Sizi durduran üç genel efsane vardır. Her biri için kendinize o efsaneye inanıp inanmadığınızı ve nedenini sorun. Bu efsaneyi yıkmanın size neye mal olacağını ve başka bir alternatif düşünceye inanmanın sağlayacağı yararlan düşünün.
Büyüdükçe kişiliğiniz değişir: Tam tersine büyüdükçe kim olduğunuzun daha çok farkına varırsınız. Değerleriniz, becerileriniz, farkındalığınız ve bazı davranışlarınız değişebilir ama kişiliğinizin baskın yönleri aynı kalır. Gerçek kişiliğinizin oturması için uzun zaman ve sayısız deneyim gereklidir ve gerçekten etkili olan insanlar gerçek kişiliklerini daha erken fark etmiş olanlardır.
Büyüdükçe zayıf yönleriniz daha fazla ortaya çıkar: Hayır! Bu bize öğretilmiş bir efsanedir. Okulda başarılı olduğumuz dersler için övgü almaktan daha çok başarısız olduğumuz derslerin notlarına odaklanılır ve bunları nasıl düzeltmeyi düşündüğümüz sorulurdu. Böylelikle hepimiz zayıf yönlere odaklanmayı öğrendik. Bu yüzden büyüdükçe zayıf yönlerimizin arttığına inanırız. Oysa tam tersine büyüdükçe öne çıkan güçlü yönlerimizdir. Yaşamımızı onların üzerine kurarız. Güçlü yönlerimizi öğrenme konusunda daha araştırmacı, daha esnek, daha yaratıcı ve daha açık bir hale geliriz.
İyi bir takım elemanı her şeyiyle takıma yardım eder: Üçü arasında belki de üstesinden en zor gelinebilecek olan budur. Çünkü bize öğretilen "bir takımda ben yoktur," düşüncesidir. Oysa iyi bir takım elemanı güçlü yönleriyle takımına destek vermeye hazır olan kişidir; diğer bir deyişle bir takım, bireysel olarak güçlü oldukları yönleriyle takıma katkı sağlayan kişilerden oluşur. Yani iyi bir takım farklı yönleri güçlü insanlar topluluğudur. Çok yönlü olan iyi bir takım elemanı değil, iyi bir takımdır.