Çaprazlayıcı

MentalPress 30

Çaprazlanmada ve çaprazlamayı gerçekleştiren in­sanlarda büyülü bir şeyler var. Çaprazlayıcılar alakasız görünen fikirler ve tasa­rımları birleştirerek yepyeni şeyler ortaya çıkarır­lar. Çoğunlukla inovasyonu piyasanın bir dalında öğrendikle­ri akıllıca bir çözümü, başka bir dala taşıyarak yaparlar. Mese­la, piyano tuşlarından esinlenerek daktiloları ilk tasarlayan böylece zamanla klavyelere kadar gelebilmemizi sağlayan kişi bir Çaprazlayıcıydı. Betonarme tekniği ilk kez bir Fransız bahçıvan tarafından saksıları güçlendirmek için kullanılmıştı, ama mühendisler bu tekniği devasa barajlar ve otobanlarda kullandılar; mimarlar ise Fransız bahçıvanın faydalı tasarımını Fallinwater'dan Sydney Opera Binası'na kadar, pek çok zara­fet abidesi yaratmakta kullandılar. Bilgisayarın öncüleri, IBM delikli kart fikrini ipek kumaş üs­tüne karışık işlemeler yapabilmek için kullanılan delikli kart sisteminden aldılar. Coney Island oyun parkında keyifli bir oyuncak olması için yapılan ilk asansörler, şimdi milyarlarca dolarlık bir piyasaya sahip. Frizbi oynayanların çoğu Frizbinin şeklinin, hatta adının bir yüzyıl önce lisesi öğ­rencileri tarafından etrafa savrulan Frisbie Fırıncılık Firması­nın alüminyum turta tepsilerinden alındığım bilmez.

Merak ve yeni fikirlere açıklık tarih boyunca çaprazlamala­ra ön ayak olmuştur. Yiyecek endüstrisinde bir öncü olan Clarence Birdseye, 1915 yılında Kanada'da kürk ticareti işi için bir gezideyken Inuit yerlisi rehberlerinin balıkları içeri sı­cağa koymak yerine dışarı bıraktığını fark etti; dışarıda, so­ğukta kalan balıklar tazeliğini ve yenebilirliğini koruyordu. Bu derece basit bir yöntemi çaprazlayarak, yerlilerin dış dün­ya kültüründen kendi çağdaş kapalı mekan kültürüne taşıyan Birdseye, hâlâ kendi adını taşıyan bir donmuş yiyecek impa­ratorluğu kurdu.

İlk güçle çalışan uçaklarını yapmak için Orville ve Wilbur Wright kardeşler o dönem gelişmekte olan bisiklet sanayisi­nin mekanik tekniklerini ve parçalarını çaprazladılar. Şimdi, yüzden fazla yıl geçtikten sonra, bisiklet ve havacılık çapraz­lamaları ters tarafa döndü. Titanyum ve karbon fiberleri gibi havacılıkta kullanılan yüksek kalite malzemeler son model ve hafif bisikletlerde kullanılıyor. Ve inovasyonun tarihindeki en büyük Çaprazlayıcılardan birisi, Rönesans denince akla gelen isim, ressam, mimar, mühendis, matematikçi ve filozof Leonardo da Vinci; tüm bu yeteneklerini birlikte kullanarak biz­lere pek çok muhteşem miras bırakmıştır.

Ne aradığınızı biliyorsanız, şirket ortamında Çaprazlayıcı rolünü üstlenmiş olan insanları bulmak çok kolaydır. Çapraz­layıcı, Ar-Ge laboratuvarının teknik jargonunu herkesin anla­yacağını tanımlara çeviren takım üyesidir. İş ve zevk için ge­zilere çıkıp, sadece gördüklerini değil, öğrendiklerini de an­latandır. Durmaksınız kitapları, dergileri ve online kaynakları okuyan, kendisini ve takımını son gelişmelerden habersiz bı­rakmayan okuyucudur. Toplamak gerekirse, pek çok ilgi ala­nı vardır ve ilgi alanlarıyla deneyimlerini birleştirip, bir fikri bir iş dalından alıp başka bir alanda denemek için kullanır. Sakladıkları ve paylaştıkları görüşlerinin miktarını artırmak için sıkça bir yerlere not alır. İyi not tutar, düşünceleri not ka­ğıtlarına ve dizüstü bilgisayarlara doldurur. Geçmişi renkli ve çeşitlidir, güçlü yönlerini ve ilgi alanlarını birleştirerek farklı bir bakış açısı geliştirir.

