtmakla ilgili de­ğildir. Dayanıklılığın bir diğer kaynağı da, dış dünyayla ilişki kurma biçiminizi gözden geçirmektir. Bunun ken­dini belki de en açık olarak gösterdiği yer, para karşısındaki tutumunuz-dur. Parasal gücünüzün ötesinde, hatta bu gücün sınırlarına kadar daya­nan bir yaşam sürmek, değişim karşısındaki esnekliğinizi sınırlar.

Parayla olan ilişkinize yeni bir yön vermek için aşağıdaki küçük alıştırmadan yararlanabilirsiniz.

1.Kişisel bütçenizi gözden geçirin. Gereksinim duyduğunuz ve sahip olmayı istediğiniz şeylerin ayrı birer listesini yapın.

2.Bütçenizi inceleyerek, zorunlu gereksinimlerinizi karşılamak için ihtiyaç duyduğunuz asgari gelir düzeyini belirleyin. Bu ge­liri elde etmenin alternatif yolları üzerinde düşünün ve bunları tanımlayın.

3.Sahip olmayı istediklerinizle kazandığınız para arasında bir boşluk varsa, istek listenizdeki maddeleri önceliklerine göre sıralayın.

4.İstediğiniz şeyleri elde edebilecek parayı kazanmanız için hangi alternatif yolları izleyebilirsiniz? İstek listenizdeki hangi mad­deler bir süre daha bekleyebilir?

5.Para sınırlamanız olmasaydı, istek listenizdeki hangi maddeleri yine de isterdiniz? Seçimlerinizi sıralayın.

6.Zaman sınırlamanız olmasaydı, istek listenizdeki hangi mad­deleri yine de isterdiniz? Seçimlerinizi sıralayın.

Dayanıklılık Çalışma Formu

Aşağı sayfadaki denetim listesinde yer alan maddeleri gözden geçirin ve dokuz dayanıklılık alanının her biriyle ilgili olarak kendiniz hakkında­ki değerlendirmenizi en iyi yansıtan yuvarlağı doldurarak işaretleyin. Listeniz dayanıklılık dereceniz hakkında size ne anlatıyor? Değişim dönemlerinde size destek olacak hangi dayanıklılık unsurlarına sahip­siniz? Dayanıklılığınızı artırmak için hangi alanlarda kendinizi geliştir­meniz gerekiyor?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Değişim Zamanlarında Dayanıklılık Çalışma Formu

Aşağıdaki denetim listesinde yer alan maddeleri gözden geçirin ve kendiniz hakkında­ki değerlendirmenizi en iyi yansıtan seçeneği işaretleyin.

 

 

Fazla

Orta

Az

Hiç

1.

Degişim beni rahatsız etmez. Değişimi liderlik yeteneklerimi geliştirmek için fırsat olarak görürüm.

3

2

1

0

2.

Değişim beni huzursuz eder. Kontrol edemediğim koşullar altında yeni sorunlarla karşılaşmak hoşuma gitmez.

0

1

2

3

3.

Değişim benim için yeni beceriler edinme ve yeni fikirleri sınama fırsatı demektir. Geçmişte yaşadıklarımdan, başarılarımdan ve hayal kırıklıklarından dersler çıkarmak hoşuma gider.

3

2

1

0

4.

En iyi bildiğim şeyden ve beni kariyerimde bu noktaya kadar getiren becerilerden vazgeçemem. Başkaları da benden bunu bekler, çünkü bu benim kimliğimin bir parçasıdır.

0

1

2

3

5.

Güçlü yanlarımı düzenli aralıklarla gözden geçiririm. Yeni yönetim becerileri edinmemi sağlayacak ve bir lider olarak gelişimime katkıda bulunacak görevler üstlenmek için fırsat kollarım.

3

2

1

0

6.

Elemanlarınım ellerindeki işleri yönetmek zaten yeterince zamanımı alıyor. Bu örgüt benden gelişim bekliyorsa, bana bir gelişim planı vermesi gerekir.

