Beyin fırtınası, fikirleri harekete geçirmenin bilinen en iyi tekniğidir. Onu eğiticiler için çekici kılacak bütün özelliklere sahiptir: Derhal uygulanabilir açık kurallara sahip yapılandırılmış bir tekniktir. Ne ki, tarihi boyunca hakkında çok karışık şeyler yazılmış olduğundan, kuruluşlardaki insanlar bu tekniğin etkinliği konusunda çoğu kez ikirciklidir. Bütün öteki teknikler için söz konusu olduğu gibi, beyin fırtınasında da her şey, onu nasıl uyguladığınıza bağlıdır. Birçokları bu tekniği herkesin uygulayabileceği, at-her-şeyi-ten-cereye-bak-bakalım-ne-çıkıyor oturumu olarak algılamıştır. Bu teknik, eğer talihimiz yaver giderse, üretken olabilir; ama onu kullanmış herkesin de bildiği gibi, çoğu zaman sonuç bu olmuyor.
Beyin Fırtınası işe yaramadığı zaman, bunun genellikle belirgin bir nedeni vardır. Bu neden, çoğu zaman insanların ne yapmaları gerektiğini bilmemesidir. Temel kurallar çok kesindir:
- Bir yargıya varmakta acele etmeyin;
- Elinizden geldiği kadar alışıla gelmiş olmamaya çalışın;
- Fikirleri birleştirip geliştirin; ve
- Ne kadar çoksa o kadar iyidir.
Salt bu basit kurallara uyulması bile oturumun daha üretken olmasını sağlamaya yetecektir.
Hepsinden önemlisi, eğiticinin yaratıcı düşünmenin operasyonel düşünme olmadığını sık sık ve sürekli hatırlatması gerekir. Birinde geçerli olan kural ve standartlar diğerinde zarar verici olabilir. Operasyonel düşünmenin uygun olmadığına işaret edilmelidir. Öte yandan fikir üretmek çoğu zaman, "bundan bir şey çıkmaz" düşüncesinin değişik biçimlerinin fikirleri daha doğarken boğduğu oturumlarda çırpınıp duran insanları çarpıcı bir biçimde özgürleştirir. Eğer katılımcılar ortaya atılan bu fikirlerde amacın, genel olarak fikirlerin sahip olduğu potansiyele kapı aralamaktan ibaret olduğunu bilirlerse, çılgın ve garip fikirler üretmenin tadı daha bir anlam kazanır. Beyin fırtınası, çılgın ve uygulanması imkânsız önerileri hayata geçirmek gibi bir niyetimiz olduğu için değil, algı sıçramaları yarattığı için faydalı bir şeydir.
Beyin Fırtınasının Etkisini Artırmak
· Deneyimlerin gösterdiğine göre, birkaç basit teknik beyin fırtınası oturumlarının etkisini artırma bakımından büyük bir fark yaratabilmektedir.
· "Skor" tekniği daha fazla fikir üretilmesini ve çılgın fikirlerin ortaya atılmasını sağlayabilir. Birbirleriyle yarışma halindeki yedi kişiden oluşan bir ekipte, on dakikada 50 ila 100 fikir hedefi makul bir rakamdır.
· Oturumun yapısı şunlara göre değişiklik gösterebilir:
- Gündemdeki sorun hakkında ekibi bir gün öncesinden haberdar etmek, kişisel özümsemeye ve "sorunu kafada evirip çevirmeye" imkân tanımak;
- Oturumu, gündemdeki meseleyle ilgisi olmayan bir ısınma alıştırmasıyla başlatmak; ve
- İnsanların zihinlerini rahatlatmak ve yeni fikirler bulunmasını sağlamak üzere, teknikler arasında mola vermek.
· Bireysel düşünme ile grupsal düşünme arasında gidip gelmek. Bir fikir her zaman tek bir zihnin ürünüdür. Fikir üretmekte tek başına düşünme en iyisidir; ama o fikrin üzerine yenilerini eklemek açısından en iyisi grup halinde düşünmedir. Beyin fırtınası her ikisinden de yararlanabilir. Süreci başlatırken, insanlardan fikirlerini bireysel olarak üretmelerini isteyin. Daha çılgın fikirlerin su yüzüne çıkmasını sağlamak ve ekip içinde söz konusu olabilecek herhangi bir politik endişeyi veya kısıtlamayı aşabilmek için bu fikirleri anonimleştirin. Ardından, fikirleri gruplandırmak için grupsal beyin fırtınasını kullanın, onların üzerine yenilerini ekleyin, birleştirin, değiştirin, geliştirin ve dönüştürün.
Beyin fırtınası, eğitimcilerin "kişiler arası" diye adlandırdıkları sorunlar nedeniyle zarar görebilir. Statü ve kimlikle ilgili endişeler ve kişisel ve politik kısıtlamalar fikir ortaya atma çabalarımızı boğabilir. Fikirlerin ortaya çıkmaya başlaması için ilkin bu endişelerin giderilmesi gerekir. Gerçekleştirilmesi her zaman kolay olmasa da, uygun atmosferin yaratılması can alıcı önemdedir. Politikanın mahvettiği bir beyin fırtınası oturumu, yaratıcı çalışmanın iyi bir operasyonel işlerlik temeline ne kadar çok ihtiyaç duyduğunu gösteren klasik bir örnektir. Bu, iyi işlemeyen bir gruba dayatıldığında, iyi işlememe halini daha da artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.