Her Yerde Çaprazlamalar

Konuştuğum firmaların çoğu bünyelerindeki bölümler arasında çaprazlamalardan ve "birikenleri yıkmaktan" bahse­diyor; gerçi pratikte çoğu bunu başarmakta zorlanıyor. Ama tüketici için ürünler üreten Procter & Gamble firması CEO'ları A. G. Lafley'in gelmesinden beri Çaprazlayıcılarına tekrar enerji vermiş gibi görünüyor. Swiffer toz alma bezi ve Spinbrush döner uçlu diş fırçaları gibi harika fikirleri firma dı­şından çaprazlamakla kalmadılar, kendi işlerinde yoğunlaşmış firma içi gruplar arasında da çaprazlamalara başladılar. Mese­la çamaşır yıkama işinden leke çıkarıcıları, ağız temizliği ko­nusundaki engin bilgileriyle birleştirdiler ve şimdi senede 200 milyon dolar kâr getiren Crest Whitestrips'i ortaya çıkar­dılar. PUR bölümlerinin su arıtmadaki bilgisini, Cascade de­terjanlarının leke söken yapısıyla birleştirdiler ve leke bırak­mayan araba yıkama ürünü Mr. Clean AutoDry doğmuş ol­du. Piyasanın farklı alanlarındaki ürün ve teknikleri ustalıkla bir araya getiren, piyasaya çıkmış ya da hâlâ geliştirilmekte olan pek çok örnekleri daha var. P&G'ın Çaprazlayıcılarının yarattıkları etkiyi sadece marketlerin raflarında değil, son yıl­larda iki katına çıkan hisse fiyadarında da görebilirsiniz.

Çaprazlayıcılar, ilk bakışta karşılaştıkları sorunla hiç alaka­sı yokmuş gibi görünen yerlere bakarak, yeni fikirler ortaya çıkaran kişilerdir. Peter Coughlan ve Dönüşüm takımımız, müşterileri inatla çaprazlamaya iterek yeni hizmet yönleri or­taya çıkarıyor. Mesela bir müşterimiz, kendi çalıştığı sektörün kalıplaşmış olduğunu ve pek de öyle yeniliğe açık olmadığını düşünüyordu, biz de onu girişimci bir levazımat firmasını zi­yarete götürdük. Kendi sektörüne kıyasla (laf oyunu için kusura bakmayın) ölü sayılacak bu sektörde bile, rahmetlinin sa­nal tabutunu dev ekrana yansıtmaktan tutun da sevdiğinizin küllerini elmasa dönüştürmeye kadar, muhteşem yenilik fırtı­naları koptuğunu görünce şok oldu. Bir hastanenin 600 ya­tağını en iyi şekilde kullanabilmesini sağlamak için, müşteri­lerimizi New England'da küçük bir motele götürdük, bura­da iki kişilik takımlar halinde odaları temizleyen görevlilerin, tek başına çalışan görevlilere göre daha keyifli çalıştığım ve birbirlerinin çalışmalarını geliştirdiğini gördük. Bu gördüğü­müz, hastanenin tek başına çalışan temizlik kadrosunu, çok daha verimli küçük gruplar haline getirmesini sağladı. Benzer bir öykü daha... Hastaları tekerlekli sandalyeler ve sedyeler­de, büyük binalarında oradan oraya taşıyan bir hastane, taşı­ma şeklini bir taksi firmasına yaptığı ziyaretten edindiği bilgi­lerle geliştirdi.

Çaprazlama Tohumları

Zaman içerisinde ürünler için kullandığımız "tasarım düşüncesi" yaklaşımımızı hizmetler, deneyimler hatta kültürler için kullanmayı öğren­dik. En başından itibaren Çaprazcı rolünü geliştirmek için uğraştık, çaprazlamamızın meyve vermesi için gerekli unsurları bir araya getirmeye çalıştık. Çaprazlamalarımıza kattığı­mız yedi "gizli malzeme"yi yazdım, şimdi gizli bir tarafları kalmadı. Çaprazlamalarını arttırmak isteyen ya da bir denesek ne çıkar diyen herkes tarafından uygulanabilirler:

1. Gösterin ve Anlatın. Şirketin ilk za­manlarında bu, Pazartesi sabahları hep beraber ofiste yere oturarak yaptığımız toplantılarımızda yeni fikirleri ve teknolojileri paylaşmamız olurdu. Ama şimdi şirket büyüdü, ofis de küçüldü, artık Göster ve Anlat küçük tasarım gruplarının toplantıla­rında yüz yüze ya da e-posta gibi İnternet üzerinden paylaşım kanallarıyla gerçekleşiyor. Potansiyel işlerde kullanılmak için hazır bekleyen bir sürü umut verici teknolojiden oluşan Teknoloji Kutumuz, bildik­lerimi toplamak ve paylaşmak için sistemli bir yaklaşım çünkü Göster ve Anlat çoğunlukla rastgele ya da sür­priz keşiflere dayanır; genelde şirketin üstünde çalış­makta olduğu konularla ilgili olmaz. Ama her zaman yeni ya da yeniden keşfedilen şeyler olur ve şirketin ça­lışmasının temelini, sürekli inovasyonu oluşturur.

2. Farklı geçmişlerden pek çok insan ile çalışın. İşe al­mak, bizim için sadece sayıyı artırmak ve "aynısından bir tane daha almak" olmamıştır. Eğer işe alma amacımız " bir mühendis daha" ise, görüşmemiz ben­zerlik bulmaya dayanan basit bir iş olur. Onun yerine biz başvuruları araştırır, yetenek havuzumuzu genişletecek ve şirketin yeteneklerini artıracak insanları ararız.

3. Kazanınızı boşluklar ile karıştırın. Şirketinizin çalışma ala­nı, amacınızda ilerlemenizi sağlayacak çok güçlü bir araç olabilir. Benzer kafada tüm elemanlarınızı şirketin bir katına, ya da binasına toplamak her aşamada tekliği görmek istiyorsanız iyidir, ama biz çaprazlamanın sihrine inanırız ve çalışma   alanımızı   kullanma şeklimizle bunu destekleriz.