0

1

2

3

7.

Yaptığım işin kişisel değerlerimi yansıttığını düşünmek islerim. Kararlarımı kendi önem verdiğim şeylere dayandırmaya ve örgütün misyonuyla bunlar arasında bir denge kurmaya çalışırım.

3

2

1

0

8.

Örgüt benden belirli bir çalışma biçimini talep ediyorsa, bunun doğru olup olmadığına karar vermek bana düşmez. Çalışma hayatımı bir değerler sistemine göre düzenlemem. Var olan haliyle bu benim hayatımdır. Onu canımın istediği gibi değiştirip başka bir şeye dönüştüremem.

0

1

2

3

9.

İşimi gerçekten severim, ama kendi kimliğimi işimle tanımlamam. İş hayatının dışında da en az işim kadar önem verdiğim başka uğraşlarım vardır.

3

2

1

0

10.

İşim için yaşarım. Neden olmasın? Yeni tanıştığınız birinin size ilk sorduğu soru nedir? Bu soru "Ne iş yapıyorsunuz?" sorusudur, "Kendinizi nasıl tanımlarsınız?" sorusu değil.

0

1

2

3

11.

Ailem, dostlarım ve meslektaşlarım benim için gerçekten önemlidir. Bu ilişkiler geçmişte birçok badireyi atlatmama yardımcı olmuştur. Yakın çevremle bağlarımı canlı tutmaya ve onların ya­şamına kişisel bir ilgi göstermeye dikkat ederim.

3

2

1

0

12.

İlişki ağları, işlerin kötüye gitmesi ve şirke­tin beni işten çıkarması ihtimaline karşı ger­çekten yararlı bir şeydir. Dostlarımın ve meslektaşlanmin iş dışı yaşantısıyla daha yakından ilgilenebilmek isterdim ama bunu yapacak zamanı bir türlü bulamıyorum.

0

1

2

3

13.

Her gün, kararlarım ve eylemlerim üzerinde dü­şünmeye belirli bir zaman ayırırım. Geriyte baka­rak, başka hangi biçimlerde davranmış olabi­leceğimi düşünmektrn hoşlanırım.

3

2

1

0

14.

Her zaman yapmam gereken çok fazla işim oluyor. Sanki bir çığın önünden kaçıp kur­tulmaya çalkıyorum. Arkama yanlanıp, ne reye gitliftım ve bunu nasıl yapacağım ko­nusunda hayallere dalacak zamanım yok.

0

1

2

3

15.

Becerilerim bu örgütte bir başka pozisyonda da yarar sağlayabilir. İş dışı deneyimlerimi gelişim fırsatlarına dönüştürmeyi başarabilirim.

3

2

1

0

16.

Her pozisyon belirli bir beceri kümesini ge­rektirir Bu becerilerin geliştirilmesi uzun zaman alır. Birini iyi bildiği bir rolden alıp ondan başka bir İşlevi yerine getirmesini is­temek verimli bir yol değildir

0

1

2

3

17.

İstediklerime sahip olmaktan hoşlanırım. Zaten herkes hoşlanmaz, mı? Ama kendi çıkarlanmı ve değerlerimi gerçekten temsil etmeyen şeylere pa­ra yetiştirebilmek için fazladan görevler üstlenme ve geç saatlere kadar çalışma tuzağına düşmek istemem. Yaşantımı elimdeki paraya uydurmaya çalışırım. Bir şeyi satın almadan önce durup düşünürüm.

3

2

1

0

18.

Birçok sorumluluğum var ve bu sorumlu­luklar para gerektiriyor. Bu gerçekten kaç­manın hiçbir yolu yok. Ayrıca, genellikle, benim konumuma ulaşmış birinin belirli bir yaşam biçimini sürdürebilmesi beklenir. Kısacası, hayatınızda güzel şeyler olsun is­tiyorsanız, çok çalışmak zorundasınız.

