Ne zaman biriyle görüşecek olsam, onu bekleyecek kadar zamanım varsa, bir kitapçıda randevu veririm. Bu yolla, beklediğim kişiler gelene kadar birşeylerle uğraşabilme şansım olur. Bir yazar olarak nelerin iyi, nelerin kötü sattığını incelemeyi isterim.
Yeni bir konuda bilgilenmek amacıyla bir kitapçıya gitmek gerçekten ilgi çekicidir. Çeşitli yayın organları için serbest çalışan bir yazar olmanın yararlarından biri bu -sizden ne konuda yazmanız isteneceğini asla bilemezsiniz ve kendinizi aniden tuhaf bir konuda hızla bilgilenmek durumunda bulursunuz. Hatta bu yolla, henüz yayınlanmamış bir kitabınız için fikirler bulabilirsiniz. Çoğunlukla bir konuda bilgi ararken ne yapacağınızı bilemez durumda olursunuz. Öncelikle kendi başınıza araştırın, kitapçının konuya en uygun bölümüne gidin. Birşey bulamazsanız katalog görevlisine danışın. Bu size çok ilginç gelebilir. Konuyu sınıflandırma biçiminiz kitapçınınkinden tümüyle farklı olabilir. Havacılık kitaplarını ele alalım. Bunları bazı kitapçılarda "Spor" (Uçmayı Öğrenmek), bazılarında "Askeri Konular" (Efsanevi Spitfire), bazılarında ise "Ulaşım" (80'lerin Sivil Taşıma Uçakları) standlarında buluruz. Kimi kitapçılarda "havacılık" diye ayrı bir stand da vardır. Bu değişken durumun size sağlayacağı ilginç birşey var: Kendinizi hiç umulmadık biçimde tüple dalış, Trafalgar Savaşı, GVVR'ın büyük buhar makineleri üzerine yazılmış kitapları karıştırırken bulursunuz. Bunlardan bazılarını alıp inceleyin.
Kitapları böyle karıştırırken, mevcut tasarı ya da sorununuzla bağlantılar kurabilmek için uğraşın. Bu şunu nasıl etkiler? Bunu yapan bir kitabınız olduğunu varsaysak!