Pek çok sektörün bir arada bulunduğu çalışma odaları yaratır ya da farklı proje gruplarından insanları bir ara­ya toplayan çalışma grupları oluştururuz. Merdivenleri­mizi bile geniş yaparız ki, insanlar gerçekten de ortada buluşabilsin.

4. Kültürleri ve coğrafyaları çaprazlamak. Kül­türlerin bir araya karıştığı, uluslararası baharatlarla zen­ginleştirilmiş bir tadı tercih eder. Nereli olursanız olun, ya da ne kadar vatansever olursanız olun, umarım sizin ülkeniz dışında, içerde olandan daha çok fikir olduğu­nu görebiliyorsunuzdur. Yeni görüşler edinmek hiçbir zaman kötü değildir. Şirketimizde kaç ülkeden insan olduğunun sayısının ucunu kaçırdım, ama bir iki yıl ön­ce ofisimiz, sırf eğlence olsun diye şirketteki herkesin ulusu için bir bayrak çekmeye karar verdi. Son ziyaret ettiğimde on sekiz tane bayrak dalgalanıyordu; hele Boston ofisinde kırk İçişi çalıştığını düşünürseniz, oldukça uçuk bir rakam. İyi harmanlanmış çok uluslu bir kadro, kendiliğinden kültürler arası çaprazlamayı sağlayacaktır.

5. Her hafta bir "Know How" konuşmacısı ağırlayın.

Neredeyse her Çarşamba öğleden sonra, dünyaca ünlü bir düşünür, fikirlerini paylaşmak için bizi ziyaret eder (Hızlı kararlar konusunda Malcolm Gladwell, akıllı ka­labalıklar hakkında Howard Rheingold, insan beyninin çalışması konusunda Jeff Hawkins). Anlattıkları sadece büyüleyici olmakla kalmaz, konuşmacıyı dinledikten sonra tüm IDEO boyunca bir tartışma dalgası yayılır. Know How ziyaretleri, tartışmaları ve fikirleri sürekli dinç tutan çaprazlamaların sayısını artıran haftalık ziya­retlerdir.

     6. Ziyaretçilerden öğrenin. Şirketteki rolümün getirilerinden birisi de bizi ziyaret etmek için uzaklardan ge­len birbirinden farklı ziyaretçilerle tanışma şansıdır. Pek çoğu bize çalıştıkları sektörden, şirketlerinden ve kendi görüşlerinden bahseden geleceği parlak müşterilerdir. Yıllar içerisinde, bu gibi görüşmelerden binden fazlası­na katıldım ve bu görüşmeleri mezuniyet sonrası eği­tim olarak görüyorum. Her ziyaretten sonra kendimi güncel olaylara daha uyumlu ve biraz daha deneyimli hissediyorum.

7. Projelerinizi farklılaştırın. Denir ki, 40 yıllık iş dene­yimi, 40 kere aynı yılı yaşamaktır. Bizim şirkette böyle de­ğil, devamlı öğrenme kültürüne sahip başka firmalarda da değil. Düzinelerce sektörde bulunan müşterilerimiz sayesinde bir sektörden diğerine çaprazlama yapmakla beraber, içeriden dışarıya ve dışarıdan içeriye de çapraz­lamalar yapabiliyoruz.

Ama unutmayın, çaprazlama olsun diye bir sera yapmıyo­ruz; bu işin formülü yok. Bu unsurların hiçbirisini gerçekleş­tirmek zor değil. Ama hepsini bir araya toplayıp, firmanızın sosyal ortamını düzenleyen tüm küçük detaylarla desteklerse­niz, takım moralinin yükselmesinden, rekabette avantaj sağ­lamaya kadar pek çok kazancınız olacaktır.

Fikirleri Çaprazlamak

Çaprazlayıcıları sadece iyi öğrenciler olarak nitelemek doğru olmaz. Çaprazlayıcılar, aynı zamanda bilgi dağıtan ve düşüncelerin yayılmasını sağlayan başarılı öğretmenlerdir.

Çaprazlayıcılar diğerlerinin göremediği benzerlikleri gö­rüp, önemli noktaları fark etmek konusundaki çocuklara öz­gü becerilerini kaybetmezler. Ama bu becerilerini yapıcı tasa­rımlarda uygulamak konusundaki yetişkin becerileri de çok yüksektir. Çoğunlukla mecazi düşünür ve böylece diğerleri­nin kaçırdığı bağlantı ve ilişkileri görebilirler. Çöpçatanlar gi­bi çalışıp, bazen inanılmaz melezler ortaya çıkaran çiftler ya­ratırlar. Çaprazlayıcılar, sorunlara alışılmadık açılardan yakla­şırlar. Sık sık "peki o olmasa" yöntemini izlerler. Bu yöntem bir problemin çözümünde her zaman kullanılan alışılmış bir yöntemi kullanmamaktır.

Geçmiş ve gelecek Çaprazlayıcılar için büyük fikir kaynak­landır, çünkü bir Çaprazlayıcı eldeki problemden ötelere ba­kar. Tarihi inceleyip, kendi za­manının ötesinde olan fikirleri bulur, bu zamana uygularlar. Aynı şekilde, bilim kurgu hika­yelerini okuyup, bugün için iş olanağına dönüşebilecek fikir­ler bulurlar.

