Değişim süreci yönetilen bir paradokstur. Bir yanda, daha çok çalışan katılımı ve desteği ve daha çok çevresel yatırım gerekleri vardır. Diğer yanda ise, maliyetlerin düşürülmesi, bürokrasinin azaltılması, çeper faaliyetlerin daraltılması, iş hedefleri üzerine daha net odaklanma—ve bir de çalışan sayısının azaltılması—gerekleri vardır.
Eğer örgüt esnekse, bu paradoks en iyi şekilde yönetilir. Örgütün esnek olması, ortaya çıkan durumlarla baş edebilir olması, aynı zamanda ileriyi de enerjik biçimde planlıyor olması gerekir. Dolayısıyla, bilgelik yaratımının nihai sonucu esnekliktir. Esnek bir örgütte, bilgelik ile yaratıcılık arasında pozitif bir ilişki olması gerekir.
Yaratıcılık ile bilgelik arasındaki ilişkiyi şöyle bir kare diyagramla göstermek mümkündür.
|
Düşük Yaratıcılık Yüksek
|
Yüksek
Bilgelik
Düşük
|
B Karesi:
Hatalarından ders çıkarmanın ötesine geçememiş geleneksel
|
D Karesi:
Esnek örgütler
|
A Karesi:
Esneklikten yoksun ve verimsiz örgüt; değişime cevap veremez
|
C Karesi:
Girişimci örgüt; derinlik yoksunluğu yüzünden sadece bir "saman alevi" olabilir
|
Örgütün ve çalışanlarının ihtiyaçlarıyla idare dışındaki yarardaşlar için kullandığı teknoloji arasında bir denge kurması gerekir. Bunu yapabilmek için Bilgi Yeniliği Sarmalı'na ihtiyaç vardır.
Keza, örgülün bilgeliği de şirket dışındaki yarardaşların—müşterilerin, düzenleyici organların, çevrenin, hissedarların vb.—ihtiyaçlarının dengelenmesini sağlayacaktır. Sözü edilen bu yarardaşların ihtiyaçlarının yönetilmesi demek, daha düşük maliyetlerle daha iyi hizmet verilmesi demektir—ki bu da daha akıllı insanlar, daha akıllı süreçler ve daha akıllı teknolojiler anlamına gelir.