Zamanında, J. R Morgana sorulan, borsanın bir sonraki hareketi ile ilgili kapsamlı soruya basit bir cevapla karşılık vermişti: 'Dalgalanacak.' Peki, sadeliğin gücü -özellikle ürününüze, projenize hatta şirketinize verdiğiniz ismin- etkinizi arttırır ve kendi kazanç beklentilerinizi yükseltir mi?
Sosyal bilimcilere göre, insanların kolay söylenebilen kelime ve isimlere karşı söylenmesi zor olanlardan daha çok bağımlılıkları vardır. İnsanların daha kolay okunabilen ve söylenebilen şirket isimleri ve sermaye hisseleri işaretlerine karşı daha olumlu duygular hissettikleri varsayımını test etmek için bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada söylenmesi kolay ve zor uydurma hisse senetleri isimleri oluşturmuşlardır. Katılımcılara bunların gerçek şirketler olduğunu ve her birinin hisse senedinin gelecekteki hareketlerini tahmin etmeleri söylenmiştir. Katılımcılar söylenmesi kolay olan hisse senetlerinin (Örnek: Slingerman, Vander, Tanley) daha zor söylenenlere göre (Örnek: Sagxter, Frurio, Xagibdan) daha iyi performans göstereceklerini Öngörmüşlerdir.
Bu etkinin gerçek hayattaki yansımasını görmek için, davranış bilimciler 1990 ve 2004 yılları arasında halka arz edilen ve hisse senetleri New York Borsasında işlem gören rastgele seksen dokuz şirket seçmişlerdir. Seçtikleri şirketlerin isimlerinin kolaylığı ile halka arz edildikten sonraki günlük, haftalık, altı aylık ve bir yıllık hareketleri arasındaki ilişkiler izlenmiştir. Araştırmacılar, en kolay isimli on adet şirkete bin dolarlık bir yatırım yaparsa, belirtilen zaman periyotlarında, örneklerinden daha iyi bir performans sergiledikleri görülmüştür. Başka bir çalışmada, New York Menkul Kıymetler Borsasında ya da Amerika Borsasında bulunan 750'den fazla şirketin isimleri söylenebilir ve söylenemez şeklinde yazarlar tarafından ayrıldı. Onlar da benzer sonuçlar elde ettiler.
Size Mxyzptlk Holding şirketindeki hisselerinizi Yahoo! hisse senetleri ile değiştirmenizi ve finans danışmanınızı kovmanızı önermiyoruz. Şirketinize, ürününüze ya da teşebbüsünüze isim verirken, basitliğin önemini küçümsememelisiniz. İnsanlar genellikle projelerinin daha etkili görünen taraflarına konsantre oldukları için, karşısındaki kişi ile bilgi aktarımındaki ilk nokta olan şirketlerinin isimlerini görmezden geliyorlar. Okunması ve söylenmesinin kolay olması, tüketiciler tarafından daha çok sevilmesini, olası hisse sahiplerinin ve diğer karar verenlerin daha olumlu yaklaşmasına neden olur.
Araştırmacılar aynı şekilde el yazısı ile yazılmış bir notun el yazısının kalitesi ile değerlendirildiğini gözlemlemişlerdir. El yazısı ne kadar kötü ise, ikna ediciliği o oranda düşüktür. Okuyucuların mesajı okurken yazının kötülüğünden dolayı okumakta zorlanmaları, mesajın içeriğine inanmalarını da güçleştirir. Peki, güzel yazı yazamayan bizler hiç mi ikna edici mesajlar yazamayacağız? Araştırmacılar yazılarınızın kolay okunabilir bir yazı tipinde daha ikna edici olduğunu kanıtlamışlardır.
Bu araştırmalarda elde edilen tüm bulgular, insanların diğer insanlar ile nasıl iletişim kurduklarına dair genel anlamlar taşımaktadır. Örneğin haber verenler, bilgilerini cafcaflı, abartılı, gereksiz uzun cümlelerle aktarırlar. Başka bir deyişle, gereksiz uzun kelimeler ve aşırı teknik terimler kullanarak zeki olduklarını ispatlamaya çalışırlar. 2006 yılının Kasım ayında bir yönetici ile ekibi arasında geçen bir konuşma şöyle olmuştur:
Biz aktif varlıklarımızı güçlendiriyoruz ve sağlam bir bilgi merkezi yaratmak için stratejik birlikler kuruyoruz. Bunlardan biri de tüketicinin kararıyla son moda teknolojiler kullanarak insan bazlı sistemlerimizi güçlendirmeye dayalı iş yapısıdır.
Bu da ne? 'Biz danışmanız' anlamı çıkartılıyor. Davranış bilimciler tarafından yapılan başka bir araştırmada, kullanılan dilin karışık olması istenen etkinin tersini yaratabileceği gözlemlenmiştir: Çünkü karşınızdaki kullandığınız dili yorumlamakta güçlük çekecektir, böylece vermek istediğiniz mesaj daha az inandırıcı ve yazar da daha az kültürlü görünür.
Ne yazık ki, günümüzde bu tarz mesajlarla iş görüşmelerinden sağlık hizmetlerinde verilen tavsiyelere kadar her yerde karşılaşıyoruz. Örneğin, Stanford Üniversitesinde yapılan bir anket sonucu öğrencilerin yüzde 86.4'nin kendilerini daha zeki göstermek için akademik yazılarında karışık bir dil kullandıkları ortaya çıkmıştır. Daha da rahatsız edici olan, İngiltere temelli danışmanlık firmalarında çalışanların yüzde 56’sı yönetici ve müdürlerinin kendileri ile anlaşılamaz bir dil ile iletişim kurdukları ve bunun sonucunda da daha az ikna edici oldukları gözlemlenmiştir. Eğer verdiğiniz mesaj basit ve net ise, karşınızdaki insanlar sizin şerefinize konfeti yağmuru yapmaz ama en azından size karşı güven eksikliği duymazlar.