En başarılı Çaprazlayıcılarımız, "T biçimli" adını verdiğimiz insanlar. Yani, pek çok konuda bilgi sahibi olan ve özellik­le bir konuda uzmanlaşmış insanlar. Uzun zamandır T bi­çimli insanlarla çalışıyorum ve öğrendiğim bir şey, onlar hakkında peşin yargıya varmamak oldu. Birisi hakkında özellikle bariz bir bilgi aldığınızda hızla sonuçlara atlarsı­nız ama karşınızdaki bir T biçimli insansa, devamında öğ­renecekleriniz sizi şaşırtacaktır. Demek istediğim, basit kalıplara uymayan insanlardırlar, ama çok da kafanıza takma­yın. Çaprazlama istiyorsanız, ihtiyacınız olan takımınıza T biçimli insanları toplamak.

Tüm Çaprazlayıcılar zengin geçmişe sahip ve çok yüzlü değildirler. Çok yüzlü Çaprazlayıcıların iyileri, dışarı­dan getirdikleri fikirlerle şirketiniz boyunca şok dalgaları ya­yabilir. Üstelik Çaprazlayıcıların harika mucitler ve endüstri devleri olmaları de gerekmez. Küçük, keskin uçlu bir düşün­ce tarzı bile büyük fark yaratacaktır.

Sudan Ucuz İnovasyon

Dünyanın her yanındaki yenilikçiler yönetim eğitimi olan Nijeryalı öğretmen Mohammed Bah Abba'nın en temelde yaptığı girişimciliği örnek alamazlar mı? Bah Abba, Afrika sı­caklarında yiyecelderin hızlı bozulmasını engellemek için bir yol bulmak istiyordu, fakat buzdolabı gibi bir lüksün komşu­ları için bir hayal olduğunun da farkındaydı. Bah Abba, daha iyi bir gelecek için geçmişten bir çaprazlama yaptı. Çömlek­çilik yapmış bir aileden gelen Bah Abba, geleneksel çömlek­ler üzerinde değişiklikler yapmaya başladı ve inanılmaz bir buluş yaptı. Bir çömleği diğerinin içine yerleştirip aralarına ıs­lak kum doldurduğunda, kum içerisindeki suyun buharlaşa­rak dış kabuğa giderken, içerideki sebzeleri serin tuttuğunu gördü. Bah Abba bu toprak soğutucusunu mükemmelleştir­mek için iki yıl daha çalıştı, çanağı kalın bir kumaşa sardı. So­ğutucusu hiç enerji gerektirmiyordu, sadece buharlaşmanın devamlılığının sağlanması için sulanması gerekiyordu.

Önceden dört günde çürüyen patlıcan, dört katı daha uzun dayanır oldu. Afrika ıspanağı bir günde bozulmak yeri­ne bir hafta dayanır hale geldi. Bah Abba işsiz çömlekçilere iş sağlayıp binlerce çömlek üretti, tanesini 30 kuruşa imal edi­yordu. Bugün, binlerce Nijerya kasabasının hayat şartları onun muhteşem derece basit bu icadı sayesinde iyileşti.

Burada, saygı duymakla akıllılık edeceğimiz bir temel un­sur var. Bazen, kaynak ve araç eksikliği, yeni yollar aramanız ve bulmanız için gerekli olan şey olabilir. Bu "İhtiyaç icatla­rın anasıdır" deyiminden öte bir şey. Yokluğun ve zor koşul­ların baskısı sizi yepyeni buluşlara iter çünkü "bildiğimiz iş" yolu açık değildir. Silikon Vadisi şirketlerinin, garajlarda işe başladığı efsanelerinde doğruluk payı vardır. Para ve kadro olmadığından, üretici olmaları gerekiyordu.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü eğitmenlerinden Amy Smith, yenilikçilerin, kaynak yolduğunu nasıl bir fırsat haline getirebileceklerini gösteriyor. Peki, Smith saygın bir New England üniversitesinin öğrencilerini, ucuz yenilikler için ucuzcu bir kafa kullanmaya nasıl alıştırıyor? Öğrenciler yarı­yıllarının bir haftasını sadece 2 dolarla geçirmek zorunda ka­lıyorlar. Açlıkla uğraşırken, bu kadar azla yetinmeye çalışır­ken yaratıcı olmaları gerektiğini öğreniyorlar. Smith'in sür­dürdüğü bu çalışma şekli pek çok projeye ön ayak oldu: Zim­babwe'de mayınları temizlemek için ucuz bir takım, normal fiyatı olan 600 dolar yerine 20 dolara gelen, bebek bibero­nundan yapılma bir su ölçer, şekerkamışının kullanılmaz artıklarından üretilen bir yakıt gibi pek çok proje meydana ge­tirildi.

