Her politikacının da kabul edeceği gibi, seçim zamanı adaylar, seçmeni kendilerinin en donanımlı ve en güvenilir lider oldukları konusunda ikna etmek için kendilerini büyük bir baskı altında hissederler. Sadece bununla da bitmez, ayrıca seçim günü seçmenlerin sandık başına gideceklerinden emin olmalıdırlar. Her zaman bazı adaylar televizyon reklamlarına, mektuplara, basına daha fazla para döker ama akıllı seçmen sadece ikna etme sanatına bakmaz.
Bu sorunun cevabı olası seçmenlerin seçim günü sandığa gideceklerse tahminlerini ve tahminlerinin dayandığı sebebi onlara sormaktan geçer. Sosyal bilimciler seçim günü öncesi bu tekniği seçmenler üzerinde kullanmak istediler. Tahminleri sorulanlar, sorulmayanlara oranla yüzde yirmi beş daha fazla oy kullanmışlardır.2000 yılında gerçekleşen Amerika başkanlık seçimlerinde, sadece 537 oy fazlası rol oynadığı için tek bir oyun bile çok şey değiştirebileceği görülmüştür. Bu seçimde seçmen katılımındaki en küçük artış veya azalışın çok büyük bir darbeye neden olabileceği anlaşıldı. Nasıl bir strateji seçmeni sandığa çekebilir?
Bu tekniğin başarılı olmasında iki önemli psikolojik adım vardır, ilki, insanlara sosyal olarak arzu edilen bir davranışa katılıp katılmayacakları sorulduğundan sosyal olarak arzu edilen söz evet olduğundan, evet diyeceklerdir. Böyle bir soru karşısında, “Oy vermek mi? Perşembe günü değil mi, yapamayacağım. Televizyonda gerçekten kaçırmamam gereken bir program var,” demelerinin ne kadar zor olduğunu düşünün. Bu yüzden, ankete katılanların yüzde yüzünün gerçekten oy kullanacaklarını söylemeleri şaşırtıcı değildir.
İkinci olarak, çoğu insan sosyal olarak istenilen davranışlar gösterdiğinden, önceden verdikleri taahhütlerine bağlı kalırlar. Örneğin, restoran sahibi, resepsiyonistin rezervasyon alırken ki “eğer gelemeyecekseniz lütfen arayın” cümlesini “eğer gelemeyecek olursanız bizi arar mısınız” şeklinde değiştirmiştir. Böylece rezervasyon yapıp da gelmeyen müşterilerin oranı yüzde 30'dan yüzde 10a düşmüştür.
Sonuç olarak, adaylar için seçmenlerini sandık basma çekmenin kolay yolu, bir dahaki seçimde oy kullanıp kullanmayacaklarım sormak ve evet cevabını beklemektir. Oy kullanıp kullanmayacağını soran kişi “Biz sizi oy kullanacaksınız diye not ediyoruz ve diğerlerinin de bunu bilmesini sağlayacağım” derse böylece verilen taahhüt gönüllü, etkin ve herkes tarafından bilinen bir şekil alacaktır.
Bu araştırmadan sizin işyerinizde veya daha geniş alanlarda daha etkili hizmet vermeniz için ne gibi dersler çıkartabiliriz? Örneğin, hayır kurumunuz için bir hayır koşusu düzenlemeyi düşünüyorsunuz fakat çok bağış toplayabileceğinize emin olmadan bu işe girişmek istemiyorsunuz. Arkadaşlarınıza, ailenize ya da meslektaşlarınıza bağış yapmayı düşünür müsünüz şeklinde sormanız girişiminiz için size yapacakları bağış hakkında bilgi vermekle kalmaz aynı zamanda, bağış yapma
ihtimallerini de arttırır. Bu strateji ile ilgili başka bir örnekte, bir grup insanı yönettiğinizi düşünün. Yeni girişiminizin başarısını sadece takımınızdakilerin sözlerinden değil anlamlı davranışlarından da görebilirsiniz. Takım arkadaşlarınıza yeni girişimde yer almanın onlara katacağı yararları açıklamak yerine, onlara böyle bir girişime destek verip vermeyeceklerini sorup evet cevabı için bekleyin. Evet cevabından sonra, bu takım çalışanlarından bu girişime neden destek verdiklerini kısaca açıklamalarını isteyin.