0

1

2

3

Genel Toplam

 

 

 

Dayanıklılık Yorumlama Formu

 

Dayanıklılık

Unsuru

Dayanıklılık

Geliştirme

Gereksinimi

Değişimi Kabul Etmek

1

 

2

 

Kesintisiz Öğrenme

3

 

4

 

Öz-Güçlendirme

5

 

6

 

Amaç Duygusu

7

 

8

 

Kişisel Kimlik

9

 

10

 

Kişisel ve Profesyonel İlişki Ağları

11

 

12

 

Derin Düşünme

13

 

14

 

Becerileri Yeni Alanlara Kaydırmak

15

 

16

 

Parayla Olan İlişkimiz

17

 

18

 

Genel Toplam

 

Genel Toplam

 

Listeniz dayanıklılık dereceniz hakkında size ne anlatıyor?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Değişim dönemlerinde size destek olacak hangi dayanıklılık unsurlarına sahip­siniz?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dayanıklılığınızı artırmak için hangi alanlarda kendinizi geliştir­meniz gerekiyor?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Özet

Dayanıklılık, değişimin, güçlüklerin ya da talihsizliklerin etkisinden hızla sıyrılmanızı sağlar. Dayanıklı insanlar esnek, sağlam ve iyimser bir tu­tumla ayırt edilir ve öğrenmeye açık bir yaklaşım sergilerler. Dayanıklılık eksikliği ise kendini yılgınlık, bitkinlik, keyifsizlik, depresyon, savunmacı bir tutum ve kinizm biçiminde gösterir. Dayanıklılık size zorluklarla ve hayal kırıklıklarıyla başa çıkmanızı sağlayacak araçları vermekle kalmaz, aynı zamanda, gerek iş gerekse iş dışı yaşamınızda sizi sürekli bir başarı­ya götürecek yeni beceri ve bakış açılarım da geliştirmenizi sağlar.

Çoğu insan, dayanıklılığın katılık, güçlülük ya da etkilenmezlik anlamına geldiğini düşünür. Ne var ki, şaşmaz bir kararlılık -özellikle, hatalarınızdan ve başarılarınızdan ders çıkarma kararlılığı- dayanıklılık kazanmanızda kilit bir rol oynasa da, dayanıklılık sadece sert ve güçlü ol­mak değildir. Dayanıklı kişiler bu özelliği, bakış açılarını genişleterek, de­ğişime ve öğrenmeye karşı açık bir tavır sergileyerek geliştirirler.

Dayanıklılık önemlidir, çünkü etrafımız her zaman değişimle sarılı­dır. Günümüzde hemen her örgüt, liderlik becerileriniz, yöneticilik per­formansınız ve hatta kariyeriniz üzerinde etkili olabilecek birçok deği­şimle karşı karşıya kalır. Örgütlerin misyonları, stratejileri ya da küresel odaklanmaları değişebilir. Örgütün içinde yer aldığı ortamda ya da hiz­met verdiği pazarlarda değişimler yaşanabilir. Dayanıklılık becerileri geliştirerek, bu gibi karmaşık ve aralıksız değişim dönemlerinde ayakta kalmayı başarabilir, hatta bu dönemleri büyüme fırsatları olarak değer­lendirebilirsiniz.

Dayanıklılık geliştirilebilir bir şeydir. Aşağıdaki dokuz alana ait dü­şünce ve eylemlerinizde değişiklikler yaparak, görüşlerinizi, alışkanlıkla­rınızı ve tepkilerinizi değiştirebilirsiniz: Değişimi kabul etmek, kesintisiz öğrenme, öz güçlendirme, amaç duygusu, kişisel kimlik, kişisel ve profes­yonel ilişki ağları, derin düşünme, becerileri yeni alanlara kaydırmak ve parayla olan ilişkiniz. Dayanıklılığınızı artırarak profesyonel ve kişisel yaşamınızdaki değişimleri özümseyebilir, onlardan dersler çıkarabilir ve bu değişimleri liderlik gelişiminizin kilit unsurları haline getirebilirsiniz.