Amy Smith'in MIT'deki bu çalışması, aklıma "İş dünya­sında verilen tüm kaynakları kullanarak neler kaçırıyoruz?" sorusunu getiriyor. Yeni bir şeyler meydana getirmek için, bazı şeyleri götürmeniz gerekiyor olabilir. Mesela MTV "yoksunluk çalışmaları" adını verdiği çalışmalar yürütüyor, sürekli izleyicilerden seçilen denekler bir ay boyunca MTV den uzak kalıyorlar, bu otuz gün içerisinde MTV yeri­ne buldukları zekice alternatifler değerlendiriliyor. Siz de kendi yoksunluk çalışmanızı yapın. Bir gün boyunca teknolo­jinin imkanlarından faydalanmadan fikir üretin ve iletişim ku­run. Bir öğleden sonra her zaman kullandığınız araçları kul­lanmadan prototipler üretmeyi deneyin. Ölçü ve kafiyelerle çalışan bir şair gibi, Çaprazlayıcı da kendisini tutacak sınırlar bulur. Fikirlerinizin bayat gelmeye başladığını fark ettiğiniz­de, takımınızı ucuz bir çözüm bulmakla sınırlandırın. İnovasyon adına harika bir çalışma olacaktır.

Akıcılığınızı Artırın

Çaprazlayıcılar tıpkı dilbilimciler gibidir, bilirler ki öğren­dikleri her dil, bir sonrakini öğrenmeyi kolaylaştırır. Bu Çap­razlamanın sırlarından biridir. Farklı ve ilginç projelerde ça­lışmak, yenilik kültürü ateşini yakacak yakıt olabilir. Takımı­nıza daha çok çeşit sağlayın, yeni bağlantılar görmeye ve ye­ni hayaller kurmaya başlayacaklar.

Mesela, kısa zaman önce büyük bir üniversitenin bilgisa­yar mühendisliği binasını yeniden düzenlememiz istendi.

Normal yöntem, pek çok bilgisayar mühendisliği binasını in­celeyip, ilham bulmaya çalışmak olurdu. Geleneksel yolu bir kenara bırakıp, takımımızla IDEO'nun San Francisco şubesi­nin karşı yakasında duran Pixar Animasyon Stüdyoları'na git­tik. Pixar'da pek çok bilgisayar vardı tabii ki, ama bilgisayar sayısı dışında her şey bir üniversite ya da şirket yapısından farklıydı. Teknolojik ve insani kaynakların ortak çalışmaları üstündeki vurgu, farklı kümeler yani "komşulara" Hatta muh­teşem yemekler. Pixar elektronik üstüne kurulu, üretken bir kasabaya benziyor, bir üniversite laboratuvarının tam tersi.

Çaprazlamalar iki yönlü çalışır. Eğer üniversiteler Pixar gi­bi firmalardan bir şeyler öğrenebiliyorlarsa, şirketler Stanford ve Harvard gibi okullardan neler öğrenebilir? Pek çok şey, eğer kampuslara gidip alıcı gözüyle bir bakarak, kendi iş sa­halarında uygulayabilecekleri şeyleri ararlarsa. Çaprazlamanın temelinde yeniliklere açık bir zihin vardır. Farklı yaklaşımları kabullenme konusunda ne kadar açık olursanız, şirketiniz için değerli bir şey bulma şansınız o kadar yüksek olur.

Fosbury Atlayışı

Çaprazlayıcılar bazen de problemleri tersine çevirerek hal­lederler. Yaratıcılık gurusu Edward de Bono. buna "yan dü­şünme" diyor; bir duruma tümüyle farklı bir açıdan bakmak yani. Probleme dümdüz saldırmaktansa, sinsice geriden ya da yandan yaklaşmak.

"Geri geri" inovasyon hakkında bence en muhteşem hika­ye "Fosbury Atlayışı" adındaki hikayedir. 1960'larda Dick Fosbury adındaki genç Oregon'daki Medford Lisesi'nden pek de kayda değmeyen bir atletti. Fosbury bilindik "makas­lama" atlayışı tercih ediyordu. Makaslama atlayışı bazı tenis maçlarında görmüşsünüzdür, hani kazanan oyuncu koşup da ağın üstünden yan bir şekilde atlar. Makaslama atlayışı tenis sahasında işe yarıyor, evet, ama koçları yüksek atlamada ma­kaslama yerine daha etkili ve o zamanlar daha popüler olan "apış açık" ya da başka bir ismiyle "karın yuvarlama" atlayışını yapmasını istiyorlardı. Bu atlayışta ilk önce bir ayağınızı atarsı­nız, ardından bacağınız, kasığınız, karnınız ve kafanız gelir, yu­varlanırsınız, en son arkada yay çizen diğer ayağınız gelir. Fos­bury, kendisine dendiği gibi çalışmıştı ama karın yuvarlama at­layışında ortalamanın üstüne çıkamıyor, 1,6 metreyi geçemi­yordu. Bir gün bir çalışmasında, makaslamayla hiçbir yere va­ramayacağını söyleyen bilgiye karşı gelerek makaslama atlayış yapacak gibi koşmaya başladı. Sonra, beklenmedik bir şey ol­du. Fosbury o zamanı "Yükseldik arttıkça daha çok yatmaya başlamıştım, bir süre sonra sırt üstü yatar olmuştum" diye an­latıyor. Henüz sırtüstü atlamalara başlamamıştı, ama genelde geri geri düşüyordu, üstelik de 1,8 metreyi aşmayı becermişti. 1965'te mezun olduktan sonra Fosbury yarattığı sırtüstü atlayışı çalışmaya başladı. Yarattığı yeni atlayış büyük adımlar­la hız kazanmak ve son anda kendini döndürüp, sırt sopaya bakar bir şekilde yarı parende atarak kendini fırlatmak ve omuzlarının üstüne sırtüstü bir şekilde inmek şeklindeydi. O yaz sırtüstü atlayışıyla 2 metreyi aşmayı başararak gençler ara­sı şampiyonada birincilik kazandı. Üniversitede pek çok ho­cası Fosbury'nin atlama şeklini düzeltmeye çalışmıştı ama na­file, karın yuvarlama atlayışında 1,8 metreyi asla geçememiş­ti. Neyse ki koçu da Fosbury'i üç adım atlamaya çalıştırmak­tan vazgeçti.

