Bir pekiştirici süreç istenen sonuca ulaşmak için harekete geçirilir. Ancak harekete geçirilen bu pekiştirici süreç zamanla ikincil etkiler yaratır ve bu ikincil etkiler giderek pekiştirici süreci yavaşlatır. Kimse büyüme hedeflenirken ortada görünmeyen problemleri düşünmez ve zaten beklenmeyen sorunlar ortaya çıktığında ise uzun vadeli sonuçlar üzerinde durmaz; daha önce işe yaramış çözümlere başvurur ve sıkıntıyı kaydırır. Ancak bu sıkıntı ötelemenin de bir sınırı olduğunu fark edemez. Sonuçta ne kadar gayret edilirse edilsin, fazla bir gelişme sağlanamaz.
Şekilde gösterildiği gibi büyümenin sınırlarının ortaya çıkışında, piyasalarda genişleme sonucu ortaya çıkan, hızlanan bir büyüme ve performans vardır. Herkes büyümeyi ve performans artırma gayreti içerisindedir. Başlarda bu hedef sağlanır da. Ancak zamanla, büyüme ve performans belli bir düzeyde kalır. Herkes aynı gayreti ya da daha fazlasını gösterse dahi, önceki büyüme hızına ulaşılamaz. Çünkü sistem sınırlarına ulaşmıştır.
İnsanlar da her sistem gibi büyümenin sınırlarına sahiptir. Örneğin bir sporcu, 100 metre mesafeyi 15 saniyede koşmaktadır. Yoğun bir çaba sonucu üç ayın sonunda derecesini 13.30'a düşürür. Daha da büyük bir çaba sonucunda bir yıl sonra 12 saniyeye iner. İki yılın sonunda ise 10 saniyede koşmaktadır. Ancak bu andan itibaren sınırlarına ulaştığından çok daha fazla çaba harcasa da derecesini daha fazla düşüremez.
Süreç, pekiştiren bir büyüme çevrimiyle, dengeleyen bir çevrimden oluşur. Büyüme süreci belli bir artı kendi başına İşler, sonra dengeleyici süreçle karşılaşır ve sonuçta iyileşme hızı yavaşlar, hatta durur. Burada gösterilen yapı, örnek nitelikte olup, birçok çevrim birbirine eklenerek, çok değişkenli bir büyümenin sınırları tip yapısı oluşturulabilir.
Sistemleri yönetirken büyüme koşulları zorlanmalıdır. Eğer büyüme hızı yavaşlamış veya durmuş ise, büyümeyi sınırlayan etkenlerin doğru olarak teşhis edilerek, bu etkenlerin ortadan kaldırılması gerekir. Aksi durumda alınacak acil tedbirler sadece semptomatik tepki olacaktır ve büyümenin hızını tekrar eski seviyeye çekemeyecektir. Bunun sonucunda çalışanlarda ve yöneticilerde "ne kadar sıkı çatışırsak, o kadar yerimizde sayıyoruz" inancı oluşabilecek, bu ise zaten büyüme hızında var olan yavaşlamanın bu kez durmasına yol açabilecektir.
Doğru hareket tarzının başlangıç noktası, pekiştirici sürecin doğru olarak teşhis edilmesidir. Böylece sistem neyin geliştiğini ve büyüdüğünü gerçekçi şekilde ortaya koyar. İkinci adımda örtük olan, çoğu zaman fark edilemeyen sınırlayıcı etkenin ve onun yarattığı dengeleyici sürecin teşhis edilmesi gerekir. Sonuçta pekiştiren ve dengeleyen süreçlerin tam ve doğru olarak ortaya konulması, çözümün en önemli adımlarıdır.
Uygulama: Çevrenizden “Büyümenin Sınırları” tip yapısına uygun bir örnek bulun ve döngüleri çizin.