Fosbury ise sırtüstü atlamalarına devam etti ve olimpiyat­lara kadar vardı. 1968'da Meksika'daki olimpiyatlarda Fosbury'nin sırtüstü atladığı her sefer, 80.000 izleyici nefesini tutuyordu. Televizyonda babamla olimpiyatları izlediğimizi hatırlıyorum, babam "Bak, şu adama bak, atlayışını izle. Gö­receğin en garip hareket" demişti. Pek çok büyük yenilik gi­bi, Fosbury Atlayışı da ilk bakışta garip görünüyordu. Hem de çok garip.

Uzmanlar, Fosbury'nin boynunu kıracağını söylemişlerdi. Onun yerine Fosbury 2,25 metrelik atlayışıyla Amerika ve Olimpiyat rekorlarını kırdı. Fos­bury'nin tekniğinin profesyonel atletler arasında yayılması on yıl kadar sürdü, ama sonuçta Fos­bury'nin atlayış tekniği, Olimpi­yatlarda yüksek atlama yapan her atlet tarafından kullanılır oldu. İnanılmazdır, Fosbury'nin de­neme yanılmalarla geliştirdiği keşif, bugün hâlâ en etkili yük­sek atlama tekniğidir. Onun bu radikal stili karın yuvarlama atlayışına göre daha çok hıza imkan veriyordu. Yıllar sonra uzmanlar Fosbury Atlayışının üstün "açısal hızı" ve "devrim momenti" konusunda ayrıntılı biyomekanik raporlar yayınla­dılar.

Bugün geçmişe dönüp baktığımızda, karın yuvarlama at­layışını yapanların kullandığı teknik açıkça işlevsiz görünüyor. Yeni bir yaklaşım oluşturabilmek için Fosbury gibi özgür dü­şünen birisi gerekiyordu. Ana Fosbury tekniği bir seferde ge­liştirmedi. Bu inovasyon, inovasyon efsanelerinden en meş­huru olan bir "evreka" anı değildi. Yanlış ve kusurlu görünen bir teknikle çalıştı, kendi eklerini yaptı, tekniğini kendine has bir hale getirdi. Ama bunları yaparken başarıya mı koşuyor­du, çıkmaz bir sona mı koşuyordu bilmiyordu. Tıpkı pek çok iş girişiminde olduğu gibi, Fosbury'ye yeni yaklaşımının ba­şarısız olacağı söylenmişti.

İnovasyonla ilgisi olan birisi için bundan daha iyi moral verecek bir şey olabilir mi bilmiyorum. Bir daha ki sefere bi­risi fikrinizin delice olduğunu söylediğinde, Fosbury Atlayışı­nı bilip bilmediğini sorun.

Çaprazlayıcılar açık zihinlidir. Başarının en olmadık yön­lerden gelebileceğini bilirler.

Bir Tohumun Filizlenmesi

Çaprazlama insanlarla başlar; bitmek bilmeyen merak ve alışılmadık geçmişleriyle engelleri aşma gücünüzü artıran bireylerle. Çaprazlayıcılarımızın geçmişlerini şaşırtıcı hatta ga­rip bulabilirsiniz. Bizim birkaç tane Çaprazlayıcı kay­nağımız vardır. Her zaman üniversiteden yeni çıkmış, hâlâ meraklı taze düşünürlerimiz vardır. Ama bir süre önce, "bu­merang" çalışanlarımızın yeteneklerini de kullanmayı öğren­dik. Bir zaman önce bizimle çalışmış, bizden ayrıldıktan baş­ka işlerde ve sektörlerde çalışıp deneyimlerini çeşitlendirmiş, sonra geri gelen insanlar.

Her şirket kültürlerine hayat katacak ve yepyeni bakış açı­ları sunacak iyi Çaprazlayıcıları kullanabilir. Geçmişleri size garip gelebilir, ama biraz verimli toprak bulacak şansı verin ve bırakın hasat sizi şaşırtsın.

Çeviriden Kazanılanlar

Kendi sektörlerinde hiçbir yenilik olmadığından yakınan­lar derim ki, atlayın bir uçağa da gezin! Sık gezmek ve çok yer görmek etkili bir Çaprazlayıcı olmanın en iyi yollarından bi­risidir. Bazen yeniliğin en kolay yolu başka ülkelere bakmak ve bulduğunu çevirmektir.

İnanılmaz alışveriş deneyimleri yaşanacak bir şehir olan Tokyo'da en sevdiğim dükkân Mujirushi Ryohin, ya da çok bilinen adıyla "Muji." İsminin çevirisi kabaca "Markasız iyi mal" anlamına geliyor. Ben dükkanın tam bir Japon dükkanı olduğunu düşünüyordum. Meğer bu kendine has perakende zinciri ilhamını Amerika'ya yapılmış bir geziden almış, öykü­sü çeviriden kazanılanlara dair harika bir öykü. 1970'lerde ucuz ofis ürünleri satan Seiyu zinciri kendileri için yeni bir marka yaratmak istiyorlardı, bu yüzden tasarım takımlarını uzaklara gezilere gönderdiler. Takımlardan bir tanesi de Amerika'ya geldi. Gezi sırasında takım üyelerinden Kazuko Koike (sonradan meşhur bir yazar olacaktı) ilginç bira kutu­ları toplamaya meraklı bir arkadaşı için bir şeyler bulmak için bir süpermarkete girdi. Markette markasız bir biraya rastladı, o dönem özellikle markasız satılan bir ürünler serisi vardı, kutusu ise siyah üstüne beyaz çizgiliydi.

Koike, basit tasarımı ve süssüzlüğü beğenerek, bu tarzı Seiyu'ya geri götürdü. Seiyu bu Amerikalı tasarımı yapay ve kas­ten ucuz olan bir Japon tasarımına çevirdi, "markasız ürünün ruhu"nu yarattı. Seiyu'nun giyim ve ev eşyası ürünleri, boyan­mamış alüminyum gibi basit malzemelerle üretiliyor; pakederi de parlatılmamış, doğal renk seçenekleri olan siyah, beyaz, kahverengi ve griden başka rengi olmayan kâğıttan yapılıyor. Sonuçta ortaya çıkan marka, "Muji" öyle başarılı oldu ki, bir­kaç yıl sonra Seiyu, Muji'yi ayırarak Mujishiru dükkanlarını aç­maya başladı, ilk dükkanı da Tokyo'nun modern Aoyama sem­tinde açtı. Bugün, Muji'nin Sapporo'dan Londra'ya yaklaşık 300 şubesi var ve satışları ise bir milyar dolar civarında

Çaprazlamanın ruhu budur işte. Gezmek ve hayal kurmak isteyenler için büyük bir ilham kaynağıdır. Muji Amerika'dan aldığı basit bir fikri, inanılmaz bir Japon başarısına dönüştürdü. Peki, dünyada almanız için sizi bekleyen kaç tane fikir var? İnanılmaz bir Amerika'nın  sağlık  firmaları   Japon  başarısına  dönüş-tanesini on dolardan milyonlarca katarakt ameliyatı yapmış olan   Hindistan   Murai'deki Aravind Göz Hastanesi gibi uluslararası örneklerden neler öğrenebilir? Brezilya'nın açai'si ya da Japonların edamame'si gibi bölgesel yemekler, büyük süpermarketlere nasıl getirile­bilir? Uzak diyarlardan, başka ülkelerden hangi fikirleri ve şe­killeri alıp, kendinize uyarlayarak kendinize has hale getirebi­lirsiniz? Sözün kısası, imkânınız varsa bol bol gezin. Fikirler için dünyayı köşe bucak arayın. Asya'ya, Avrupa'ya, Ameri­ka'ya özgü bir şeyi yeniden keşfedin. Belki de çok başarılı olursunuz, kim bilir?

Tersine Akıl Hocalığı

"Ağaç yaşken eğilir" derler, doğrudur, peki ağaç yaşlandı­ğında ne yapacak? Nasıl büyüyecek ve gelişecek? Meslekleri­miz ve zanaatlarımız var olduğundan beri akıl hocalığı, usta­lık ve çıraklık da vardır. Ama ağaca birkaç halka daha ekledik­ten sonra, olaylara bir de ters yanından balan. Bazen yöneti­cilerin ihtiyacı olan şey, genç nesilden bir akıl hocası olabilir.

Tanıdığım en zeki insanlar, Stanford'daki profesör arkadaşım Bob Sutton'un "bilge tavır" olarak tanımladığı şeye sa­hip olanlar, yani doğru yolda olduğunuz zamanı da, yol bul­makta yardıma ihtiyacınız olduğu zamanı da anlayan insanlar. Öğrendiğimiz, tüm deneyimler aksini gösterirken bile yeni ve farklı yaklaşımlara açık olmak gerektiğidir. Tersi­ne akıl hocalığı şirketinizin deneyimlerine aşırı güvenmesine engel olur. Bugünün dünyasında neler olduğu hakkında bil­gi sahibi olabilmek için genç akıl hocalarına başvurun.

Birkaç yıl önce etrafimdaki gençlerin artık kol saati takmadıklarını fark ettim. Chris'e sordum, "Eee Chris, ne bu iş böyle? Toplantıların, görüşme­lerin var, neden kol saati takmıyorsun?." Cevabı beni gafil av­lamıştı. "Tom, kol saatine ne gerek var ki? Cep telefonum saati gayet güzel gösteriyor. Yaz saati değişikliklerini kendim yapmam gerekmiyor, üstelik saat bölgemi değiştirdiğimde sa­at farkına göre kendi kendisini ayarlayabiliyor." Aklıma gelen ilk düşünce "Vay canına" olmuştu, ben bakmıyorken dünya­da nasıl bir değişiklik olmuş böyle. Aklıma gelen ikinci dü­şünce ise "Peki ya Timex firması olsaydım? Ürünüme ihtiyaç duymayacak olan müşterilerin artacağı gelecek için iş strate­jim ne olmalı?"

Birkaç sene önce bana öğrencilerin çoğunun aklındaki sorunun "Nasıl bir ürün yaparsan zengin olurum?" dan "İş dünyasına nasıl daha çok sosyal farkındalık getirebilirim?" e döndü. İş dünyasına girmeden çok önce, bu yeni yaklaşımı sınıflarında görmüştüm. İşimin bir parçası olarak öğrencilerle haşır neşir olmam, sadece ne satın aldıklarını değil ne düşündüklerini de öğrenmemi sağlıyor.

Tersine akıl hocalığından siz de yararlanabilir misiniz? Siz olabilir misiniz? İnsanlar arası çaprazlamaların en iyi tarafı, iki tarafın da yarar sağlamasıdır. Yeni bir iletişim hattı açmayı, ta­kımınızın en genç üyelerinden öğrenmenize olanak sağlayan bir tavır edinmeyi bir düşünün.

Vermenin Hediyesi

Vermek, çaprazlamanın en sezgisel ve uç şekli olabilir. Ta­bii ki para kazanmak için iş dünyasındasınız. Ama cömertlik hem istediğiniz yere gelmenizi sağlayabilir, hem de şirketini­zin talihini açabilir.

Vermenin meydana getirebileceği iyi şans şaşırtıcı derece­de güçlü ve ilham verici bir kuvvet olabilir. Bir bakmışsınız, vermeyi hiç aklınıza gelmeyecek boyutlara çekmişsiniz. Ba­zen en iyi markalaşma yöntemi, tacınızdaki mücevherleri ver­mek olabilir. Bazen mülhem bir Çaprazlayıcı, farkı yaratan olur.

Muhtemelen Nils Bohlin'i hiç duymamışsınızdır, halbuki Volvo'nun yıllardır süren başarısında büyük payı vardır. 1950'lerde Bohlin, İsveçli uçak firması Svenska Aeroplan için çalışıyordu, uzmanlığı da fırlatılan koltuklardı. 1958 yılında Volvo'nun güvenlik bölümünde başmühendis oldu. O dö­nem, iki bağlantılı, dizlerin üzerinden geçen emniyet kemer­leri, çağın harikası sayılıyordu, zaten Amerika'daki pek çok arabada emniyet kemeri bile yoktu. Yıllarını insanları uçaklar­dan fırlatmanın yollarını tasarlamak için harcayan Bohlin, şimdi onları içerde tutmak için yepyeni bir fikir bulmuştu.

Kullanışsız iki bağlantılı kemeri kaldırıp attı, onun yerine üç bağlantılı omuz üstü kemerini tasarladı; bu kemer bugün hâ­lâ otomobillerde kullanılan tasarımın temelidir.

1963 yılında Bohlin'in tasarımı tüm Volvo'larda standart haline gelmişti. Ve bu hikaye de bence en olağanüstü ve fark­lı taraf, Volvo'nun, herkes tarafından rahatça kullanılabilsin, hayatlar kurtarılabilsin diye bu tasarımın patentini atmaması­dır. Bu dönüm noktası ve yıllar boyunca süregelen tasarım ve araştırmaları sayesinde Volvo, güvenlikle eşanlamlı olmuştu. Bohlin ise çalışmalarına devam etti, Volvo'nun büyük rağbet gören SIPS* tasarımı gibi pek çok tasarıma imza attı. Bugün, 40 yıl sonra Volvo'nun sloganı "Hayat İçin," firmanın dün­yanın en güvenli arabalarını yapmak konusundaki içtenliğinin bir yankısıdır.

Siz kazanmak için ne verebilirsiniz?

Doğaya Benzemek

Çaprazlayıcı rolündeki insanlar, diğer rollerdekilere göre şansın ve tesadüflerin önemini çok daha iyi kavrar. Pek çok insanı görüp, pek çok fikri anlayan Çaprazlayıcılar, biraz da şaşırtıcı bal arısına benzer. Pek çok insan bal arılarının nasıl uçtuğunu merak eder, o kocaman tombalak gövdenin üstün­deki o cılız kanatçıklarla nasıl uçulabilir? Ama bal arısı bunu bilmez, sadece uçmaya devam eder. Belki de cevap, zor olan pek çok konuda olduğu gibi, tek tek parçaların bütünündedir. Çaprazlayıcı için de bu böyledir, iş dünyasında etkisi göz ardı edilen bu rol, yenilikçiliğin tohumlarını her yere taşı­maktadır.

Fark ettiğiniz gibi, Çaprazlayıcı pek çok rolün karışımı bir roldür: Biraz Antropolog, biraz Deneyci, biraz da henüz ta­nıtmadığım kişilikler. Her kurumun Çaprazlayıcılara ihtiyacı vardır. Belki, tıpkı bal arısı gibi, siz de beklenmedik bir kah­ramansınız. Geniş ilgi alanlarınız, bitmez bir merakınız ve öğrenmek ve öğretmek konusunda eğiliminiz var mı? Takı­mınızda bu role uygun başkaları var mı? Kanatlarınızın bek­lediğinizden çok çok daha hızlı çırptığını görebilirsiniz. Çap­razlayıcılar, yeniliğin doğal düzeni için çok önemlidir, vazge­çilmezdir. Bu rolü kabul edin. Diğerlerini de cesaretlendirin. Kurumunuza başarı getirecektir.